Michael Haneke’nin En Sevdiği 10 Film

Michael Haneke, en son 62. Cannes Film Festivali dolayısıyla sinema dünyasının gündemindeydi. Büyük ödül Altın Palmiye’yi Das weiße Band (2009, Beyaz Kurdele) adlı filmi ile kazanan Haneke, Isabelle Huppert’in jüri başkanı olduğu festival sonrası spekülatif haberlerin de odak noktası olmuştu, hatırlayacaksınız… Huzursuz, rahatsız edici, politik, felsefi, kışkırtıcı vb. sıfatlarla anılan Haneke, hiç kuşkusuz günümüz Avrupa sinemasının klas sahibi isimlerinden…

Aşağıda onun en sevdiği 10 sinema filmini bulacaksınız. Listeye bakınca pek şaşırmıyorsunuz aslında; çünkü uzun plan sekansları, gerilimli atmosferi ve irrite ediciliği ile sinemasal orijininin nerelere / kimlere dayandığını hemen fark ediyorsunuz…

Haneke’nin seçkisi şöyle:

1. Au Hasard Balthazar – Rastgele Balthazar (Robert Bresson)
2. Lancelot du Lac – Gölün Lancelot’su (Robert Bresson)
3. Zerkalo / Mirror – Ayna (Andrei Tarkovsky)
4. Salò o le 120 giornate di Sodoma – Salò ya da Sodom’un 120 Günü (Pier Paolo Pasolini)
5. El angel Exterminador / The Exterminating Angel – Mahvedici Melek (Luis Buñuel)
6. The Gold Rush – Altına Hücum (Charlie Chaplin)
7. Psycho – Sapık (Alfred Hitchcock)
8. A Woman Under the Influence – Etki Altında Bir Kadın (John Cassavetes)
9. Germania, anno zero / Germany Year Zero – Almanya Sıfır Yılı (Roberto Rossellini)
10. L’eclisse – Batan Güneş (Michelangelo Antonioni)

Yazan: Hakan Bilge

SanatLog.com

“Sessizlerin Sesi” Mercedes Sosa Sahneyi Sessiz Bıraktı…

Mercedes Sosa’yı ilk defa dinleyen bir müziksever hiç şüphesiz kendisine bir vahiy indiğini zanneder. Dinleyiciye birebir inen bu vahiy müziksel, kültürel, devrimsel, renksel ve sanatsal alt açılımlar olarak beyne hücum eden kavramlar şeklinde ele alınabilir. Sosa’nın uğuldayan, pes, ağır ve çarpıcı sesi ulaştığı her kulağı büyüleyebilecek özelliğe sahip, her zaman yeni keşfedilen bir cevher niteliğinde oldu. Ancak Dünya Müziğinin bu dev çınarı, kapkara uzun siyah saçlı nam-ı diğer “La Negra”, 4 Ekim gününe gireli beş saat on beş dakika ola 74 yıllık gırtlağından son nefesini verdi ve biz Dünya Müziği severleri sessiz bıraktı.

Hem kültürel hem de politik zenginliği ile ülkenin çekirdeği olan Buenos Aires, pek fazla bilinmese de aynı zamanda Arjantin’in müzik damarı. 20. yüzyılda şehrin tamamıyla popülerliğe yelken indiren Tango’ya teslim olmasına bir elin parmağından az sanatçı karşı durabildi. Bu akımın başını çeken, yerel kültürü arşınlayıp bunu özümseyen ve politikaya sert tokat gibi indiren Atahualpa Yupanqui adlı efsanevi folk sanatçısı oldu. Kendisi Sosa ve onun jenerasyonunda yer alan birçok sanatçının direnme, algılama ve dik durma kalibresini yükseltti. Yupanqui dönemin komünist partisine üye, ülkesinin Kuzey-Doğu bölgesinin sesi ve enfes besteleri ile kendisini kanıtlamış bir yoldaş, müzik terzisiydi. Arjantin’in popüler müziği Tango’nun karşısında gitar tekniklerine yaslanarak yoğun bir melodi dokusu ve içli bir şiirsellikle ağırlıklarını koymaya başlayan Yupanqui, Sosa’nın sanat kariyerinde önemli bir yere sahip oldu. Yupanqui’nin başını çektiği “yeni şarkı” harekâtı böylece Güney Amerika’da ilk olarak Arjantin’de şekillenmeye başladı.

