Ve aydınlığı, “aydın”ları savunanlara, karanlığa kurşun atanlara “yandaş” diyenler de koyundur… AKP’yi sorgulayacağına öldürülen aydınlar için en ufak laf etmeyenler de koyundur… Öyledir. Bunca yazar veya “aydın” öldürüldüğü için neredeyse ağzı kulaklarına varacak olanlar da koyundur… Wherearethevelvets’in dediği gibi, “yaşananları göz ardı edenler” patolojik-korkak-koyunlardır…
Bugün içerde bir sağcı var mı? Bırakalım bu sağcı-solcu saçmalığını, bu bir “aydın” sorunu zaten.
“Dokunan Yanar!”
]]>Sami arkadaşımıza da katılıyorum. Bu konuya duyarlılıkla yaklaşan gazetecilerimiz de var. Fakat asıl önemlisi gazetecilerin kendi meslektaşlarına sahip çıkmaması; bu kişiler hiç olmamalıydılar! Yazıda da ismi anılan kişi dahil olmak üzere birçok gazeteci bu konuya hiç değinmediler bile. O zaman Ali Haydar arkadaşımızın bir sözü haklı çıkıyor: “yandaş” bazı gazeteciler var tabi ki. Problemi, bilerek göz ardı edenlerde bir patoloji olduğunu düşünüyorum. Korku?
]]>‘Nedim Şener, Ahmet Şık… Veya Uğur Mumcu. Ya da Hrant Dink. Ve dahi Turan Dursun. Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Memeç, Abdi İpekçi… Sahi bu isimler cidden ama cidden medyanın umurunda olmuş muydu? Sadece ölüm yıldönümlerinde haber yapmak anlamlı mı?’
diye yazmışsınız. Hepsini kapsamasa da medyada, dergilerde, televizyonlarda bu konuya sahip çıkan, yani elini taşın altına sokan yönetici ve gazeteciler, program yapımcıları mutlaka var. Ama ölüm yıl dönümlerinde haber yapmak moda oldu, o ayrı!
]]>