Sunay Akın - Şiiriçi Hatları Vapuru
Mart 17, 2024 by admin
Filed under Edebiyat, Sanat, Siir, Ustalara Saygı
Nazım Hikmet vapuru
deniz ile arasına
dökülen asfaltı kırar
ve özgürlüğüne kavuşturur
salacak iskelesini
batmak pahasına
Can Yücel vapuru
alaycı bir düdük çalar
savaş gemilerine
ki rakı şişeleri asılıdır
can simitlerinin
yerine
Attila İlhan vapuru
keyifle yarar suları
içinde çünkü sevgililer öpüşür
ve güvertesinde
sigarasını rüzgâra karşı yakan
bir katil üşür
Edip Cansever vapuru
denize yansıyan
otel ışıkları altında
gider gelir boğazın en uzak
iki iskelesi
arasında
Orhan Veli vapuru
evlerine taşırken
telaş içindeki insanları
küpeştesinden atılan
simitleri kapışır
martı kuşları
Cemal Süreya vapuru
akşamüstleri giyince
ışıklı elbisesini
ince bir duman savurarak havaya
dansa kaldırır
kız kulesini
Sunay Akın
Şiiriçi Hatları Vapuru
Alev Ermiş Mavitan’ın “Nostalji” İsimli Camaltı ve Yağlıboya Resim Sergisi
Alev Ermiş Mavitan’ın “Nostalji” isimli camaltı ve yağlıboya resimlerinden oluşan sergisi 30 Mart - 23 Nisan 2024 tarihleri arasında Galeri Selvin’de sanatseverlerle buluşuyor…
1957 doğumlu sanatçı Alev Ermiş Mavitan, 1979 Boğaziçi Üniversitesi Ö.L.Y.O Pazarlama bölümünü bitirmiş, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim, Heykel, Dekoratif Sanatlar Bölümlerini birincilikle kazanmıştır. 1985 Yüksek resim bölümü Prof. Neşet Günal ve Prof. Neşe Erdok Atölyesin’nden diploma almıştır. 1999-2002 tarihlerinde Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Dekor ve Kostümleri Bölümünde Desen dersi öğretim görevlisi olmuştur. 1984 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi 100. Yıl Karma Resim Sergisi Pamukbank Teşvik Ödülü ve 1985 Gençlik Yılı “Genç Sanatçılar” Öğrenci Yarışmalı Sergisi Misyonuna sahiptir. 1985 yılından bu yana yetişkin ve çocuk birçok öğrenci yetiştirmiş, çok sayıda kişisel ve karma sergilere, sanat fuarlarına , proje çalışmalarına, sempozyumlara ve sanat şenliklerine katılmıştır.
Sanatçı camaltı ve yağlıboya eserlerinden oluşan “Nostalji” adını verdiği sergisi için şunları söylüyor;
Bu resimler, evrensel ve çağdaş resmi, kolaycılığa kaçmadan, yozlaşmadan, gündelik ucuz eğilimlere, dürtülere kapılmadan gösterir. Geçmişe sığınmaz ama gelenekten de kopmadan birikimleri bugüne katarak değişen zaman ve koşullar içinde yaşamın güzelliklerine ve zenginliğine yeni ve farklı bir estetik bakış getirmek derdindedir.
İzleyeni sanki kendini daha modernmiş gibi hissettirip kandırmaz. Düzenbaz değildir. Anlaşılmaz cümlelerin arkasına sığınmaz. “çağdaş popüler” olma tehlikesi taşıyan şeylerden uzak durur. Görsellik dışında başka bir disiplin diline ihtiyaç duymaz.
Resmin kendi plastik değerleri üzerinden üretilmiştir. Sanat etiği ve terbiyesi vardır. İçseldir, samimidir, dürüsttür ve inandığım doğrudadır. Sanat tarihine karşı sorumludur.
Özgün, insan figürlü kompozisyonlarda çizim, tasarım, açık-koyu, renk dengesi ve psikolojik boyut ağır basmaktadır. Dikkatin insan figürüne çekilebilmesi amacıyla resimler genellikle soyuta yakın bir fon üzerindedir. Kullanılan objeler konuyu destekleyip anlatımı kuvvetlendirmek içindir.