1935 yılının yedinci ayının 09. gününde (aynı zamanda ülkenin Özgürlük günü) San Miguel de Tucuman’da milyonları büyüleyen gırtlağına ilk nefesi çeken Haydeé Mercedes Sosa, mütevazı bir ailenin nüfusuna dâhil oldu. Birçok Arjantinli çocuk gibi Sosa da ilkokuldan itibaren yerel folk ritimlerini, çacarera, zamba ve jota danslarını öğrenmeye başladı. Daha on beşine basmışken yerel maniler söylemeye başlayan Sosa bölgesel bir radyonun açtığı amatör şarkıcı yarışmasında birinci oldu ve böylece ödül olarak radyoda iki ay boyunca şarkı söyleme imkânı yakaladı. Bu onun sesini ilk defa mahallesinin dışındaki bir kitleye duyurma imkânı sağladı. Sanatçı yirmi yaşlarında hayatını şekillendirirken Armando Tejada Gomez, Manuel Oscar Matus ve Tito Francia gibi sanatçılarla bir araya gelerek folklorik kalıplaşmaya yeni bir soluk getirecek olan Movimiento del Nuevo Cancionero, nam-ı diğer “yeni şarkı” harekâtının baş mimarlarından biri oldu. İlk plağı “La voz de la zafra” 1959’da müzikseverler ile buluştu.

Armando Tejada Gomez ve Mercedes Sosa “yeni şarkı” harekâtını geri adım atmadan sürdürmeye devam etti ve böylece Arjantin tarihinde ilk defa müzisyenler arasında fikir ve duygu birlikteliği oluşmasına şahit oldu. Aslında günümüz Dünya Müziği kavramının temellerinde yatan sorumluluk, sürdürülebilirlilik ve kültürü sahiplenme, dünyaya açılma vizyonu da buradan çıkma diyebiliriz. Kalıplaşmış eski melodik formatlar yenileniyor, daha önce örneği görülmemiş, özgün düzenlemelerle dünyayı etkileyen ve dolayısıyla heyecanlandıran yeni bir oluşuma adım atıyordu bu harekât. İşte Sosa tam bu dönemde, bu müziksel devrimde patladı. 1965’te Arjantin’in en önemli yerel müzik festivali olan Nacional de Folklore de Cosquin’de sahne alan Sosa, böylece kendine özgü şiirsel ve politik şarkıları ilk defa geniş kitleye okuma fırsatı yakaladı. Bu onun aktivist ve müziksel hünerlerinin tüm Arjantin tarafından tanınmasına vesile oldu. Takip eden on yıllık süreç içerisinde Sosa ülkesinin en dikkat çeken ve dinlenen sanatçılarıyla bir araya gelerek kıtanın sol görüşlü tüm dinleyicilerin marş olarak kabul ettiği ‘Cancion del Derrumve Indio’; ‘Cancion Para mi America’; ‘Chayita del Vidalero’ adlı parçaları seslendirdi. Bu süreçte Tango yeniden popülaritesini artırmış, bütün ülkeyi Tango ve benzeri dans müzikleri sarmış olmasına rağmen, Sosa’nın yer aldığı alternatif politik çizginin doğurduğu melodik akım var olmayı sürdürdü.

1971’de Sosa’nın “Homenaje a Violeta Para” adlı çalışması, sanatçının Şili’nin Nueva Cansion harekâtına olan sempatisini sansürsüz tüm kulaklar önüne serdi. Takip eden yıl çıkan “Hasta la Victoria” albümünde Sosa kinaye yoluyla Küba Devrimini sonuna kadar destekledi. Bu duygudaşlığı en iyi dile getiren şarkı ise unutulmaz ‘Hasta la Victoria siempre’ oldu.

