Tahsin Yücel’in “Yapısalcılık” Yapıtı Üzerine Bir Değerlendirme
Ocak 21, 2024 by Editör
Filed under İnceleme Kitapları, Kitabiyat, Sanat
Tahsin Yücel’in Yapısalcılık adlı çalışması, ana hatlarıyla, Dilbilim, Budunbilim, Göstergebilim konularını inceleme altına alır. Yücel giriş bölümünde, sanat ve düşün alanının doğasına ve tartışma alanlarına değinerek, farklı disiplinlerinde benzer tanımlanma ve değerlendirilme sorunları yaşadığını söyler. Yapılan tartışmaların yapısalcılığın ana ilkelerinden çok, bu bilim ile organik ilişkisi olan araştırma dallarının, göstergebilim, dilbilim, budunbilim alanlarında yoğunlaşmasına dikkat çeker. Yapısalcılık alanında araştırma yapan bazılarının çeşitli yanlış değerlendirmelere yol açmaları sonucunda, bu önemli bilimin neredeyse tanınamaz bir hale getirilmiş olduğu önemle vurgulanır. Kimi yazarların Sarte örneğinde olduğu gibi, yapısalcılığı felsefe kökenli bir sanat dalı olarak ele almış olmalarına değinir. Aslında yapısalcılığın karmaşık bir alan olmadığını söyleyerek, Saussure ve Greimes’ın yönelimlerine bir giriş yapar. Bunun sonucunda yapısalcı yaklaşımın, felsefi siyasal ya da sanatsal bir öğreti olmadığı amacının tutarlı bir çözümleme yöntemi olduğu ortaya çıkar. Kitabın, yapısalcı düşünceyi tanıtmayı amaçladığı ve tutumunun oldukça yalın olduğa vurgu yapılır. Yapısalcılığın, öncelikle ‘başkası’nı anlama ve ‘başkası’nı anlamanın nesnel koşullarını oluşturma çabası olduğu söylenerek kitabın bölümlerine geçilir.
1. Bölümde Dilbilim açımlanır. Dilbilim Devrimi başlığı altında, Yapısalcılığın tarihsel sürecine bir giriş yapılır. Strauus’un, Amerikalı düşünür, Franz Boas’ı yapısalcı düşüncenin başlıca ustalarından biri saymasını ya da kimilerine göre, Amerikalı dilbilimci Bloomfield’ın yapısalcılığın en önemli öncüsü olarak gösterilmesini örneklenir. Ancak ayrıntıların bırakılıp işin özüne inildiği zaman Ferdinand de Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri adlı yapıtının ana kaynak olarak ortaya çıktığı söylenir. Saussure’ün dönemin dilbilimsel yönelimlerini yetersiz bulmasına değinilerek, dil üzerine, herhangi bir araştırmaya girişebilmek için, öncelikle dilin ne olduğunu anlamak ve bunu sağlayacak temel kavramları belirlemek gerektiği düşüncesinin çalışmalarının merkezini teşkil ettiği vurgulanır. Cenevre Üniversitesi’nde yaptığı dilbilim derslerinin hangi ortamda ve döneminde nasıl değerlendirildiği söylenir. 1950’lerden sonraki çalışmaların Genel Dilbilim Dersleri adlı yapıttan yola çıkılarak gerçekleştirildiği üzerinde durulur. Saussure’ün dil olgusuna yaklaşımının temelini günümüzde yerini yapı kavramına bırakmış olan dizge kavramının oluşturduğu belirtilir. Çeşitli örneklendirmelere gidilerek konu açımlanır. Dili bir göstergeler dizgesi olarak tanımlayan Saussure’ün, ses ayrılıkları olarak değindiği tanımlamaya değinilir. Örnek olarak ‘ağaç’ sözcüğü ele alınarak, bu göstergede ‘ağaç’ sesinin gösteren, ‘ağaç’ kavramının ise gösterilen olarak tanımlandığı vurgulanır. Saussure’ün kendinden önceki dilbilimsel incelemelerden farklı olarak, dilsel olguları artsüremli olarak değil eşsüremli olarak ele aldığı ve tarihsel gelişiminde bu tutumu doğruladığı belirtilir. Sausure’ün, ileride yapılacak olan incelemelerin temelini attığı söylenerek, göstergebilimin ortaya çıkacağı saptaması yapmış olmasına yer verilir. Genel Dilbilim Dersleri’ nin yayımlanmasından on yıl sonra otaya çıkan, Prag Dilbilim Çevresi nin doğrudan doğruya Saussure’den esinlenmiş olduğu söylenerek, Dil ve Ses başlığı altında öncelikle bu konunun incelenmesine geçilir.
Prag Dilbilim Çevresi’nin de Saussure gibi dilin bir bildirişim dizgesi olduğu görüşünden yola çıkarak incelemelerini eşsüremsel çözümleme yöntemini kullanarak yaptıkları söylenir. Bu araştırmacıların en önemli yanının, Saussure’ün bile olanaksız bulduğu, sözsel yani, bireysel sesleri incelemekten öteye geçemeyen Sesbilgisini aşmış ve dilsel sesleri inceleyen sesbilimini kurmuş olmaları olduğu belirtilir.
Daha sonra, Prag Dilbilim Çevresi’nin verilerini takip eden ve Saussure’den esinlenen Kopenhag Okulu’nun öncüsü, Hjelmslev’in Genel Dilbilim İlkeleri, Trubetzkoy’un Sesbilim İlkeleri ve Jakobson’un sonraki sürdürdüğü çalışmaların özellikle sesbilime ve değişik dilbilim çalışmalarının yapısalcılığın en verimli yanlarını oluşturduğu söylenir.
Geleneksel dilbilimin, yapının varlığını benimser görünmekle birlikte, tekil öğeler üzerinde oyalandığı, yapısal dilbilimin ise, her öğenin yapı içinde bir işlevi bulunduğu varsayımında bulunarak öğeden yapıya ulaşmaya çalıştığı söylenir. Bu yaklaşımın temeli olarak eşsüremli bakış açısı öne çıkar. Örnek olarak Saussure’ün satranç benzetmesi verilir.
Sesbirimsel inceleme açısından, ‘yapı’ ya da ‘kapı’ sözcüklerinin çok değişik biçimlerde söylenebildiği ancak sözcüğün aynı dili konuşan başka bireylerce de anlaşılabildiği sürece, tüm değişik söyleyişlerin aynı biçimin değişkeleri olduğu vurgulanır.
Barthes’ın giyim düzlemi örneğinin gösterilmesinden sonra, Dil ve Anlam konusuna geçilir. Bu bölümde dilin sessel yapısını belirleyen temel bağların anlam düzleminde de geçerli olup olmadığı ele alınır. Andre Martinet’in bu sorunlara açıklık getirdiği, çift eklemlilik kuramı incele altına alınır. Sesbilimlerin düzenlenim kurallarıyla anlambirimlerin düzenlenim kuralları arasında bir koştuk bulunmasa bile, her iki düzlem açısından aynı türden bağıntının tanımlandığının otaya çıktığı söylenir. Gösterenleri ve gösterilenleriyle birinci eklenimin sunduğu birimler birer gösterge olarak saptanır. Daha sonra, Greimas ve Bloomfield’ın anlambilim konusunun değerlendirmelerine geçilir. Anlatım, içerik, biçim ve anlam terimlerinin Hjelmslev’in yapıtlarında yepyeni bir anlamlar kazandığı vurgulanır.
Söylem başlığı altında, tümcenin tanımlanması söylem kavramı açısından ele alınır. Marinet’in çözümlemesi örneklenir. Tümce ile söylemim özdeşleştirilmesi düşüncesinin anlaşılır bir çaba olduğu savlanır. Tesniere’ın Yapısal Sözdizimin Temel Kavramları adlı yapıtında, özne ile yüklem arasındaki karşıtlığın dilbilimsel açıdan belirleyici olamadığı düşüncesi örneklenir.