Günümüz, geçmiş ya da yaşam, yani oyun, ilişkiler yada yanlızlık jönglörler, oyuncular (yani bizler) üzerinden, camaltı resim ve yağlıboya resim gibi iki disiplin ile bilgelik şifa ve bereket anlatan sembollerle de desteklenerek resmin kendi serüveni ile resimsel bir dil ile anlatılmıştır.
Galeri Selvin - Arnavutköy Dere Sok. No:3 Arnavutköy,Beşiktaş/İstanbul - Tel: 212.263 74 81 - selvincg@gmail.com - www.galeriselvin.com
Galerimiz Pazar ve Pazartesi günleri hariç 11:00 – 19:00 saatleri arasında açıktır.
SanatLog Haber
Hayal Bilgisi Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
Hayal Bilgisi, bir yılı aşkın süredir bir arada olan ekibimizin ürünlerinden bir başkası…
Edebiyat heyecan ve özlemiyle bir araya gelen her ekip, çabalarının dışa vurumu olarak ya bir dergi doğurur, ya bir internet sitesi…
Bir facebook sayfası ile Hayal Bilgisi ilk kez tanıştı takipçileriyle. Bu sayfada, her gecenin bir şair konuğu vardı ve gece boyunca konuğumuz hakkında bilgiler veriliyor, eserlerinden bölümler paylaşılıyordu. Böylece, şairimizi tanımayanlar biraz olsun tanımış, tanıyanlar ise, paylaşılan eserler üzerine sohbet etmiş, fikirlerini paylaşma imkanına kavuşmuş oluyordu. Aynı zamanda güncel konuları da ele alıp kendimizi ve yazdıklarımızı hayatın gerçekliğiyle denk tutmaya uğraşıyorduk.
Sonraki süreçte, takipçilerimizin yazılarını taşımak istedik sayfamıza ve her gece bir resim ya da fotoğraf paylaşarak, bu resimleri/fotoğrafları bir şiir, öykü ya da söz ile en iyi yorumlayan takipçilerimize kitaplar, dergiler hediye ettik.
İlerleyen zamanlarda, ekibimiz daha da genişledi ve ilk kitabımızı sayfanın adıyla yayınladık. Mehdi Akan’ın Hayal Bilgisi adlı şiir kitabı, Haziran 2024’da, İstanbul’da, 600 adet basıldı. Bu kitabı, arzu eden tüm dostlarımıza, posta yoluyla hediye olarak gönderdik.
İkinci kitap çalışmamız, yine ekibimizde yer alan Gülşen Çağan’ın, Ay Sevdası adlı şiir kitabı oldu. Ay Sevdası, Kasım 2024’da İstanbul’da, 1000 adet basıldı.
Bir kitap kampanyası yaparak, Van Erciş’te bir köyümüze, 500 kitap ile kapılarını açan bir kütüphane kurduk.
Şu anda, Van’da, çalışmalarımızı daha rahat gerçekleştirebilmek için bir kitapçı açmanın telaşı içerisindeyiz. Hazırlayacağımız mekanda, şimdiden bir araya getirdiğimiz 700 kadar kitabı yöre halkının hizmetine sunacağız ve bir kütüphane sistemi dahilinde, isteyen, istediği kitabı alıp okuyabilecek. Ayrıca, haftalık olarak, okuma günleri gerçekleştireceğiz. Bunun yanında, Hayal Bilgisi’ni bir yayıncı kimliği ile kurumsallaştırdıktan sonra, halihazırda yayınlanmayı bekleyen bir dizi kitabı yayına alacağız ve Hayal Bilgisi şiir/öykü yarışmalarını başlatacağız.
Bu dergi, esasında daha büyük bir projenin öncülü mahiyetinde… Toplamda 12 sayı basıldıktan sonra, kendi kendini kapatacak bir derginin hazırlıkları içerisindeyiz. Her sayı için farklı bir etkinlik planlıyoruz. Bir köye kütüphane kurmak, ulusal çapta bir şiir ve öykü yarışması düzenlemek, Van’da, bir şairler/yazarlar buluşması düzenlemek, bu etkinliklerden şu ana dek fikri altyapısı oluşturulanlar… Dergiyi içerik olarak, yalnızca şiir, öykü ve deneme ile sınırlandırarak, edebiyat dergilerini can sıkıcı bir hale bürüyen gereksiz tartışma ve incelemelerden uzak tutmaya çalışacağız. Bunun yanısıra, dergilerin, ünlü şairlerle/yazarlarla söyleşi yapma hırslarına bir tepki olarak, her sayıda, ‘ünsüz’ bir vatandaşımız ile 20 soruluk, kısa cevaplı söyleşiler gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Korsan kitap satan bir genç, bir ayakkabı boyacısı, bir sahaf, bir gazete dağıtıcısı, bir tinerci, bir ev hanımı dergimize konuk olabilecek mesela.