Juan Peron’un 1973’teki ölümüyle birlikte Arjantin’de politik dalgalanma dramatik olarak kötüleşmeye başladı. Farklı yönlere çekilen ve şiddetlenen bu politik dalgaları bahane eden General Jorge Videla arkasına aldığı askeri cunta ile darbe gerçekleştirdi. Tarihin de yazdığı gibi her darbede olduğu üzere kısıtlamalar, sansürler, kaybolmalar, faili meçhul öldürmeler ve işkence günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası oldu. Generallerin ülkenin aydın, entelektüel, sanatçı ve özellikle öğrenci kesimine karşı duruşu beklenenin çok ötesinde acımasız oldu. Sosa bariz riskleri göze alarak ideolojisinden tek bir nebze taviz vermeden, Şilili folk kahramanı Victore Jara (daha sonra Pinochet tarafında örtbas metodu ile öldürüldü), şair Pablo Neruda, Perulu şarkıcı ve besteci Alicia Maguina ve Kübalı Ignacio Villa’yı yanına alarak devrimci, halkçı ve adaletçi fikirlerini müziği ile birlikte duyurmayı sürdürdü. Darbecilerin tepkisi sertleştikçe müziğini sertleştiren Sosa, bu askeri cunta döneminde 1979’da La Plata şehrinde verdiği bir konser sırasında tüm seyircisiyle birlikte gözaltına alındı ve ülkesinde şarkı söylemesi yasaklandı. Takip eden yıl sanatçı, şarkı söylemesi yasaklandığından dolayı mecburen kendi isteği ile ülkesinin topraklarından koparılarak sürgün hayatı yaşamaya zorlandı.

İlk olarak Paris’e giden Sosa burada pek aradığını bulamayınca Madrid’e yerleşti. Yoğun olarak olmasa da sanat kariyerini sürdüren sanatçı, vatan hasreti ile oldukça zor günler yaşadı. Sürgün yıllarında Mercedes Sosa’nın derin vokalleri; politik teslimiyete, baskı sistemlerine karşı bir isyanı temsil etti. Sosa üşenmeden, gece gündüz demeden, Arjantin’de ordunun halka karşı yaptığı kirli savaşa karşı bir sembol oldu. Üç yıllık sürgün hayatından sonra mahkemede yargılanmadığından dolayı tüm riskleri göze alarak Arjantin’e döndükten kısa bir süre sonra patlak veren Falklands/Malvinas savaşı sonucu devrilen askeri cunta sayesinde Sosa adeta tekrar hayata döndü. Azim ve sabır meyvesini vermişti ve Sosa hemen kolları sıvayıp tam gaz bıraktığı yerden sanat kariyerine devam etti. Kısa bir süre içerisinde Arjantinli bir sanatçı kalıbından sıyrılıp bir dünya sanatçısı, insan haklarının koşulsuz savunucusu ve kültür elçisi oldu.

Basmakalıplığa her zaman karşı olan Sosa, Arjantin’de bir yıldız olmaktan öte ülkenin kültüründe efsunlu bir karakter olmayı başardı. En büyük özelliği, şarkı yazarı olmaktan çok, benzersiz bir yorumcu olmasıydı. Bestecileri yerel köklere sadık kalarak farklı kültürler ile harmanlamaya sokan bir katalizör olan Sosa, her zaman “öz” kavramına sahip çıktı ve asla bundan ödün vermedi.

Müziğinde folkloru rock ile harmanlayan, gelenekselliğe yeni yorumları nefesiyle taşıyan Sosa, belkide en iyi Güney Amerika’nın “Toprak Ana” olarak sıfatlandırdığı Pachamama olarak tanımlanabilir. O ülkesinin toprağıydı, sesiydi, düşüncesiydi, kaderiydi, anasıydı… Düşündüğü için vardı ve bundan dolayı belkide çok geniş özelliklere sahip heybetli sesi, benzersiz bir şarkı söyleme stili ile süslediği ‘Gracias a la Vida’ (Teşekkürler Hayat) bu kadar geniş kitlelere hitap etti, onu ölümsüzleştirdi. Özel bir ironiyi, hüznü, değişimleri içinde yaşatabilen bu ses, varlığından yükselen semavi müzik ile bizleri büyüledi, asıl teşekkürlerimiz ona gitmeli zira o bazılarımızın sahip çıkabildiği direnişin sesiydi…