Bu konuda Jakobson’un bildirilerin iletilme süreci konusunda geliştirdiği çizgenin herkes tarafından benimsendiği dile getirilerek örnekleme yoluna gidilir. Jakobson’un bu gözlemlerinin dilin iki düzleminin, sözce ve sözcelem düzlemlerininin önemini ortaya çıkardığı söylenir. Sonuç olarak, ‘ben’ yerlemlerine göre anlamlandırmaların yapıldığı söylenerek, nesnel söylemin olmadığı yargısı belirir.
Bölümün sonunda, bu incelemelerin dili kendi öğelerinin bağıntılarıyla tanımlanan bir yapı biçiminde ele alındığı ve yöntemlerinin de, eşsüremlilik/arsüremlilik, dizi/dizim, dil/söz, gösteren/gösterilen, biçim/içerik gibi karşıtlıklar çerçevesinde ilerlediği düşünülür.
2. Bölüm Budunbilim başlığını taşır. Öncelikle Amerikalı dilbilimci Chomsky’nin üretici-dönüşümsel dilbilgisi yaklaşımı ele alınır. Bazı incelemecilere göre, bu kuramın yapısalcılıktan ayrıldığı bazılarının da örtüştüğü düşüncesi tartışılır. Yücel bu noktada yapısalcılığa yapılan, onun sadece dil konusunu ele aldığı diğer insan bilimlerini incele altına almadığı yönünde yapılan eleştirilerine karşı yorumlamalarda bulunur. Ülkemizdeki bazı yanlış değerlendirmelerin, Strauss dışında kalan tüm yapısalcıların, ele aldıkları konuları, toplumun yapısı ile dilin yapısı arasında herhangi bir fark yoktur diye düşünebildiklerini söyler. Daha sonra bu konuda Strauss ve diğer kuramcılar arasında oluşan yargıların nedenselliğine değinilir. Dil ve kültür ilişkisi bağlamında ortaya çıkan yapının analizine gidilir. Strauss’un ünlü çalışması Yaban Düşünce’den örnekler sunulur. Dilbilime yapılan bu budunbilimsel yaklaşımın sonucunda ekinsel olguları gösterge dizgesi oluşturduğu ve bunlarında tıpkı dil gibi bağıntılar demeti olarak işlevsel açıdan bir iletişim öğesi oldukları düşüncesi vurgulanır.
İletişimin her toplumda en az üç düzeyde gerçekleştiği belirtilerek, kadın iletişimi, mal ve hizmet iletişimi, bildiri iletişimi olarak saptanır. Kadın iletişimi al başlığı altında, Strauss’un yöntemi ele alınır. Akrabalık ilişkileri üzerinden evlenme konusu ve toplumların yapısı incelenir. Toplum içinde kadın dolaşımını sağlamanın biçimleri düşüncesi açımlanır. Yakın akrabalar arası cinsel ilişkilerin yasaklanması olgusu üzerinden toplum yapılarına göre çeşitli örneklendirmelere gidilir. İlkel toplumlar ile batılı yaklaşımın arasındaki çelişkiler ortaya serilir. Bu bağlamda tekeşlilik ve çokeşlilik olguları ele alınır. İnsanın en önemli uzlaşmasının doğa ile ekin arasında kurduğu uzlaşma olduğu vurgulanır.
Söylenler alt başlığı altında, doğa ile ekin karşıtlığının çözümlenmesine devam edilir. Strauss’un doğa/ekin, karşıtlığından sonra, ölüm/yaşam, yer/gök vb uzlaşmaz bir takım gerçek karşıtlıklarına yönelinir. Daha sonra, Strauss’un budinbilimsel uğraşının doruğu olarak nitelenen Mythologigues adlı çalışmasının ele alınmasına geçilir. Oedipus söyleni üzerine yaptığı işlemin örneklemesi yapılır. Bu incelemede ortaya çıkan sonucun artsüremli değil eş süremli bir okumayla anlam kazandığı belirtilir.
Tüm söylenlerin doğadan ekine geçişi ‘mutfak ateşi’nin bulunmasına ve besinlerin pişirilmesine bağlanır. Söylenlerin terimsel incelemelerine geçilerek sınıflandırmaları yapılır.
Biçim ve Anlam alt başlığı altında, ilk olarak Strauss’un, düşüncelerine karşı yapılan eleştirilerin değerlendirilmesi yapılır. Ona yapılan biçimci olduğu yönündeki eleştirilere örneklerle cevap verilir.
Strauss’un batılı düşünürlerin yapmış olduğu ilkel/uygar tanımlamasına olan karşı çıkışı önemli bir nokta olarak ele alınır. Bilimsel denilen yapının yorumlamalarına eleştirel yaklaşımını Yaban Düşünce’nin temel özelliklerinde dile getirmiş olduğuna vurgu yapılır.
Barbar ve Uygar alt başlığı altında bir önceki bölüme paralel olarak yine Strauss’a yapılan eleştiriler ele alınır. Strauss, yapılan eleştiriler karşı, ilerleme düşüncesini yıkmaya çalışmadığını, onu insan gelişimin evrensel bir ulamı halinden bizim toplumumuza özgü, özel bir varoluş biçimi düzeyine indirmeye çalıştım diyerek açıklar. Çalışmaları Avrupa toplumlarının modernist yaklaşımlarına karşı eşsüremli bir yaklaşım modeli ortaya koyar.
3. Bölümde Göstergebilim ele alınır. Öncelikle Amerikan Okulu olarak adlandırılan, yaklaşım incelenir. Peirce’in göstergebilim alanında Saussure ile olan öncelik durumları ele alınır. Peirce’in göstergebilimi, farklı alanlarda uygulama pratiğine almış olmasına vurgu yapılarak tüm bilgi nesnelerini göstergebilimin konusu haline getirdiği söylenir. Daha sonra Morris’in, Peirce’in dağınık ve değişken göstergebilim anlayışından uzak bir biçimde davranış kuramına dayanarak genel bir göstergebilim kuramı oluşturmaya çalışması ele alınır.
Daha sonra, Peierce’in göstergebilimsel çalışmalarının mantık kökenli olduğu belirtilerek, Avrupa’da göstergebilimin dilbilim kökenli olduğuna değinilir. Ve Avrupa’daki göstergebilim anlayışı açımlanır. Roland Barthes’ın göstergebiliminin konusunu anlam olarak kesinleştirip, gösterge dizgelerinin, yazın ve tiyatro yapıtlarının, birer anlamlandırma dizgesi oluşturduğu düşüncesi ele alınır. Bu saptaması ile Barthes’ın, dilbilimi göstergebilimin bir kolu olarak düşünen Saussure’ün görüşünün tersini savunduğu ortaya çıkar.
Bir sonraki alt başlıkta Rus Biçimcileri olarak adlandırılan, Moskova Dilbilim Çevresi ve Şiirsel Dil araştırmaları Derneğinin çalışmaları ele alınır. Saussure’a çok benzeyen bir yaklaşım ile nesnenin kendisini eşsüremlilik düzleminde ele almış oldukları söylenir. Bu incelemelerinde yazarın yaşamı, çağ ve toplum gibi kendi varlığının dışında kalan verileri ele almayarak, her şeyden önce yazınsallık vurgusunu öne çıkardıkları görülür. Propp’un Masalların biçimbilimi adlı çalışması ele alınarak metinlerdeki anlatı kurgusu deşifre edilerek Rus Biçimcilerinin değerlendirilmesi yapılır.
Göstergebilimsel anlam konusunda ise, genel olarak, Greimas’ın göstergebilim anlayışı incelenir. Göstergebilimin konusunun anlam olduğu düşünüldüğü için öncelikle anlamın ne olduğu sorusu tartışmaya açılır.
