Ahmet Şık ve “Faşizmin Ordusu”
1 Nisan 2024 Yazan: admin
Kategori: Dergi & Fanzin, Edebiyat, Sanat
Bağımsız mizah ve karikatür dergisi Leman, 1010. sayısında, Gazeteci Ahmet Şık’ın toplatılan “İmamın Ordusu” kitabı dolayımında Türkiye’deki gerici bünyenin prototipini kapağına taşıyarak polis devleti ve faşizmden bir enstantaneyi de görselleştirmiş oldu…
Geri kafalı AKP iktidarı, topu yargıya atsa da, hiçbir ülkede iktidarın haberi olmadan kuşun dahi uçmayacağını Mısır’daki sağır sultan bile biliyor. Bebeler bile biliyor. Öğrencileri coplayan polisler bile biliyor. Satılmış bürokratlar da…
Fakat “cihana bedel” Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her zamanki gibi hiçbir şey umurunda olmadığı için, daha iyisi, balık hafızalı oldukları için bu hazin meselenin nihai anlamı da geniş kitlelerce önemsenmemiş görünüyor. Düşünce özgürlüğü nedir, kim özgürdür, gazetecilik hangi koşullarda yapılır gibi hayati sorular yine arada kaynamış durumda…
Basın erbabı ve medya çalışanları ise, gazetedeki köşelerini yalakalığa ayıran entel-dantel liboşlar ise (örnek: Mehmet Barlas) büyük ölçüde kafalarını kuma sokmuş durumda. Kendilerine dokunmayan yılan bin yaşasın havalarında çoğu. Kendileri tutuklanana dek farkında olmayacaklar anlaşılan… Kendi karıları ve çocukları cezaevi kapılarında değiller ya, ne önemi var efenim bunların. Hiç ama!…
Nedim Şener, Ahmet Şık… Veya Uğur Mumcu. Ya da Hrant Dink. Ve dahi Turan Dursun. Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Memeç, Abdi İpekçi… Sahi bu isimler cidden ama cidden medyanın umurunda olmuş muydu? Sadece ölüm yıldönümlerinde haber yapmak anlamlı mı?
Gazetecilik, Karl Marx’ın, taaa 19. yüzyılda işaret ettiği gibi kendi özgürlüğünü baltalayan bir kurum olagelmemiş midir?
Faşizmi dolaylı yoldan evetleyen ama kusana kadar demokrasi diye bağıran AKP’li milletvekillerine, basın-yayın çalışanlarına, medya patronlarına “bir gün”, hiç ummadığınız bir anda yatağınızdan uyandırılıp bilgisayarınıza el koyulacağı günü beklemelerini öneriyorum.
Bekleyin, görün…
hakanbilge@sanatlog.com