Kütüphaneciler “Korsana Hayır” İçin Yürüdü!
YÜRÜYÜŞ BASIN BİLDİRİSİ
27 Mart 2024 – Taksim Meydanı
Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi
“KÜTÜPHANELERİ KEŞFEDİN, KORSANI YOK EDİN”
Hepiniz hoş geldiniz.
Kütüphaneciler, yayıncılık sektörü temsilcileri, yazarlar, basın/medya mensupları ve İstanbul halkı bugün burada “kentin kütüphanelerini konuşmak ve korsan yayınlara hayır demek” için bir araya geldik. Kıtaların, kültürlerin, tarihlerin buluştuğu bu “köprü kentte”, İstanbul’umuzda, şimdi duyarlılıklarımızı buluşturuyoruz.
Hep birlikte diyoruz ki; kütüphaneler bir kültürün, bir ülkenin, bir kentin zenginliğidir ve bu zenginliği yaşatmak, yaşamın içinde hissetmek gerekir. Kütüphaneler; kültürel hafızanın yaşatıldığı, düşünce özgürlüğünün yeşerdiği, bilinçli bir toplum olmayı olanaklı kılan vazgeçilmez kurumlardır. Gelişmişliğin, kalkınmanın, sosyal devletin göstergesidir. Ancak, kütüphaneler gündelik yaşamın içinde işlevsel bir biçimde yaşatıldığı, kullanıldığı ölçüde gerçek işlevini yerine getirir. Kütüphanelerimizi yaşamın içine koymalıyız. Kütüphanelerin gerçek sahipleri olan sizlere sesleniyoruz: kentin farklı yerlerinde çağdaş bilgi hizmetler sunan ve sizleri bekleyen 300’den fazla kütüphane ve bilgi merkezini keşfedin, yararlanın ve sahiplenin…
Kütüphaneler; aynı zamanda, düşünce ve ifade özgürlüğünün yaşatıldığı, korunduğu ve geliştiği kurumlar olmuştur tarih boyunca. Bir yandan insanlığın düşünsel ürünlerini ve birikimini yarınlara aktarılmasında bir köprü olurken, diğer yandan demokrasinin, kültürel hafızanın ve insan haklarının evrensel normlarının yaşatıldığı ortamlar olmuşlar, bilgiyi kullanma bilincinin gelişmesinde yaşamsal roller üstlenmişlerdir. Kütüphaneciler de, sahip oldukları mesleki duyarlılık ve misyonları gereği, hep düşünce ve fikir özgürlüğünün koruyucusu, yaşatıcısı ve savunucuları olagelmişlerdir. Bizler bu mesleğin mensupları olarak, gelişen ve değişen tüm her şeye rağmen, “düşünce özgürlüğünün temelinin, bilgiye erişim özgürlüğü” olduğuna inanıyoruz. Tüm halkımızı, kentin kütüphanelerine bekliyoruz ve vatandaşlık hakkı olan “bilgilenme özgürlüklerini” kullanmalarını ve talep etmelerini istiyoruz.
Bu ülkenin, bu kentin kütüphanecileri olarak; “cennet ülkemiz”in “korsan yayıncılık cenneti” haline dönüşmesini üzüntü ile karşılıyor ve “korsana hayır” diyoruz. Son verilere göre ülkemizde yayıncılık sektörünün neredeyse yarısının korsan yayıncılığı içerdiğini görmek ne kadar ironik değil mi? Yazılı, görsel, işitsel, elektronik her ortamdaki düşünce ürününün sahibinden, yazarından, yayıncısından izinsiz çoğaltılıp, dağıtılması demek olan “korsan yayıncılık”, ülkemizdeki yayıncılık sektörünün ve düşünsel üretimlerin gelişmesini engellemekte, yazarlarımızı, sanatçılarımızı, bilgi ve fikir emekçilerimizi ve devleti zarara uğratmaktadır. Biz kütüphaneciler olarak, korsan yayıncılığa karşı çıkıyor ve “düşünce özgürlüğüne evet, düşüncelerin sömürülmesine, emeklerin çalınmasına, fikir hırsızlığına hayır” diyoruz.