Göstergebilimsel dörtgen başlığı altında ise, anlamlamanın temel yapısı olarak nitelenen bağıntıların örneklenmesi olan göstergebilimsel dörtgen çalışmaları ele alınır. Örneklemeler sonucunda göstergebilimsel anlam çözümlemesinin, özelden genele, genelden özele, bütünden parçaya, parçadan bütüne doru sürekli bir açılım biçiminde eklemlendiği ortaya çıkar. Konuyu desteklemek için Strauss’un doğa/ekin karşıtlığı saptaması çizgileştirilerek verilir. Sonuç olarak, göstergebilimsel dörtgen uygulamasının yalnızca cinsel ilişkilerin ya da kişiler arası bağıntıların çözümlenmesinde değil, herhangi bir dizgenin temel anlam yapısından, değişik dizgelerin karşılaştırılmasına kadar tüm alanlarda yapılabileceği özetlenir.
Eyleyenler başlığı altında, göstergebilimsel incelemede yüzeysel düzeyin ele alınmasına geçilir. Propp, Greimas ve Tesniere’in bu konuyu açımlayan çalışmalarına değinilir. Propp’un izinden giden bir çalışma yapan, Etienne Souriau adlı Fransız yazarın, tüm oyunların altı ‘oyunsal işlev’ üzerine oluştuğu örneklendirmesi ele alınır.
Greimas’ın ayrıntılı çözümlemeleri ele alınarak, anlatı kavramını alabildiğince genişlettiği, yazınsal söylemden bilimsel söyleme, ekinsel uzamın kuruluşundan, sıradan bir eylemin hazırlanışına kadar her şeyi bir anlatı çizgesinde çözümlemeye çalışmasının nedenleri üzerinde durulur.
Koşullandırım Türleri araştırmalarında ise, Greimas’ın bu konudaki örnekleri inceleme altına alınır. Greimas’ın koşullandırmayı öznenin yüklem üzerinde gerçekleştirdiği bir değişim olarak tanımlaması gösterilerek örneklere devam edilir.
Çözümlemelerin, belirli bil dil ya da dil topluluklarının yapısına göre yapılmasının önemine değinilerek, bunun göstergebilim tasarısının zayıflığı olarak görülmemesi söylenir. Ve göstergebilimin sorunu olarak“insan için dünyanın ve insanın anlamı” olduğu belirtilir.
Özneler ve Öznellik Alanları başlığında ise, Yapısalcılığın ve göstergebilimcilerin özneyi ve öznenin alanları konusunda yaklaşımları incelenir.
Greimas’ın İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde verdiği derslerde temelinin atılmış olduğu söylenen göstergebilimin ana çizgileri ile nereden gelip hangi düzeye gelmiş olduğunun özetlenmeye çalışıldığı vurgulanır.
Çalışmanın IV. Bölümünde Sonuç başlığı altında, Yapısalcılığın sınırları, tarih çerçevesinde değerlendirilmesi ve kavram hakkındaki çekinceler dile getirilir. Yapısalcılığa yapılan eleştiriler ve ondan beklenenler somut olarak ortaya serilir. Toplum için önemli olanın neden yapı değil değişim olduğu ele alınır. Yapısalcılığın, bilimsel bir yöntem olduğu ve kendi kendini aştığı oranda kesinleneceği vurgulanır.
Tahsin Yücel’in ülkemizde alanında ilk olarak nitelen Yapısalcılık adlı bu çalışması, birbirinin iç içine geçmiş olan farklı disiplinlerin başlangıç aşamalarından hangi noktalara evrildiklerini göstermesi bakımından özellikle felsefe ve sanat öğrencileri için çok önemli bir kaynak kitap olarak değerlendirilmektedir.
Serkan Fırtına
serkanfirtina35@gmail.com
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız.
Cities of the World
Ocak 20, 2024 by Editör
Filed under Fotoğraf, Fotoğraf Sanatçıları, Fotoğraf Sanatı, Manşet, Sanat
Cities of the World – Fotoğraflar: Utku Atalay
utkuatalay@sanatlog.com
Edebiyat-Kültür-Sanat Dergileri E-mail Adresleri
Hazırlayan: Osman Akyol
DERGİ |
KATEGORİ |
EDİTÖR |
|
Adam Sanat (Kapandı) |
Aylık/Sanat dergisi |
Turgay Fişekçi |
|
Adam Öykü (Kapandı) |
İki Aylık/Öykü dergisi |
Semih Gümüş |
|
Agora (Kapandı) |
İki Aylık |
Osman Akınhay |
|
Alaz (Kapandı) |
Mevsimlik |
E.Mine Ömer |
alazdergi@hotmail.com |
Argos (Kapandı) |
Aylık |
Enis Batur |
|
Akköy |
İki Aylık |
Güven Pamukçu |
akkoydergisi@gmail.com |
Aykırı Sanat |
Aylık |
M. Demirel Babacanoğlu |
aykirisanat@mynet.com |
Afrodisyas Sanat |
İki Aylık |
Tahsin Şimşek |
afrodisyassanat@mynet.com |
Akdeniz Edebiyat |
İki Aylık |
Faruk Demirel |
iletisim@akdenizedebiyat.net |
Ada |
Üç Aylık |
Serkan Türk |
serkanturk61@gmail.com adadergisi@hotmail.com |
Aylak (Kapandı) |
İki Aylık/Öykü dergisi |
Murat Gülsoy |
aylakdergi@yahoo.com |
Aylak Fanzin |
Aylık |
Halil İbrahim Öztürk |
aylakfanzin@gmail.com |
Adı Yok |
Mevsimlik |
Ezgi Harmancı |
adiyok@adiyok.com |
Akatalpa |
Aylık/Şiir dergisi |
Tülay Elal Muş |
akatalpa@hotmail.com |
Amanos Yazıları (Kapandı) |
İki Aylık |
Murat Altunöz |
amanosyazilari@gmail.com |
Altyazı |
Aylık/Sinema dergisi |
Fırat Yücel |
altyazi@altyazi.net |
Andız (Kapandı) |
Aylık/Şiir dergisi |
A.Uğur Olgar |
andizdergi@hotmail.com |
Aşkar |
İki Aylık |
İdris Ekinci |
idrisekinci58@gmail.com |
Aşkın (e) Hali |
Üç Aylık |
Metin Demirci |
askinehalidergisi@hotmail.com |
Ardıçkuşu |
Aylık |
Burhan Mendi |
ardickusu@ardickusu.com |
Ay Vakti |
Aylık |
Şeref Akbaba |
ayvakti@ayvakti.net |
Ayraç |
Aylık/Kitap tanıtım dergisi |
Yunus Emre Tozal |
iletisim@ayracdergi.org |
Ayna İnsan |
Üç Aylık |
Fatih Yavuz Çiçek |
aynaveinsann@gmail.com |
Acemi |
İki Aylık |
Şeref Yılmaz |
bilgi@acemidergisi.com |
Büyük Doğu (Kapandı) |
Aylık |
Necip Fazıl Kısakürek |
|
Baykuş |
Dört Aylık/Felsefe dergisi |
Güçlü Ateşoğlu |
baykus@baykusdergisi.com |
Berfin Bahar |
Aylık |
İsmet Arslan |
berfinbahar1995@hotmail.com |
Bireylikler |
İki Aylık |
Halim Şafak |
bireylikler@gmail.com |
