“Duyular kimi zaman insanları aldatır; buna göre, belki de her zaman aldatmaktadır.” (Descartes) “Her imgede bir görme biçimi yatar ve her imge bir görme biçimi yaratır; bir fotoğrafta ne denli az olursa olsun, fotoğrafçının sınırsız görüntü arasından o görüntüyü seçtiğini farkederiz; fotoğraflar sanıldığının aksine nesnel, mekanik kayıtlar değildir… Pozlanmış fotoğraf ...
Devamı »Lola (1981, Rainer Werner Fassbinder)
Lola filmi Fassbinder’in BRD üçlemesi adı verilen filmlerinden ikincisidir. Fassbinder’in bu filmi yapmaktaki amaçlarından biri de; Joseph von Sternberg’in Heinrich Mann’ın bir romanı olan Professor Unrat’ın uyarlamasınden yola çıkılarak yapılan Der Blaue Engel’in bir uyarlamasını yapmaktı. Fassbinder ise Lola’yı 1950’nin Batı Almanya koşullarına uyarlamıştır. Aslında bu dönem yaşanan olaylar nedeniyle ...
Devamı »1 Film 6 Analiz: Blowup (3. Analiz - Esen Kunt)
ANTONİONİ SİNEMASINDA ARZUNUN MİKRO-POLİTİKASI YA DA ŞİZOANALİZİN SİNEMADAKİ İZDÜŞÜMLERİ Her eleştiri biraz imge istifçiliği, biraz da kültürün soykütüğünü çıkarmayı gerektirir. Walter Benjamin’in belirttiği gibi modernizmin kayıp halesinin peşinde gitmeye benzer bir eleştiri yazısı. Sinema gibi hayali ve hakikatin birbirine karıştığı bir alanda yazıyorsak baştan Lacan’ın “Her hakikat bir kurgudur” (Clero,2011,63.) ...
Devamı »O Lucky Man! (1973, Lindsay Anderson)
O Lucky Man!, çalışan sınıfın problemlerini ve sosyal içerikli konuları esas alan, belgesel çalışmalarıyla tanınan bir grup İngiliz yönetmenin, Fransız Yeni Dalga akımından sonra öyküleyici anlatıma ve tek kişinin bakışından topluma mesaj vermeyi yeğleyecek Özgür Sinema (Free Cinema) akımının yönetmenlerinden Lindsay Anderson’ın 1973’te çektiği filmidir. Özgür Sinema akımının bittiği yıldan ...
Devamı »Susuz Yaz (1964, Metin Erksan)
“Kadın Kısmını Ara Sıra Korkutmak İyidir” “Bir objeye duyulan sevgi, ona sahip olma isteğinden gelir.” (Sigmund Freud) “Eğer su, bilinçaltı için temel maddeyse, toprağa egemen olmalıdır. Toprağın kanıdır zaten. Toprağın yaşamıdır. Bütün manzarayı kendi yazgısına doğru sürükleyecek olan sudur.” (Gaston Bachelard, Su ve Düşler) * Metin Erksan, Susuz Yaz’ı (1964) ...
Devamı »Yeni Komedi Filmlerinin “Politikası”
Komedi Filmlerinin Politik Angajmanlığa Uzaklığı [Tez: Hayatın bütün alanlarının politikleşmesi, güç/iktidar ilişkilerinin hiç boşluk bırakmadan hayata tahakküm etmesi de olgusal bir toplum ilişkisi ise; her tür sınıf içi ve sınıflar arası davranış kendi normunu kabul ettirmiş yahut baskısı reddedilemez politik biçimin, geniş anlamıyla ideolojinin yansısı ve hatta kendisi olmak durumundaysa; ayrıca ...
Devamı »Türk Sinemasında Oyunculuk
Sinema tarihçileri, genelde, bir ülke sinemasını değerlendirirken daha çok o sinemayı yaratan yönetmenlere ağırlık verirler, yaratıcıları önemserler, akımlar ve başyapıtlar üzerinde dururlar. Bu yöntem doğaldır hatta geleneksel ve kaçınılmazdır. Ancak bu yapılırken nerede ise zorunlu olarak bir haksızlığa yol açılır, geniş seyirci kitleleri için sinemanın en çekici veya tek çekici ...