Tüm gelirini, yukarıda sözünü ettiğimiz etkinliklere aktaracağımız dergi için, uzun süreli bir hazırlık yapmak gerektiğini düşündük. Bu nedenle, hazırlıklarımızı tamamlayıncaya dek, elinizdeki dergiyi aylık olarak çıkaracağız. Böylece, karşılaşabileceğimiz zorlukları, önceden bilecek ve bir hareket planı belirleyeceğiz. Bu dergiyi, çok yakında çıkaracağımız derginin, internet jargonuyla, bir ‘beta yayını’ olarak tanımlayabiliriz.
Hiç şüphesiz, edebiyatı ‘araç’ olarak gören bir ekibiz. İnsanlara ulaşabilmek, onlara, hissettiklerimizi hissettirebilmek niyetindeyiz. Rengi, dili, dini, ideolojisi ne olursa olsun, birey ve toplum olarak insanı önemsiyoruz. Bizler emeğin birleştiriciliğine çok inanarak, içinde var oluğumuz topluma kendimizi sorumlu hissediyor, dile getirmeye çalıştıklarımızla, esasında, problem tanımları yapmaya azmediyor ve aynı inançla çözümler üzerinde duruyoruz. Bu amaçla, yayınlayacağımız tüm sayılarda, bir kapak konusu belirleyecek ve bu konu etrafında zorlayacağız zihinlerimizi. Siz takipçilerimize de bizden emeğinizi esirgemeyin diyoruz.
İlk sayımızın konusu: HUZUR!
‘Huzur nedir; nasıl elde edilir?’ sorusuna bir cevap olarak kaleme aldık eserlerimizi. Beklenildiği üzere, huzurdan ziyade, huzursuzluk ekseninde kağıda düştü cümleler. Aslında ne kadar da huzursuz olduğumuzu gördük. Naçizane fikirlerimizle kendi huzur arayışlarımızı paylaştık sizlerle.
Mutlaka size hitap eden bir yazı ve yazar ile tanışacağınızı umut ediyoruz.
Dergimizin ilk sayısından edinmek ve fikirlerinizi paylaşmak, ayrıca eser gönderimi ile ilgili konular için:
http://facebook.com/hayalbilgisi
SanatLog Haber
Ümit Yaşar Oğuzcan - Beni Unutma
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma
Ümit Yaşar Oğuzcan
Beni Unutma
Philip Larkin - Susamak Özgürlüğe
Mart 17, 2024 by admin
Filed under Edebiyat, Sanat, Siir, Ustalara Saygı
Artık ayrılmak gerek, sevdiğim; ne yıkıcı,
Ne de acı gelsin bu bize. Eskiden
Pek çok ay ışığı vardı, pek çok kendimize acıma;
Bitirelim bunu burda; çünkü gün
Hiç böyle yiğitçe dolaşmadı gökyüzünde,
Yürekler hiç böyle susamadı özgürlüğe,
Dünyaları yıkmaya, ormanları yakmaya.
Tutamayız bunları, biz şimdi kabuklar gibiyiz
Tohumların büyüdüğünü gören bir başka iyiliğe.
Böyle olmasaydı, diyeceğiz; böyle söylenir hep.
Ama çözülsün daha iyi yaşamlarımız birbirinden,
Kendini rüzgârlara bırakmış, ışıklarla ıslak,
Rotaları çizili iki koca gemi, nasıl kopup
Uzaklaşırlarsa el sallayıp bir limandan,
El sallayıp nasıl kaybolurlarsa gözden.
Philip Larkin
Susamak Özgürlüğe
Çeviren: Cevat Çapan
Sonraki Sayfa »