Berceste |
Aylık |
Ümit Fehmi Sorgunlu |
bercestedergisi@gmail.com |
Bir Nokta |
Aylık |
Mürsel Sönmez |
istanbulbirnokta@hotmail.com |
Beşparmak |
İki Aylık |
Talat Avcı |
besparmak@gmail.com |
Biri |
Üç Aylık |
Nergis Canefe |
biridergisi@hotmail.com |
Beyazperde (Kapandı) |
Aylık/Sinema dergisi |
Mehmet Atak |
|
BoardTurk |
İnternet sitesi |
Web admin: Ender Cengiz |
boardtrtr@gmail.com |
B Planı |
İki Aylık |
Salim Nacar |
bplanidergisi@gmail.com |
BASAD Kültür Sanat Dergisi |
Aylık |
Günel Altıntaş |
dergi@basad.org.tr |
Cin Ayşe (Fanzin) |
Altı Aylık |
Anita Sezgener |
cinaysefanzin@gmail.com |
Çevirmenin Notu |
Üç Aylık |
Tozan Alkan |
editor@yasakmeyve.com |
Çağdaş Türk Dili |
Aylık |
Sevgi Özel |
ctd@dildernegi.org.tr |
Çağdaş Yaşam |
Aylık |
Duran Aydın |
mehmet.tasar01@hotmail.com |
Diriliş (Kapandı) |
Aylık |
Sezai Karakoç |
|
Dar Sokak (Kapandı) |
Aylık |
Murat Altunöz |
murataltunoz@hotmail.com |
Damar |
Aylık |
Özgen Seçkin |
ozgenseckin@mynet.com |
Dünya Bizim dunyabizim.com |
İnternet sitesi/kültür sanat portalı |
Asım Gültekin |
dunyabizimgyy@gmail.com |
Dergi-lik |
Blog sayfası |
Abdullah Birokur |
dergilik@gmail.com |
Değirmen |
İki Aylık |
Rüstem Budak |
degirmendergi@gmail.com |
Deliler Teknesi |
İki Aylık |
Aydın Şimşek |
deliler.teknesi@hotmail.com |
Düşünbil |
İki Aylık |
Olcay Yılmaz |
dusunbil@hotmail.com |
Dergah |
Aylık |
Mustafa Kutlu |
bilgi@dergahyayinlari.com |
Düşle (Kapandı) |
Aylık |
Barış Kuran |
bilgi@dusle.com |
Dünyanın Öyküsü |
İki Aylık/Öykü ve eleştiri dergisi |
Özcan Karabulut |
editor@dunyanınoykusu.com |
Dünden Bugünden Edebiyat |
İki Aylık |
Orhan H. Aydın |
bugunden.edebiyat@gmail.com |
Duvar |
İki Aylık |
Enis Rıza Sakızlı |
duvariletisim@gmail.com |
Dil ve Edebiyat |
Aylık |
Üzeyir İlbak |
dilveedebiyatdergisi@gmail.com |
Edebiyat ve Eleştiri |
İki Aylık |
Ahmet Yıldız |
edebiyat@interaktif.gen.tr |
Eylülce |
İki Aylık |
Ahmet Antmen |
eylulce.dergisi@gmail.com |
Ekin Sanat |
Aylık |
Turgut Koçak |
ekinsanat@hotmail.com |
Eylül |
Aylık/Toplumcu edebiyat dergisi |
Erdal Süsem |
eylulkulturedebiyat@hotmail.com |
Edebiyatta Üç Nokta |
Aylık |
Cenk Gündoğdu |
ikarosyayinlari@gmail.com |
Evrensel Kültür |
Aylık |
Nuray Sancar |
evrenselkulturdergi@yahoo.com |
Emektar Daktilo |
Aylık |
İlke Deniz |
emektardaktilo@hotmail.com |
Eşik Cini |
İki Aylık/Öykü dergisi |
Ali Enver Ercan |
esikcini@yahoo.com |
Edebiyat ve Eleştiri (Kapandı) |
İki Aylık/Eleştiri dergisi |
Ahmet Yıldız |
edebiyat@interaktif.gen.tr |
Eliz |
Aylık |
Hilmi Haşal |
elizedebiyat@gmail.com |
Edep |
Aylık |
Arif Ay |
edepdergisi@gmail.com |
Edebi Müdahale |
İki Aylık |
Ömer Faruk Dönmez |
mertedebiyat@gmail.com |
Edebiyat Ortamı |
Aylık |
Mustafa Aydoğan |
edebiyato/span/prtami@gmail.com |
Edebiyatta Üç Nokta |
Üç Aylık |
Cenk Gündoğdu |
ucnokta@hotmail.com |
Esrar |
Aylık |
Veysel Karani Tur |
esrardergisi@hotmail.com |
Fayrap |
Aylık |
Hakan Arslanbenzer |
fayrapper@gmail.com |
Film Arası |
Aylık/Sinema dergisi |
Suat Köçer |
filmarasidergisi@gmail.com |
Güney |
Üç Aylık |
Aziz Özer |
mail@guneydergisi.com |
Gülistan |
Aylık |
Süleyman Karakaş |
gulistan@gulistandergisi.com |
Geceyazısı (Kapandı) |
Dört Aylık |
Enis Batur |
|
Gediz |
Mevsimlik
|
Ahmet Çınar |
gedizdergisi@gmail.com |
Genç |
Aylık/Gençlik dergisi |
Mehmet Lütfi Arslan |
genc@gencdergisi.com |
Galapera Öykü (Fanzin) |
Aylık |
Jale Sancak |
bilgi@galapera.org |
Gölge |
Aylık e-dergi |
Mehmet Kaan Sevinç |
golgeedit@gmail.com |
Hürriyet Gösteri |
Üç Aylık |
Doğan Hızlan |
gosteri@hurriyet.com.tr |
Hariçten Gazel (Kapandı) |
İki Aylık |
Murat Ali Seven |
|
Haşhaşi |
Aylık |
Osman Çakmakçı |
hashasisanat@gmail.com |
Hece |
Aylık |
Hüseyin Su |
hece@hece.com.tr |
Hayalet Gemi (Kapandı) |
İki Aylık |
Murat Gülsoy |
|
Hece Öykü |
İki Aylık/Öykü dergisi |
Hüseyin Su |
hece@hece.com.tr |
Heves (Kapandı) |
Üç Aylık/Şiir dergisi |
Ali Özgür Özkarcı |
hevessiir@hotmail.com |
Hicran |
İki Aylık |
Adem Korkmaz |
hicrandergisi@hotmail.com |
Hayal |
Üç Aylık |
A. Savaş Savaşoğlu |
hayald@gmail.com |
Haksöz |
Aylık |
Hamza Türkmen |
haksozdergisi@gmail.com |
Haber Kültür |
İnternet sitesi |
Ercan Yılmaz |
haberkultur@gmail.com |
Hayvan (Kapandı) |
Aylık/Paldır Kültür dergisi |
Metin Üstündağ |
|
Hayal Bilgisi |
Aylık |
Cihat Albayrak |
editor@hayalbilgisi.org |
Har |
İki Aylık |
Nazmiye Kete |
hardergi@hotmail.com |
Havsala |
Aylık |
Gürsel Tanrıverdi |
havsaladergi@gmail.com |
Islık (Sanal dergi) |
İki Aylık |
Engin Akbaba |
islikdergi@gmail.com |
İnsancıl |
Aylık |
Cengiz Gündoğdu |
insancildergisi@hotmail.com |
İskele |
Mevsimlik |
Safa Arslan |
iskeledergi@gmail.com |
İtibar |
Aylık |
İbrahim Tenekeci |
itibardergisi@hotmail.com |
İzlek (Kapandı) |
Aylık |
Nizamettin Uğur |
izlekedebiyat@mynet.com |
İmge Öyküler (Kapandı) |
İki Aylık/Öykü dergisi |
Özcan Karabulut |
|
İmlasız (Kapandı) |
İki Aylık anarşist dergi |
Halim Şafak |
imlasizyazisma@hotmail.com |
İspinoz (Kapandı) |
İki Aylık/Şiir der/span /pp class=”MsoNormal” style=”text-align: center;” align=”center” gisi |
Hasan Güneş |
hasangunes1972@superonline.com |
insanokur.org |
İnternet sitesi |
Ümit Yıldırım |
insanokur.org@gmail.com insanokur.kitapsitesi@gmail.com |
İzdiham |
Aylık |
Bülent Parlak |
izdiham@gmail.com |
İzafi |