Devamı »SanatLog’un Alfred Hitchcock Arşivi
Aşağıda Kasım 2024’de kuruluşundan bugüne değin SanatLog’da yayımlanan Hitchcock eleştirileri yer alıyor. İlgili bağlantıya tıklayarak yazılara ulaşabilirsiniz. İyi okumalar… Calderon de la barca (Seçim Bayazit) 1 Film 3 Analiz: Alfred Hitchcock’un Vertigo’su (3. Analiz) 1 Film 3 Analiz: Alfred Hitchcock’un Psycho’su (4. Analiz) İbrahim Karabiber Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 1. ...
Devamı »Roland Barthes - Charlie Chaplin Üzerine
Yoksul ve Proleter Charlot’nun (Charlie Chaplin) son numarası, Sovyet ödülünün yarısını rahip Pierre’in kasasına aktarması. Gerçekte, bu davranış proleterle yoksul arasında bir yaratılış eşitliği kurma anlamına geliyor. Charlot proleteri her zaman yoksulun çizgileri altında görmüştür; oyunlarının insansal gücü bundan kaynaklanır, ama siyasal bulanıklıkları da öyle. Şu hayranlık verici filmde, Modern ...
Devamı »Sinemanın Oyuncağı: Kadın
Tuhaftır; sınıflandırıcı bir tanım olarak ya da türler içi bir “tür” olarak “erkek filmlerinden” söz edildiğini ben duymadım; ama “kadın filmleri” türler altı bir tür olarak kullanılan bir tanımdır. Brecht’in ekibinden Douglas Sirk’in Hollywood’da yaptığı, melodram türü içinde sayılan birkaç filmi, “womenfilm” alt başlığında ele alınır örneğin. (Burjuva) ailesinin ritüelleşmiş ...
Devamı »Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 4. Analiz (Seçim Bayazit)
PSHYCO-PATH: PSHYCO’NUN İZİNDE Hitchcock’un bu filmi ile alakalı olarak beylik laflar etmeyeceğim. Zaten kendi kendini kanıtlamış bir film olan Pshyco’ya ne kadar övgü düzsek azdır. Ama genel olarak Hitchcock’un filmlerinin taşıdığı ortak karakteristikler dolayısı ile belki de yanlış anlaşılması en muhtemel filmlerden birisi olarak bakabiliriz. Bu bağlamda bir bakış açısı ...
Devamı »Yeşilçam’da Kopan İstismar Furyaları
Türk sinemasında istismardan söz edince çoğumuzun ve özellikle belli bir kuşağın aklına seks filmleri furyası gelir. Oysaki Türk sinemasının tarihsel gelişim serüvenine baktığımızda sadece cinsellik sömürülmez; gözyaşı, masal, aksiyon, çocuk, kovboy, tarih, güldürü, arabesk, inanç… Ne varsa sömürülmüştür. İstismar ya da furya filmlerinin genel karakteri, dar bütçeli ve ticari eğilimli ...
Devamı »Citizen Kane (1941, Orson Welles)
Yurttaş Kane övgülere doymuş, birçok sinema eleştirmeni tarafından sinema tarihinin en iyi on filmi arasında gösterilmiştir. Bizim bu filmi dia-logos şeklinde ele almamızdan önce film defalarca elekten geçirilmiş ve sinema tarihindeki hak ettiği yere oturtulmuştur. Bizim söyleyeceğimiz şeylerin film adına ufak bir iki not düşmekten öteye gitmeyeceğini de burada belirtmekte ...
Devamı »Chinatown (1974, Roman Polanski)
“Olur böyle şeyler Jake. Burası Çin Mahallesi.” (Chinatown) Robert Towne’nın kaleminden dökülen cümlelerden oluşmuş özgün senaryo Oscar’ının sahibi bu film, biraz Raymond Chandler’ın polisiye öykülerini andıran entrikalı suç hikâyelerini biraz da Patricia Highsmith’in karakterler arası gizemli gerilimden beslenen tarzının bir birleşimi olduğu genel hat okumasının ışığında görülmektedir. Ancak, dillere yapışmış ...
Devamı »Coenlerin Başyapıtı: Barton Fink
Yazma ve bir sanat eserini sıfırdan yaratma süreci meşakkatli işlerin her zaman başında gelir; süreç, önümüze aldığımız boş kâğıdı insanları tatmin edecek fikirlerle tıka basa doldurmak, eleştirilere göğüs germek, yapıt uzunluğuna ve beklentisine göre de değişir elbet. Coenlerin Miller’s Crossing’in (1989, Miller Kavşağı) senaryo yazım sürecindeki bazı aşamalarında üretememe boşluğuna ...
Devamı »