Çıkarılan yasa ve yönetmeliklere, yayıncılık sektörü örgütlerinin, yayıncılarımızın ve yetkili kurumlarımızın verdikleri mücadelelere rağmen giderek yayılan korsan yayıncılığın önlenmesinde alternatif bir çözüm öneriyoruz: kütüphaneleri keşfetmek ve onları kullanmak. Halkımız, bilgilenme özgürlüğünü yaşadıkça, kütüphaneleri yaşamın aktif bir aracı haline getirdikçe, okuma ihtiyacını kütüphanelerden karşılayacağı için, korsan yayınlara olan talep azalacak, sonuçta da korsan yayınlar da rağbet görmeyecektir. Çünkü korsanla mücadelenin en etkili gücü “bilinçli tüketici” yani insandır. Burada; devlete ve ilgili kurumlarımıza da önemli bir görevler düşmektedir; nitelikli, işlevsel ve çekici okul, halk ve üniversite kütüphaneleri kurmak ve geliştirmek.
Kütüphanelerin yaşamın işlevsel bir parçası olabilmesi ve korsan yayıncılığın önlenmesine aktif katkı yapması açısından ilgili tüm kesimlere, etkin bir işbirliği anlayışı çerçevesinde önemli sorumluluklar düştüğüne inanıyoruz;
Devletimizin; halk ve okul kütüphaneleri sistemini geliştirmesini, zengin ve işlevsel kütüphaneler kurmasını ve buralarda mesleki eğitim almış kütüphaneciler istihdam etmesini, eğitim sistemini çocuk ve gençlerimizi bilgilenme bilinci yerleşmiş, ahlaki değerleri özümsemiş bireyler olarak yetiştirmesini, yayıncılık sektörünü olumsuz etkileyen, düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyen hukuki düzenleme ve uygulamaları kaldırmasını, bağımsız yayıncılığın geliştirilmesini ve dağıtımda tekelleşmenin önlenmesini,
Yerel yönetimlerimizin, bölgelerinde kütüphane ve bilgi merkezlerini kurarak, halkımızın bilgiye erişme olanaklarını geliştirmesini, ülkemizdeki en sorunlu tür olan okul kütüphanelerinin geliştirilmesinde kamu yönetimi ile işbirliği içerisinde katkılar yapmasını, korsan yayıncılıkla daha etkin mücadele etmesini,
Sivil toplum örgütlerimizin; kütüphanelerle ortak projeler ve işbirlikleri geliştirmesini, korsan yayıncılığın önlemesine yönelik bilinçlendirme ve hukuksal mücadelelerinin daha etkin ve yaygın hale getirmesini,
Yayıncı, Kitapçı ve dağıtımcılarımızın; kütüphanelere kaynak sağlamada daha aktif ve sorumlu davranarak, kütüphanelere özgü uygun fiyat ve indirimler uygulamalarını, maliyetinin çok üzerinde bir fiyat koymamalarını, kültürel çeşitliliğe özen göstermelerini,
Kütüphaneler ve kütüphanecilerimizin; koleksiyonlarını sürekli olarak imkanlar ölçüsünde güncel tutmaları ve zenginleşmelerinin sağlanmasını, telif hakları, her türlü fikir, emek hırsızlığı, izinsiz kopyalama ve korsan yayıncılık konusundaki bilinçli tutumlarını koruyarak bu konudaki duyarlıklılarını topluma yaymalarını, bilinçli bilgi kullanıcıları yetiştirmede eğitim sorumluluklarını üstlenmelerini, korsan yayıncılığın önlenmesi konusunda yayıncılık sektörü temsilcileri ve örgütleriyle işbirliği yapmalarını, kütüphaneler arasındaki değişim ve ödünç verme uygulamalarının bilgiye erişim uygulaması olarak tüm türleri kapsayacak biçimde genişletilmesini, kütüphanelerdeki uygulamalar ve hizmetler konusunda basın/medya organlarını sürekli ve güncel biçimde bilgilendirmelerini,
Basın/medyamızın; kütüphanelerimiz ve ürettikleri uygulama ve hizmetlerin topluma yansıtılmasında daha aktif rol almaları, haber ve yazılarında bu konuların daha çok yer alması, korsan yayıncılık konusunda halkı bilinçlendirici yayınların sunulması.
Ve halkımızın; kentin kütüphanelerini kullanmaları, yönetimlerden işlevsel ve çekici kütüphaneler ve kaynaklar talep etmelerini, bu taleplerinin takipçisi olmalarını, kütüphaneler de gönüllü katkılar sunmalarını, korsan yayınları satın almamalarını, korsan satış yapan kişi ve mekânları yetkili kişi ve kurumlara bildirmelerini
İSTİYORUZ.
