Özellikle bu konuyu enine boyuna inceleyecek yazılara ihtiyaç var. Hollywood’un savaşın bitmesinin ardından (Vietnam) yaptığını Yeşilçam daha savaşın adı bile geçmeden (Kıbrıs) yapmaya başlamış ki, kesinlikle araştırmaya değer…
Sinemaya gönülden bağlı bir avuç insanı ve ürettiklerini saymazsak Yeşilçam her zaman bir istismar sineması ve Hollywood’un çok kötü bir izleyicisi olmuştur. Örneğin geçtiğimiz aylarda gösterime giren Fetih 1453 hala aynı yolda gidildiğinin çok açık bir göstergesidir. Neyin nasıl ve ne zaman sömürüleceğini çok iyi bilen bu kitle Yeşilçam’ı batırdıktan sonra çok uzağa gitmemiş, TV dizileriyle aynı misyonu sürdürmektedirler.
]]>Yeşilçam sineması da bu konuda diğer alanlardan ve benzer yabancı örneklerden çok farklı olmamıştır.
Ama yine de sinemanın gelişmesinde bu süreçlerin önemli katkıları olduğu söylenir. Yılmaz Güney adının geçtiği ilk filmler olmasa Umut, Sürü, Yol, Duvar olabilir miydi?
]]>