İki Aylık |
Mustafa Orman |
izafiedebiyat@gmail.com |
İnceleyen |
İki Aylık/Kitap Eleştiri ve Tanıtım |
Fatih Budak |
bilgi@inceeleyen.com |
Kurşun Kalem |
İki Aylık |
Veysel Çolak |
kursunkalem2009@gmail.com |
Kar |
İki Aylık |
Niyazi Yaşar |
niyaziyasar@hotmail.com |
Kertenkele |
Üç Aylık |
Şermin Hüküm |
kertenkeleedebiyatdergisi@ gmail.com |
Kuzey Yıldızı (Kapandı) |
İki Aylık |
Vedat Kamer |
kuzeyyildizi@kuzeyyildizi.com |
Kum |
İki Aylık |
Gencer Uçar |
asimsek70@hotmail.com |
Kaçak Yayın (Kapandı) |
Aylık |
Aslan Özdemir |
lm@leman.com.tr |
Kurtuba |
Aylık |
Ahmet Tek |
kurtubadergi@gmail.com |
Kıyı |
İki Aylık |
Fethi Yılmaz |
kiyidergisi@gmail.com |
Köprü |
Üç Aylık |
Mesut Zaimoğlu |
irtibat@koprudergisi.com |
Karagöz |
İki Aylık/Şiir ve temaşa dergisi |
Hakan Şarkdemir |
karagoz@ebabilyayinlari.com |
Kitap-lık |
Aylık |
Murat Yalçın |
myalcin@ykykultur.com.tr |
Kitapçı |
İki Aylık/Kitap tanıtım dergisi |
Ayhan Şahin |
kitapcidergi@gmail.com |
Koridor |
Üç Aylık |
Levent Özbek |
koridordergi@yahoo.com |
Kül Öykü |
İki Aylık/Öykü dergisi |
Bilal Kolbüken |
kuloyku@yahoo.com |
Karakalem |
Aylık |
Metin Karabaşoğlu |
karakalem@karakalem.net |
Kurgu |
İki Aylık |
Alaattin Topçu |
kurgukulturmerkezi@gmail.com |
Karayazı |
İki Aylık |
Süreyya Filiz Sisli |
karayazi.editor@gmail.com |
Karşın |
İki Aylık |
Dilek Genç Dilsiz |
info@herseyekarsin.com |
Kardelen |
İki Aylık |
Kadir Bayrak |
kardelen@kardelendergisi.com |
Kökler (Kapandı) |
Üç Aylık |
Osman Özbahçe |
koklerdergi@yahoo.com |
Kaos GL |
İki Aylık/Labunya dergisi |
Ali Erol |
semih@kaosgl.org |
Kuyudaki Koro |
Üç Aylık |
Bünyamin K. |
kuyudakikoro2012@gmail.com |
Kalem |
İki Aylık |
Kemal Akoğlu |
kalemdergi@mynet.com |
Karabatak |
İki Aylık |
Ali Ural |
karabatakdergisi@gmail.com |
Kün Edebiyat |
İki Aylık |
Ali Tavşancıoğlu |
kun_yayin@hotmail.com |
Kum |
İki Aylık |
Aydın Şimşek |
asimsek70@hotmail.com |
Kırtıpil |
İki Aylık |
Berkan M. Şimşek |
yazi@kirtipil.com |
Kültür Mafyası (Kapandı) |
Aylık/Kültür Sanat Dergisi |
Turgay Özçelik |
info@kulturmafyasi.com |
Kasaba Sanat |
Mevsimlik |
Emine Kuşoğlu |
kasabasanat@hotmail.com |
Kızılcık |
İki Aylık/Sosyalist Siyasi Kültür Dergisi |
Hüseyin Hasançebi |
kizilcik2004@yahoo.com |
Koza Dergisi |
İki Aylık |
Semih Samyürek |
info@kozadergisi.com |
Kirpi |
Aylık |
|
kirpidergisi@gmail.com |
Lacivert |
İki Aylık |
Esengül Kutkan |
lacivert_2005@yahoo.com |
Ludingirra (Kapandı) |
Üç Aylık/Şiir dergisi |
Nemciye Alpay |
|
Mesele |
Aylık |
Osman Akınhay |
mesele@agorakitapligi.com |
Mavera (Kapandı) |
Aylık |
Cahit Zarifoğlu |
|
Milliyet Sanat |
Aylık |
Abdi İpekçi |
webadmin@milliyet.com.tr |
Mühür |
İki Aylık/Şiir dergisi |
Mustafa Fırat |
muhur_siir@hotmail.com |
Mahsus Mahal |
Üç Aylık |
Aytekin Yılmaz |
mahsusmahaldernegi@gmail.com |
Mor Taka |
Aylık/Şiir dergisi |
Yaşar Bedri Özdemir |
mortaka@gmail.com |
Mostar |
Aylık |
Mehmet Raşit Küçükkürtül |
dergi@mostar.com.tr |
Mavi ADA |
Mevsimlik |
Şenol Yazıcı |
adamavi@gmail.com |
Moral Dünyası |
Aylık |
Yavuz Bahadıroğlu |
moral@moraldergisi.com |
Mahalle Mektebi |
İki Aylık |
Ulvi Kubilay Dündar |
ulvikubilaydundar@ mahallemektebi.net |
Mavi Yeşil |
İki Aylık |
Hasan Öztürk |
bilgi@maviyesildergisi.com |
Mimesis |
Altı Aylık/Tiyatro dergisi |
Fırat Güllü |
info@mimesis-dergi.org |
Mürekkep (Fanzin) |
Üç Aylık |
Ömer Uyan |
murekkepdergi.iu@gmail.com |
Notos Öykü |
İki Aylık |
Semih Gümüş |
editor@notoskitap.com |
Nikbinlik |
Aylık |
Ahmet Antmen |
nikbinlik_oet@yahoo.com |
Nida |
Aylık |
Fatih Bütün |
nida_dergisi@hotmail.com |
Natama |
Üç Aylık |
Enis Akın |
natamadergi@gmail.com |
Patika |
Üç Aylık |
Zeki Afacan |
patikadergisi@yahoo.com |
Poetikhaber |
Blog sayfası |
Mustafa Celep |
poetikhaber@gmail.com |
Papirüs (Kapandı) |
Aylık |
Cemal Süreya |
|
Picus (Kapandı) |
Aylık |
Gülenay Börekçi |
|
Peyniraltı Edebiyatı |
Aylık |
Selim Bektaş |
peyniraltiedebiyat@gmail.com |
Roman Kahramanları |
Üç Aylık |
Ömer Asan |
heyamola@heyamola.net |
Rind |
Edebiyat Kitabı |
Tuğrul Tanyol |
rindedebiyat@gmail.com |
Ortanca |
Üç Aylık |
İbrahim İmer |
ortancadergisi@gmail.com |
Öteki-siz |
Aylık |
|
otekisizdergi@gmail.com |
Özgür Edebiyat |
İki Aylık |
Metin Celal |
ozguredebiyat@gmail.com |
Öykü Teknesi (Kapandı) |
İki Aylık |
Aydın Şimşek |
oykuteknesi@hotmail.com |
Öteki-siz |
İki Aylık |
Salih Aydemir |
salihaydemir@otekisiz.com |
Peyniraltı Edebiyatı |
Aylık |
Selim Bektaş |
peyniraltiedebiyat@gmail.com |
Sanat Cephesi |
Üç Aylık |
Sırrı Öztürk |
sanatcephesi@gmail.com |
SanatLog sanatlog.com |
İnternet sitesi |
Hakan Bilge |
hakanbilge@sanatlog.com |
Sıcak Nal |
İki Aylık |
Süreyya Evren |
sicaknal@gmail.com |
Sabit Fikir |
Aylık |
Elif Bereketli |
editor@sabitfikir.com |
Sincan İstasyonu |
Aylık |
Abdülkadir Budak |
sincanistasyonu@mynet.com |
Sinema (Kapandı) |
Aylık/Sinema dergisi |
Mehmet Açar Engin Ertan |
|
Siyahi (Anarşist/Kapandı) |
İki Aylık |
Bülent Usta |
siyahieditor@gmail.com |
Sızıntı |
Aylık |
Dr. Arif Sarsılmaz |
sizinti@sizinti.com.tr |
Somuncu Baba |
Aylık |
Musa Tektaş |
bilgi@somuncubaba.net |
Sombahar (Kapandı) |
Aylık/Şiir dergisi |
Murat Yalçın |
|
Sözcükler |
İki Aylık |
Turgay Fişekçi |
tfisekci@gmail.com |
Seçilmiş Hikayeler (Kapandı) |
Aylık/Öykü |
Salim Şengil |
|