Şiddetle Önerilen Albümleri:

Mercedes Sosa en Argentina (1982)
Diktatörlüğün çöküşü ile birlikte, muhteşem bir konser ile geri dönen müziksel kahraman. Albümün açılışını bir Silvio Rodriguez bestesi olan, ağızlara bağımlılık yapan ‘Suenos con Serpientes’ adlı parça yapıyor. Bunu şair Alfonsina Storni’ye adanan ‘Alfonsina y el Mar’ ve stadyumları sallayan ‘Cancion con Todos’ takip eder.

30 Anas (1993)
Bu toplama albüm Mercedes Sosa’nın 93’e kadar olan tüm şaheserlerini içermesiyle önemli bir çalışma. Özellikle eğer şarkıcı susturulursa anlamına gelen ‘Si se Calla el Cantor’ adlı parça dikkat çekenler arasında.

Misa Criolla (1999)
Latin Grammy ödülü alan enfes bir çalışma.

Corazon Libre (2005)
Çok ciddi bir sağlık probleminden sonra Sosa’nın geri dönüş albümü. Yedi yıl aradan sonra gelen bu çalışmada Sosa daha bir sakin skalada süzülüyor ancak hala kuvvetli ve azimkâr. Albümün kapağı ise uzun yıllar yoldaşı olan Joan Baez’e ait.

Yazan: Zekeriya S. Şen

muzik@tikabasamuzik.com

Albümleri:

• Canciones con fundamento (1965)
• Yo no canto por cantar (1966)
• Hermano (1966)
• Para cantarle a mi gente (1967)
• Con sabor a Mercedes Sosa (1968)
• Mujeres argentinas (1969)
• Navidad con Mercedes Sosa (1970)
• El grito de la tierra (1970)
• Homenaje a Violeta Parra (1971)
• Hasta la victoria (1972)
• Cantata sudamericana (1972)
• Traigo un pueblo en mi voz (1973)
• Niño de mañana (1975)
• A que florezca mi pueblo (1975)
• En dirección del viento (1976)
• O cio da terra (1977)
• Mercedes Sosa interpreta a Atahualpa Yupanqui (1977)
• Si se calla el cantor (1977)
• Serenata para la tierra de uno (1979)
• A quién doy (1980)
• Gravado ao vivo no Brasil (1980)
• Mercedes Sosa en Argentina (1982)
• Mercedes Sosa (1983)
• Como un pájaro libre (1983)
• Recital (1983)
• ¿Será posible el sur? (1984)
• Vengo a ofrecer mi corazón (1985)
• Corazón americano (1985)
• Mercedes Sosa ´86 (1986)
• Mercedes Sosa ´87 (1987)
• Amigos míos (1988)
• En vivo en Europa (1990)
• De mí (1991)
• 30 años (1993)
• Sino (1993)
• Gestos de amor (1994)
• Live in Argentina (1994)
• Live in Europe (1994)
• Sera Posible El Sur (1994)
• Vivir (1994)
• Oro (1995)
• Escondido en mi país (1996)
• Gracias a la Vida (1996)
• Alta fidelidad (1997)
• Coleccion Mi Historia (1997)
• Al despertar (1998)
• Misa criolla (1999)
• Serie Millennium 21 (1999)
• La Negra (2000)
• Acústico (2002)
• Grandes Exitos, Vols. 1 & 2 (2002)
• 40 Obras Fundamentales (2003)
• Argentina quiere cantar (2003)
• Voz Y Sentimiento (2003)
• Corazón libre (2005)
• Éxitos Eternos (2005)
• La Historia del Folklore (2007)
• Cantora 1 (2009)
• Cantora 2 (2009)

Zeki Müren - Saklı Kayıtlar Müzikseverlerle Buluşuyor!

