Yaşadım Az Yaşımdan
Ne sondayım, ne de baştan başladım
 Yıkıldı zılgıtımdan hanemin soğuk damı, oldum yarada isyan
 Oldum bir cami tövbeyle günahkar, yaşlanmış kadınlarla bir oldum
 Nere gitsem horlandım, yitik sözlerim oldu lâl
 Nere gitsem sahipsizim, yolum çıkmaz; yaşadım az yaşımdan
Savruldum; dalında bir kuş, yetim yanım savruldu
 Eli gördü uzandı, gözü gördü uzandı, aşkı gördü uzandı
 Azdı bir gün korkularım, tartıldım terazide; baktım mahşer toplanacak
 Birkaç çiğnenmiş ceset eti ve birkaç buruk sevap tanesi
 Düşüverdim yollara bunlar mı beni kurtaracak
 
İşsiz cellat görse beni bulunmaz bir suçluyum
 Uslanmaz bir evlatlık, pişman olmuş mülteci, bir hurdacı yamağı
 Mazgallarda kayıbım ben, aratıldım kim varsa oldum şehrin marazı
 Ve anlatın tek ben mi suçluyum, nerede gizleniyor o merak
 Teslim olsam asarlar mı gözü dönmüş celladı
 Hala nasıl yaşıyorum mezarım kazıldıkça
 Kaç kişiyiz diyorum, küllükteki izmaritleri sayarken
 Kalabalık masada dolaşırken soluyor tüm sözler
 En çok solan benim, tıpkı hain bahçıvanın kör makasında
 Ne kalkacak kadar güçlüyüm, ne de umudum kaldı kendi közümden
Yazan: Bülent Parlak





GamzE on Cum, 3rd Tem 2025 7:41 pm
Kalemine sağlık, çok etkileyici ve içtenlikle yazılmış, her mısrası derinden etkiliyor.