Sühan (Kapandı) |
İki Aylık |
Hüseyin Kaya |
huseynkaya@gmail.com |
Sanat ve Hayat (Kapandı) |
Aylık |
Hacı Orman |
|
Sınırda (Kapandı) |
Üç Aylık |
Hüsamettin Çetinkaya |
info@sinirda.org |
S’imge (Kapandı) |
İki Aylık |
Emine Tutar |
simgedergisi@siirkenti.com |
Sunak |
Aylık |
Hakan Keysan |
hakankey@msn.com |
Sosyalist Forum sosyalistforum.org |
Sosyalist internet sitesi |
Bilal Kolbüken |
info@tekojin.com |
Sekizinci Kıta |
Kırk beş Günlük |
Can Ulusoy |
canulusoy09@gmail.com |
Sarnıç |
Aylık |
İnan Çetin |
sarnicoyku@gmail.com |
Semaver Öykü |
İki Aylık |
Deniz Dengiz Şimşek |
semaveroyku@gmail.com |
Sonsuzkare |
Aylık/Sinema dergisi |
Mesut Uçakan |
info@sonsuzkare.com |
Siyah Beyaz |
Üç Aylık |
Zafer Köse |
dergisiyahbeyaz@gmail.com |
Şiir Atı (Kapandı) |
İki Aylık/Şiir dergisi |
Seyhan Erözçelik |
siirati@turk.net |
Şiiri Özlüyorum |
Aylık/Şiir dergisi |
Fuat Çiftçi |
fuatciftci70@gmail.com |
Şehrengiz |
İki Aylık |
Cihat Karaman |
sehrengizdergisi@hotmail.com |
Şiir Akademisi |
İnternet sitesi |
Hilmi Haşal |
siirakademisi@gmail.com |
Şiir Saati |
Üç Aylık/Şiir dergisi |
Gülümser Çankaya |
gulumsercankaya@yahoo.com |
Şair Çıkmazı |
Aylık/Şiir dergisi |
Adnan Acar |
saircikmazidergi@gmail.com |
Şiirden |
İki Aylık/Şiir dergisi |
Metin Cengiz |
siirdendergi@gmail.com |
Tersakan Toros (Kapandı) |
İki Aylık |
Ali Ozanemre |
tersakantoros@gmail.com |
Taflan (Kapandı) |
İki Aylık |
Faruk Bal |
taflandergi@gmail.com |
Türk Edebiyatı |
Aylık |
Beşir Ayvazoğlu |
tedev@turkedebiyati.com.tr |
Temrin |
Aylık |
Hüseyin Kaya |
bilgi@temrindergisi.com |
Tasfiye |
Aylık |
Ahmet Örs |
tasfiyedergisi@gmail.com |
Türkçe Bilgi |
İnternet sitesi |
|
bilgi@turkcebilgi.com |
Türk Dili Dergisi |
Aylık |
Ahmet Miskioğlu |
amiskioglu@turkdilidergisi.com |
Temren |
İki Aylık/Şiir ve yazın dergisi |
Muammer Can |
temrendergisi@gmail.com |
Tmolos Edebiyat |
Üç Aylık |
Ömer Akşahan |
aksahan953@gmail.com |
Tavır (Sosyalist) |
İki Aylık |
Veysel Şahin |
bilgi@tavirdergisi.com |
Tay |
İki Aylık/Kültür, sanat ve çevre dergisi |
Halil Nihat Yıldız |
taydergisi@mynet.com |
Tasart |
Tasarım ve sanat e-dergisi |
Kamil Eser |
tasartdergi@gmail.com |
Umran |
Aylık |
Şemsettin Özdemir |
umran@umrandergisi.com |
Üçüncü Mevki |
Aylık |
Gökçe Özder |
ucuncumevki@gmail.com |
Ücra |
İki Aylık/Şiir dergisi |
Murat Üstübal |
ucrasiir@gmail.com |
Varlık |
Aylık |
Enver Ercan |
varlik@varlik.com.tr |
Virgül (Kapandı) |
İki Aylık |
Mustafa Arslantunalı |
virguldergisi@gmail.com |
Videosinema (Kapandı) |
Aylık/Sinema dergisi |
Vecdi Sayar |
|
Velvele (Fanzin) |
Aylık |
|
velvelemecmua@mynet.com |
Varaka |
İki Aylık |
Mikail Söylemez |
varakadergisi@gmail.com |
Yaba/Yaba Edebiyat |
İki Aylık |
Aydın Doğan |
yaba@yabaedebiyat.com |
Yasakmeyve |
İki Aylık/Şiir dergisi |
Bülent Usta |
editor@yasakmeyve.com |
Yordam |
İki Aylık |
Mehmet Sait Çakar |
yordamdergisi@yandex.com |
Yaprak (Kapandı) |
On beş günlük |
Orhan Veli Kanık |
|
Yağmur |
İki Aylık |
Abdullah Aymaz |
info@yagmurdergisi.com.tr |
Yedi İklim |
Aylık |
Ali Haydar Haksal |
yediiklim@yahoo.com |
Yumuşak g (Kapandı) |
İki Aylık |
Adullah Faruk Gönüllü |
heybe@yumusakg.com |
Yeniyazı |
İki Aylık |
Yavuz Türk |
yeniyazi@gmail.com |
Yitik Ülke (Kapandı) |
Aylık |
Kadir Aydemir |
yitikulke@gmail.com |
Yolcu |
İki Aylık |
Ferhat Kalender |
yolcudergisi@hotmail.com |
Yom Sanat (Kapandı) |
İki Aylık |
Cuma Duymaz |
yom-sanat@yahoo.com |
Yeni İnsan Yeni Sinema |
Üç Aylık/Sinema dergisi |
Zahit Atam |
yenisinema@yenisinema.net |
Yüzakı |
Aylık |
Muhammet Ali Eşmeli |
dergi@yuzaki.com |
Yedinci Sanat (Kapandı) |
Aylık/Sinema dergisi |
Atilla Dorsay |
|
Yeni Sinema (Kapandı) |
Aylık/Sinema dergisi |
Şakir Eczacıbaşı |
|
Yeni Film |
Üç Aylık/Sinema dergisi |
Bülent Görücü |
yenifilm@gmail.com |
Yön (Kapandı) |
Aylık |
Doğan Avcıoğlu |
|
Yazko Edebiyat (Kapandı) |
Aylık |
Memet Fuat |
|
Yaratım |
Aylık/Şiir dergisi |
Ahmet Çakmak |
yaratisiir@yahoo.com |
Yel Değirmeni |
Nüsha |
Muhammed Emre Yapraklı |
yeldegirmeni0@gmail.com |
Yalnızlar Mektebi |
İki Aylık |
Devran Bostancıoğlu |
info@yalnizlarmektebi.com |
Zalifre Yazıları |
İki Aylık/Şiir ve eleştiri dergisi |
Hüseyin Avni Cinoğlu |
a.akinci58@gmail.com |
Zula |
Aylık |
Efecan Keskin |
zuladergisi@gmail.com |
Zamansız |
Aylık |
Eyüp Fazlı Koştan |
zamansizdergisi@gmail.com |
Kadın Gücünün ve Bilgeliğinin İkonası
Ocak 10, 2024 by Editör
Filed under Araştırma Kitapları, İnceleme Kitapları, Kitabiyat, Manşet, Sanat
Cadı