Değerli İstanbul halkı; kenti yaşayın, kütüphanelerini keşfedin, korsanı yok edin!
Saygılarımızla
Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi
İletişim ve Bilgi: Mehmet Manyas (TKD İstanbul Şubesi Başkanı) 0530 640 47 71
İnönü Caddesi Hariciye Konağı Sokak Türel Apt. No:3 Kat:1 Daire 3
Gümüşsuyu, Beyoğlu / İstanbul
Tel : (212) 243 7807
www.istanbulkutuphaneci.org
bilgi@istanbulkutuphaneci.org
http://www.facebook.com/istanbulkutuphaneci
SanatLog Haber
Sıcak Nal’ın 7. Sayısı Çıktı!
ARAP BAHARI’NIN RENGÂRENK GÜZELLİĞİ
Sıcak Nal, “Arap Baharı”nın rüzgârını sayfalarına taşıdı. Rüzgâr, Tunus’tan Mısır’a, Libya’da dengeleri alt üst ederek Bahreyn’den Suudi Arabistan’a tüm Arap coğrafyasını katederken, Gökhan Birdal’ın “Bingazi Günlüğü” ve Mohammed A. Bamyeh’in Mısır’da yaşananları analiz eden yazısı bize “Arap Baharı”nın içinden bilgiler taşırken, Nil Pınar Arın da sanal âlemde takipteydi. Ilgın Yıldız’ın çevirdiği Mohsin Hamid’in “Kafa Kesme” öyküsü de, İslam cografyasının zorluklarına tanıklık ettiriyor.
Sıcak Nal, “Arap Baharı”yla kesişen “Edebiyatta Yeni” dosyası ile, Sylvia Plath’in bir şiirinde söz ettiği “yeniliğin hayvanat bahçesine” bakıyor bu sayı. Plath’in şiiri, Enis Akın çevirisiyle dergide yer alırken, İlhan Durusel, Gülseli İnal, Bülent Usta, Enis Akın, Barış Acar, Şener Özmen ve Necmi Zekâ da yazılarıyla dosyaya “yeni” boyutlar kattılar.
Macar öykücü Antal Szerb’in “Madelon Adlı Köpek” adlı öyküsünü, Can Özoğuz’un “Antal Szerb” portresiyle birlikte sunarken, Pierre Perrone’nin ünlü şarkıcı Trish Keenan’ın ölümünün ardından yazdığı yazısı da, “obituary” türünün bir örneği olarak dergide yer alıyor. James Joll ve Thomas Pynchon’dan “Behzat Ç.” dizisine kadar pek çok konunun, yazı, söyleşi, şiir ve öykünün yer aldığı Sıcak Nal, kaldığı yerden yoluna devam ediyor.
Bu sayının öykücüleri Cem Akaş, Mohsin Hamid, Blaise Cendrars, Janset Karavin, Melike Koçak, İlhan Durusel, Antal Szerb, İlhan Durusel, Faruk Ulay, Can Semercioğlu, Deniz Akyıldız, Aslı Birsen, Uğur Bahadır Bayraktar, Pınar Sönmez ve Demet Çaltepe.
Derginin çıktığı günlerde, uzun zamandır kanserle mücadele eden değerli yazarımız Ali Teoman’ı kaybettiğimiz haberini aldık. Sıcak Nal’ın bu sayısına “Tanpınar Çeşitlemeleri” şiirini vermişti. Kendisini saygıyla anıyoruz…
Sıcak Nal, Sayı 7 / İçindekiler:
Hangi Tarafa? / Cem Akaş
Bingazi İsyan Günlüğü: Özgürlüğün Bakışları / Gökhan Birdal
Mısır Devrimi / Mohammed A. Bamyeh (çev. Süreyyya Evren)
Kandil Dağları ve Twitter Takibinden Tahrir Meydanı’na / Nil Pınar Arın
Kafa Kesme / Mohsin Hamid (çev. Ilgın Yıldız)
Eiffel Kulesi Takımyıldızı, Gerçek Hikâye / Blaise Cendrars (çev. Ayşe Soylu)
Rivayet / Janset Karavin
K ve M Hariç / Melike Koçak
Çocuk / Sylvia Plath (çev. Enis Akın)
Yeni Seksidir / Necmi Zekâ
Geçit Törenlerinden Karnavallara / Bülent Usta
Son Yıllarda Şairin Duruşu / Enis Akın