Zeki Müren’in 1952-1984 yılları arasında söylediği ve şimdiye kadar yayınlanmamış kayıtlarından oluşan “SAKLI KAYITLAR” adlı özel albüm Universal Müzik Taxim Edition ve Bayar Müzik katkılarıyla tüm müzikseverlerle buluşuyor.

Zeki Müren

‘Sanat Güneşimiz’ 13 yıl önce aramızdan ayrılmış olmasına karşın, yakın zamanda gün ışığına çıkan, söylediği birbirinden güzel şarkılarla parlamaya devam ediyor.

Universal Music Taxim Edition ve Bayar Müzik’in yapımcılığını, Burhan Bayar ve Burak Kut’un prodüktörlüğünü üstlendiği bu çok özel albüm, Zeki Müren’in ölüm yıldönümü olan 24 Eylül’de dinleyicisi ile buluşuyor.

Albümün oluşumu başta Zeki Müren olmak üzere birçok sanatçının sahne ve plak orkestrası şefliğini yapan büyük besteci ve tambur sanatçısı Muzaffer Özpınar’ın, Zeki Müren’in sahnede ve evinde prova yaparken çekilmiş kayıtlarını Burhan Bayar’a değerlendirebilmesi amacıyla vermesiyle başlamış.

Büyük bir titizlikle gözden geçirilen eserler “Saklı Kayıtlar” adlı bu çok özel çalışma ile CD+Kitap ve 33′lük plak olarak hayat buluyor. Bu albümde Zeki Müren’in daha önce hiç dinlemediğiniz kayıtları ile buluşacak, onun eşsiz sesiyle geçmişe dalarken, CD’ye eşlik eden özel kitapçıkta Zeki Müren’le ilgili belkide daha önce hiç bilmediğiniz, Zeki Müren’in kendi kaleminden zengin bilgilere ulaşacaksınız.

ALBÜMDE YER ALAN ESERLER

1. Kürdili Hicazkar Saz Semaisi - Tatyos Efendi (Söz/Müzik)
2. Ne Senin Aşkına Muhtaç Ne Esirin Olacağım - Erol Sayan (Söz), Muzaffer İlkar (Müzik)
3. Bir Sevda Geldi Başıma - A. Sami Toker (Söz/Müzik)
4. Hayat Bazen Tatlıdır - Zeki Müren (Söz/Müzik)
5. Rast Peşrev - Refik Fersan
6. Bir Dağme Düşürdü Ki - Hacı Arif Bey (Söz/Müzik)
7. Saçların Tarumar - Rıfat Erdoğan Ünver (Söz), Şekip Ayhan Özışık
8. Bir Gönlüme Bir Hali Perişanıma Baktım - Ahmet Rasim Bey (Söz), Tatyos Efendi (Müzik)
9. Kanun Taksimi - Göksel Kartal
10. Ayrılık Yaman Kelime - Vecdi Bingöl (Söz), Sadettin Kaynak (Müzik)
11. Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim - İ. Behlül Tektaş (Söz), Amir Ateş (Müzik)
12. Dargın Ayrılmayalım - Yusuf Nalkesen (Söz/Müzik)
13. Alıverin Bağlamamı Çalayım - Anonim
14. Kapat Gözlerini - Mehmet Erbulan (Söz), Mustafa Seyran (Müzik)
15. Klarnet Taksimi - Bülent Altınbaş
16. Yükselen Nağmenle Bak - Muzaffer İlkar (Söz/Müzik)
17. Ağlatırsa Mevlam - Yunus Emre (Söz), Erol Sayan (Müzik)
18. Ud Taksimi - Yıldıran Güz
19. Gözyaşlarım - Ümit Utku (Söz), Selahattin Erköse (Müzik)

info@umusictaxim.com - www.umusictaxim.com
Bebek Mah. Selçuk Sok. No. 4/4 34342 - Bebek - İstanbul - Türkiye
T.+902123581700 - F.+902123581704

SanatLog Haber

SanatLog.com

« Önceki Sayfa