Tanrıça, Madonna, Meryem, evdeki melek, büyücü, şeytan, cadı… Tarih boyunca eril iktidar tarafından yaratılan kadın imgeleri arasında cadı, ataerkil toplumun imgeleminden modern çağlarda dahi silinmeyen stereotiplerden biri ve kadınla özdeşleşen bütün stereotipler gibi doğrudan kadının cinselliğiyle ilişkili… Ataerkinin kuruluşundan bu yana, yetişkin bir dişillikle ilintili cadılık kovuşturuldu, çocuksu ve işveli kadınlıkla bağlantılı tatlı cadılık ise özendirildi, arzu edilir bir ikon olarak popüler kültür tarafından meşrulaştırıldı. Kadın cinselliğine duyulan arzu ile korku arasındaki eril bölünmenin ifadesi oldu cadılık hep… Cadılarla ilgili ilk bilgileri veren Ortaçağ yazmalarından romanlara, tarih kitaplarından tiyatro eserlerine kadar geniş bir literatüre sahip olan bu “kurum” çerçevesinde kadın daima korkulası ve cezalandırası bir vahşi güç olarak belirlenir. Doğal iyileştirici, büyüleyici ve kuşaklar boyunca anadan kıza aktarılan sırların taşıyıcısı olan kadın, cadı avı ideologları tarafından günahkâr (günah doğayla eşanlamlıdır), cinsel olarak denetlenemez, doymak bilmez ve erdemli erkeği baştan çıkarmaya hazır bir kötülük timsali olarak aşağılanır. Doğaüstü güçler ve bastırılmış cinsellik ayrılmaz şekilde birlikte işlenir. Kadın doğasında varolan vahşi yetenekler ve bilgelik, şeytan tarafından ele geçirilmişliğin göstergesi olarak değerlendirilir ve bu durum kendini saldırgan cinsel davranışlarla ifade eder. İğdiş edici canavar kadın olarak erkeklerin iğdiş edilme korkusunun odaklandığı cadı, din ve eril cinsellik gibi ataerkilliğin iki önemli unsurunu tehdit eder. Dolayısıyla kontrol altına alınmalıdır. Korku sineması ve edebiyatı 50’lerden itibaren cinselliklerini kullanarak erkekleri tuzaklarına düşüren, aileyi, dinsel değerleri, erkeğin cinselliğini ve otoritesini tehdit eden dişi canavar imgesinden faydalanmıştır. Cadı genellikle “ötekidir”, asıl olan ise uysal, masum, dilsiz, iyi yürekli kadın… Bu janra dahil hikâyelerin sonunda dişi canavar yok edilerek cezalandırılırken eril kaygılar yatıştırılır ve ataerkil sistemin devamına olan inanç pekiştirilir.
Cadıların Çekici
17. yüzyıl cinsellik perspektifinde cadılık, cinselliğin dizginlerinden kopması olarak görülür. Klasik cadılık prototipinin şekillendirilmesi yönündeki ilk sistematik yaklaşım, 1486’da sorgu hâkimleri Jacob Sprenger ile Heinrich Kramer’in cadı avcıları için yazdıkları Malleus Maleficarum (Cadıların Çekici) adlı kitaptır. Hıristiyanlık içinde demonolojinin, yani cin ve şeytan bilgisinin klasik ansiklopedisi olan ve otoritesini 300 yıl boyunca tüm Avrupa’da sürdüren kitaba göre “bütün cadılık etle bağlantılı olan zevkten kaynaklanıyor, bu zevk kadınların bir türlü doyamadıkları şeydir. Bundan dolayı bütün zevklerini tatmin etmek için şeytanla bağlantı kurarlar.”
Malleus Maleficarum’da anlatılan demonoloji, cadıların gücünü onların şeytanla ilişkilerine, özellikle de cinsel ilişkilerine bağlayan sistematik bir kurum oluşturur. Bir Batı Avrupa fenomeni olan 15. ve 16. yüzyıl cadı algısı, tamamen şeytanla işbirliği yapan, ruhunu şeytana satarak doğaüstü yetenekler elde eden kadınlar üzerinden kurgulanmış bir algıdır. Klasik cadılığın merkezinde cadıların doğaüstü yeteneklere ve güçlere sahip olabilmek için şeytanla bir sözleşme yaptıkları inancı yatar. Bir kadının erkek ayrıcalıklarını kullanmasından duyulan büyük korku, baştançıkarıcılığı ve doğurganlığından duyulan endişeyle birlikte cadı takıntısının iki boyutunu oluşturur. Cadılık ve büyülü güçlerle kadınlar arasında bağlantı kurulmasının en büyük nedeninin, kadının sahip olduğu ve erkeklerin akıl erdiremediği gizemli yaşam verme, doğurma yeteneği olduğunu belirtir Campbell. Çünkü dişi bedende biyolojik bir ritm vardır. Kadın cinselliğinin zamansallığı evrenin zamanına, kozmik zamana, aya, güneşe, dalgalara ve mevsimlerle bağlı başka bir tür ekonomi içinden kurulur. Bu döngüsel zaman, birçok uygarlığa ait mitlerin ve özellikle de mistik tecrübenin zamanı olan anıtsal zamanla birlikte, çizgisel zamandan başka türlü anlamlar, dişil anlamlar ifade eder. Vahşi (wild) sözcüğü gibi cadı (witch) sözcüğü de bir aşağılama niyetiyle kullanılmıştır tarih boyu… Oysa cadı, yaşlı ya da genç şifacılara yakıştırılan bir addır ve kökeniyse, akıl, bilgi anlamına gelen wit sözcüğüdür. Ancak eski vahşi anne dinlerine baskın çıkan tek tanrı dinlerinin görüşünce, kadının doğanın şifalı bilgisine sahip oluşu, cadılıkla suçlanmasına yetip artacaktır bile…
Modern Cadılar, Wicca’lık ve Ekofeminizm
1749’da başlayan cadı tartışmalarına dahil olan en etkili teorisyen Jules Michelet, Büyücü adlı kitabında kendi radikal çizgisini ortaya koyabilmek için cadılıktan faydalanır. Özgür ruhlu, iktidar karşıtı, kadın yanlısı, doğa tutkunu romantik bir figür olarak ortaçağ ikonografyasına eklenir böylece. Cadıların tanrısı olarak hem pagan doğa tanrısı Pan’ı, hem de Hıristiyan Şeytan’ı belirler Michelet. Bu şeytan, nihai isyancı, “suçluların da suçlusu” ve tam bir anti kahramandır. Ona tapınan cadılar, özgürlüğün neşeli savunucuları ve vahşi doğanın bekçileridirler. Masallardaki cadılıkla değil, modern pagan cadılıkla ilgilenen Lois Martin’in Cadılığın Tarihi-Ortaçağ’da Bilge Kadının Katli adlı kitabında belirttiği gibi Michelet’nin, romantikleştirilmiş ortaçağ köylü cadısı, 19. yüzyıl radikalizm ruhunu üzerine geçirmiş olmakla beraber daha sonraki bir dizi versiyonu da etkiler. 1890’larda Amerikan kadın hakları savunucusu Matilda Joslyn Gage, Michelet’den esinlenerek kendi bilge köylü kadınını, kadınların bedenleri, akılları ve ruhları üzerine girişilen bir savaşta Kilise ve Devlet’in güçlerinin karşısına çıkarır. Kadınların rolünü iyileştiricilere ve Toprak Ana’nın kutsal sayıldığı geçmişin anaerkil döneminin adil rahibelerine indirgeyerek, düzenin erkek egemen güce karşı durmaya kararlı bir düşman olarak tasvir eder kendi cadısını. Gage’in cadısı daha sonra 1970’lerdeki radikal pagan feminist düşüncede yeniden ortaya çıkar ve Amerikan Kadın Hareketi’nin mitolojisinde kadın gücü ve bilgeliğinin ikonası işlevini üstlenir.