“Yeni”, Ama Hangisi? / Barış Acar
Yenişairle Bir Öğle Vakti / İlhan Durusel
Yüksek Metinlerin Canlı Glifleri / Gülseli İnal
İrfan Amîda ile Bir Konuşma / Şener Özmen
Antel Szerb / Can Özoğuz
Madelon Adlı Köpek / Antal Szerb (çev. Edit Tasnádi - Can Özoğuz)
James Joll ve Thomas Pynchon’da Anarşist Geri Çekilme ve Manevi Arınma / Michael O’Bryan (çev. Kübra Kelebekoğlu)
Nerde Dünür? / İlhan Durusel
Tanpınar Şiirleri / Ali Teoman
Böyle Öyküler 4 / Faruk Ulay
Hayata Başlarken / Can Semercioğlu-Deniz Akyıldız
Alîler / Aslı Birsen
New Weird America / İbrahim Halaçoğlu
Trish Keenan’ın Ardından / Pierre Perrone (çev. İbrahim Halaçoğlu)
Bir Anti-Kahraman Olarak Behzat Ç.’nin Portresi / Gül Yaşartürk
Kurtarıcının Serüveni Devam Ediyor / Seda Seyrek
Kurabiye Tarifi yahut Küf / Uğur Bahadır Bayraktar
Buz Işığı / Pınar Sönmez
Altı Adımda İmparator Olmanın Yolları / Yankı Enki
Misket / Demet Çaltepe
Edebiyat Dünyasının Paradigması Nereye Düşer Ey Özne? / Melike Koçak
Aksu Bora ile Söyleşi / Sema Aslan
PJ Harvey ve James Blake Albümleri / İbrahim Halaçoğlu
Behzat Ç. Vagonuyla Anakaraya Bir İki / Süreyyya Evren
Edebiyatta En Son Neye Yeni Deniyor? / Süreyyya Evren
SanatLog Haber
Yasakmeyve’nin 49. Sayısı: Şair ve Hastalık
Yasakmeyve, “Şair ve Hastalık” arasındaki ilişkiyi irdeliyor bu sayısında. Aynı zamanda doktor olan Murat Üstübal’ın ve uzun süredir hastalıkla mücadele eden ve kitabına “Hastalık Şiirleri” adını veren Bülent Keçeli’nin yazıları dışında, Bâki Asiltürk, Adnan Özer, Metin Celâl, Haydar Ergülen, Betül Dünder, Oktay Taftalı, Cenk Gündoğdu, Elif Sofya ve Mustafa Fırat’ın yazıları da kişisel deneyimlerinin ışığında hastalıkların şairleri nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.
“Şair ve Okuru” sayfalarının bu sayıdaki konuğu ise Veysel Çolak. “Şiir yazmak, insandan ve onun geleceğinden yana bir kalkışmadır” diyen Veysel Çolak ile ile Selami Karabulut konuştu.
Enis Akın, Orhan Koçak’ın “Bahisleri Artırmak” kitabından yola çıkarak Turgut Uyar’ın ehlileştirilmesini; Fırat Demir “Kara Parçaları” köşesinde Lâle Müldür’ü ve 90’lar şiirini; Lâle Müldür, “Müslümanlarla Hıristiyanların Sığınacakları Son Yer”i; Onur Behramoğlu, Moskova izlenimlerini; Cihan Oğuz, şairin teslimiyetini, Aydan Yalçın ve Sabit Kemal Bayıldıran da “edebiyatımızda terim/kavram tartışmaları”nı yazdı. Mehmet Said Aydın da, Selim Temo ile yeni çıkan kitabı “Türk Şiirinde Taşra”yı konuştu. Tahir Abacı ve Ramis Dara ise, şiir kitapları arasındaki yolculuklarına kaldıkları yerden devam ettiler.
Bu sayının sürprizlerinden birisi de, Anita Sezgener’in yakınlarda kaybettiğimiz ünlü anarşist şair F. A. Nettlebeck için yazdığı veda yazısı ve şairden çevirdiği şiir…
Bu sayının şairleri Sezai Sarıoğlu, Metin Cengiz, Enis Akın, Ali Karabayram, Serdar Koçak, Gülce Başer, Soner Demirbaş, Mahmet Said Aydın, Bilal Çiftçi, Mesut Ocak, Özcan Doğan, Batuhan Ekinci, İlayda Vurdum.
Yasakmeyve 49 / İçindekiler:
Şair ve Okuru: Veysel Çolak / Selami Karabulut
Şiirler: Sezai Sarıoğlu, Metin Cengiz, Enis Akın, Ali Karabayram, Serdar Koçak, Gülce Başer, Soner Demirbaş, Mahmet Said Aydın, Bilal Çiftçi
Dosya / Şair ve Hastalık: Bâki Asiltürk, Adnan Özer, Metin Celâl, Haydar Ergülen, Betül Dünder, Oktay Taftalı, Cenk Gündoğdu, Elif Sofya, Bülent Keçeli, Murat Üstübal, Mustafa Fırat
Edebiyatımızda Terim / Kavram Tartışmaları: Aydan Yalçın, Sabit Kemal Bayıldıran
Aşkımın İtiraz Kaydı: Orhan Koçak’ın Yeni Kitabı
‘Bahisleri Artırmak’ Dolayısıyla: Enis Akın
Kara Parçaları: Fırat Demir
Müslümanların ve Hıristiyanların Sığınacakları Son Yer: Lâle Müldür
Anya: Mete Özel
F. A. Nettlebeck’e Kısa Bir Veda: Anita Sezgener
Moskova İzlenimleri: Onur Behramoğlu
Selim Temo ile Söyleşi: Mehmet Said Aydın
Şiir / Hayat: Cihan Oğuz
Şiir Kitapları Sözlüğü 36: Tahir Abacı
Hayatı Şiirleştiren Kitaplardan: Ramis Dara
Vaat Edilmiş Sayfalar (Sina Akyol’un değerlendirmesiyle): Mesut Ocak, Özcan Doğan, Batuhan Ekinci, İlayda Vurdum
Şiyir Sevişgenleri: Metin Üstündağ
SanatLog Haber
Deniz Gökduman - “Ne İçindeyim Zamanın Ne de Büsbütün Dışında”
Deniz Gökduman’ın “Ne İçindeyim Zamanın Ne de Büsbütün Dışında” başlıklı sergisi 1 Nisan -21 Nisan 2024 tarihleri arasında Piha Kollektif’te izleyiciyle buluşuyor…
“Ne İçindeyim Zamanın Ne de Büsbütün Dışında”
1976 Balıkesir doğumlu olan Deniz Gökduman Lisans Eğitimini M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi’nde İsa Başlıoğlu ve Ramiz Aydın’ın atölyelerinde, Yüksek Lisansını İtü Görsel ve Çevresel Sanatlar bölümünde tamamlamıştır. Sanat hayatına soyut dışavurumcu resimlerle başlayan Deniz Gökduman’ın çalışmalarında her zaman konu oldukça önemli bir yere sahiptir. İlk dönemdeki soyut dışavurumcu çalışmalarında biyolojiye olan ilgisi nedeniyle embriyoları konu edinen sanatçı, 2024’den sonraki çalışmalarında figüre yönelmiştir. Sanatçının figüratif çalışmalarını kadın konulu eserler ve toplumsal içerikli eserler olarak iki ayrı başlık altında ele almak gerekir. Erotizmin göze çarptığı ve Mel Ramos’un kadınlarını çağrıştıran Gecenin İçindeki Kadın, Kızıl Saçlı Kız, Onu Görmeden Önce gibi çalışmalarında Pop sanata yaklaşan bir çizgi izleyen Deniz Gökduman’ın, politik simalar, Türkiye gündemini etkileyen olaylar ve günlük yaşamın ayrıntılarından örülü temalardan oluşan Filistin Günlüğü, Barışa Rock, Ne İçindeyim Zamanın Ne de Büsbütün Dışında, On Yedine Geldiğinde gibi eserlerinde ise John Clem Clarke tarzı Foto-Realist bir üslup dikkati çeker. Ancak sanatçının amacı fotoğrafik bir gerçeklik yakalamak değil, ele aldığı konuyu ironik bir biçimde tuvale aktararak izleyiciye sunmaktır. Bu tarz çalışmalarında zaman donmuş bir biçimde çerçevelerin içine hapsedilmiş gibidir. Tuval üzerine serpiştirdiği harflerle bir taraftan bu durağanlığı kırma, geçmişi şimdiye taşıma çabası içinde olan sanatçı bir taraftan da bir şair, yazar ya da düşünürün eserinden alıntılanmış bir bölüme gönderme yaparak tuvalini ele aldığı konunun tartışmaya açıldığı bir platform haline getirmektedir. (Şafak GÜNEŞ GÖKDUMAN)
SanatLog Haber