Tanrıça ruhsallığının önemini vurgulamaya meyil gösteren neopagan dinler, kadına ve kutsal dişiye yönelik geleneksel dinlerin düşmanca tutumlarını sorgular. Dianik Cadılık (Dianic Wicca) kaynağı radikal feminizmde olan bir dindir; Wiccalık ise panteist pagan inanışlarına dayanan, doğa tabanlı bir inanç sistemi… Doğada tanrısal bir güç bulan ve ekofeminist duyarlık taşıyan Wiccalar, taşlara, kristallere, bitkilere kutsal bir anlam biçerler, doğayla uyum içinde yaşar, ekolojik dengenin sağlanması için çalışırlar. Temel amacı, gezegeni tehdit eden yıkıcı pratiklerin önüne geçecek, yeryüzü temelli yeni bir bilinç geliştirmek olan ekofemistlere adeta ilham olmuştur cadı kültü. Kültürel ekofeminisler doğayla özdeşliklerini çeşitli sanatlar yoluyla dile getirirken, mitlerin anlatımına yönelir, cadı meclislerini yeniden canlandırırlar. Gizemsel kaynaklara, tanrıçaya tapınmaya, paganizme, büyücülüğe veya eski yeryüzü temelli dinlere yönelir, organik yiyecek birlikleri oluşturur, barış kampları düzenler, doğrudan çevre eylemlerine katılırlar. 70’lerde oluşturulan Pagan Federasyonu’nun başkan yardımcılığı görevini yürüten ve kendi kurduğu Hearth of Hecate derneğinin başrahibeliğini yapan Kate West, modern Wicca’lardan biridir. Cadının Mutfağı adlı kitabında Wicca’nın temel prensiplerini anlatır, tütsü, mum ve sabun yapımından yemek tariflerine, bitkilerden yapılan çay ve içeceklerden losyonlara kadar doğal malzemelerle hazırlanan pek çok şifalı karışımın reçetesini verir. Adını cadı avlarının doruğa çıktığı 16. yüzyılda John Knox isimli bir rahip tarafından dağıtılan kadın düşmanı risalelerden alan “Monstrous Regiment Theater” adlı feminist tiyatro grubuysa Vinegar Tom’da dört kadının cadılaştırılması ve sonunda asılmasını anlatır. Oyunda kadınların cadı olarak görülmesine neden olan özellikleri erkeksiz bir hayat seçmeleri, kürtaj yapmaları, sevişmekten haz almaları ve şifalı otlar pişirmeleridir.
12. yüzyılda başlayıp 15. yüzyılda zirveye çıkan, hatta 18. yüzyılda dahi varlığını sürdüren cadı avlarının en büyük nedeni, erkeklerin yapabildiklerini yapabilen kadınların varlığıdır.
Yeni oluşmakta olan “erkek bilime” kadın fikrinin girmesinden büyük bir korku duyulur. Bundan dolayı simyacıların görüşlerini erkek bilimciler, tam olarak reddetmeseler bile onu “temiz olmayan” görüşler olarak açıklayıp, “tertemiz” (kadınsız) bir bilim yaratmak istedikleri için reddederler. Kilise zaten doğuşundan bu yana anaerkil toplumsal yapıyı yıkabilmek için sürekli çaba harcamıştır. Cadılık dünyevi bir sorun olarak görülmüş ve davalar şehir mahkemelerinde yürütülmüştür Ortaçağda. Çoğu cadılık suçlamasının ardında, cinsel güç, şifacılık, ebelik, büyücülük gibi bahanelerin yanı sıra mirasa ilişkin kaygı ve rekabetlerin yattığı da bilinir. Suçlanıp mahkûm edilen kadınların, kendilerine kalan mirası erkek akrabalarına geçirmeyi kabul etmeyip haklarını savunmalarıdır cadılıkla yaftalanmalarının nedeni… Salem cadı yargılamaları, Fatmagül Berktay’ın Tarihin Cinsiyeti’nde belirttiği gibi, kadınların gayrıresmi güçlerinin etkisini ve aynı zamanda da sınırlarını ortaya koyar. Suçlayıcılar, suçlananlar ve tanıklar olarak kadınlar, bu büyük toplumsal çalkantının tam merkezinde yer alırlar ama erkeklerin oluşturduğu siyasal ve dinsel seçkinlerin elindeki resmi iktidar ve güç odağının dışında, ekonomik ve toplumsal bakımdan bağımlı ve silahsız durumda kalmaya devam ederler.
Cadıların Esas Suçu: Aktif Cinsellik
Kadınlar, ana tanrıça olarak Bakire Meryem’in şahsında cinsiyetsizleştirilip, kötücül baştan çıkarıcı Havva’nın şahsında kötülenirken, gerçek kadınlar da cadı diye yakılıyordu. Horkheimer cadı avlarını, “bir cinsel gruba karşı gerçekleştirilmiş en korkunç terörizm” olarak adlandırıyordu. Kilise doktrini, kadının bozuk ve günahkâr bir doğası olduğunu iddia ediyor; erkek egemen dünya bu ideolojiyi kadına karşı şiddet uygulamanın gerekçesi olarak kullanıyordu. Ondördüncü yüzyılda başlayan cadı avları, onsekizinci yüzyıla, akıl çağına kadar sürdü. Avrupa, İngiltere ve Kuzey Amerika’da cadı avları gerçekleştirildi. Cadılara akla gelecek her tür suç atılıyordu gerçi ama esas suçları “aktif cinsellik”ti. Kilisenin gözünde cadının gücü cinselliğinden geliyordu; bir kadının cadıya dönüşmesinin şeytanla girdiği haz verici cinsel birleşme ile gerçekleştiğine inanılıyordu.
Jagentowicz Mills, Woman Nature and Psyche
(Metis Ajanda 2024, Metis Yayınları; Hazırlayanlar: Emine Bora, Müge G. Sökmen)
CADININ KİTAPLIĞI
Cadılığın Tarihi: Ortaçağ’da Bilge Kadının Katli/Lois Martin, Çev: Barış Baysal, Kalkedon Yayınları, 2024
Cadıların Günbatımı/Ahmet Güngören, Ayraç Yayınevi, 2024
Cadı Kız/Celia Rees, Çev: Reşit Arnık, Çitlembik Yayınları, 2024
Tarihin Cinsiyeti/Fatmagül Berktay, Metis Yayınları, 2024
Büyünün Cadılığın ve Okültizmin Tarihi/W. B. Crow, Çev: Fulya Yavuz, Dharma Yayınevi, 2024
Ortaçağ Avrupası’nda Cadılar ve Cadı Avı/Haydar Akın, Dost Kitabevi, 2024
İnekler, Domuzlar Savaşlar ve Cadılar/Marvin Harris, Çev: M. Fatih Gümüş, İmge Kitabevi, 1995
Cadılar Büyücüler ve Hemşireler/Barbara Ehrenreich, Çev: Ergun Uğur, Kavram Yayınları, 1992
Hande Öğüt
handeogut@gmail.com
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız.
Riot in Taksim
Ocak 1, 2024 by Editör
Filed under Fotoğraf, Fotoğraf Sanatçıları, Fotoğraf Sanatı, Manşet, Sanat
Riot in Taksim - Fotoğraflar: Utku Atalay
utkuatalay@sanatlog.com