Anasayfa / Edebiyat / Chuck Palahniuk Kitaplarından Alıntılar

Chuck Palahniuk Kitaplarından Alıntılar

Günce

“Bir ressamın aslında tek yapabildiği kendi yüzünü tarif etmektir. Kendin olmaya mahkumsun. El yazın. Yürüyüşün. Seçtiğin porselenlerin deseni. Bunların hepsi seni ele verir. Yaptığın her şey elini açık etmene neden olur. Her şey bir otoportre. Her şey bir günce.”

“Bir sanatçının görevi kaostan düzen yaratmaktır. Ayrıntıları toplarsın, model oluşturur, düzenlersin. Anlamsız gerçeklerin anlamlı olmasını sağlarsın. Her şeyden birer parça alarak bir araya getirirsin. Karıştırıp tekrar düzenlersin. Kolaj. Montaj. Toplama.”

“Bir sanatçının görevi dikkat etmek, toplamak, düzenlemek, arşivlemek, korumak, sonra da rapor yazmaktır. Belgelemek. Sunum yapmak. Bir sanatçının görevi asla unutmamaktır.”

“Thomas Mann’a göre, bütün büyük sanatçılar aslında hastalıklı kişilerdir. Belki de insanların sevdikleri şeyi yapabilme riskini göze alabilmek için gerçekten acı çekmeleri gerekiyordur. Gerçek sanat yapmak istiyorsan acı çekmelisin. İlham; hastalık, yara ve delilik ister.”

Tıkanma

“Vaktimizin çoğunu başkalarının yarattığı şeyleri yargılayarak geçirdiğimizden, kendimiz hiçbir şey yaratamadık.”

“İnsanlar dünyanın güvenli ve düzenli bir yer olması için yıllarca çalışırlardı. ama hiç kimse bunun ne kadar sıkıcı olabileceğinin farkında değildi. bütün dünyanın parsellendiğini, hız limitleri konduğunu, bölümlere ayrıldığını, vergilendirildiğini ve düzenlendiğini; bütün insanların sınavlardan geçirildiğini, fişlendiğini, nerede oturduğunun, ne yaptığının kaydının tutulduğunu düşünün. hiç kimseye macera yaşayacak bir alan kalmazdı, satın alınabilenler hariç. lunaparka gitmek gibi. film izlemek gibi. ama bunlar yine de sahte heyecanlardı. dinozorların çocukları yemeyeceğini bilirsiniz. büyük bir sahte afetin olma şansı bile oy çoğunluğuyla ortadan kaldırılırdı. gerçek afet veya risk ihtimali olmadığından, gerçek kurtuluş şansı da ortadan kalkmış oldu. gerçek mutluluk yok. gerçek heyecan yok. eğlence, keşif, buluş yok. bizi koruyan kanunlar aslında bizi can sıkıntısına mahkum etmekten başka bir işe yaramazlar. gerçek karmaşaya ulaşamadığımız sürece, asla gerçekten huzurlu olamayacağız. her şey berbat bir hal almadığı sürece, yoluna da girmeyecek.”

“Erkekler doğum sırasında çekilen bütün şu acılar ve dökülen kan yüzünden doğurmadıklarına memnun olduklarını söyleyebilirler; ne var ki, kedi erişemediği ciğere murdar der. Erkeklerin, kadınların başardığı bu imkansıza yakın olayın uzağından bile geçemediği açıktır. Beden gücü, soyut düşünceler, falluslar; erkeklerin sahip olduğu sanılan bu avantajlar aslında semboliktir. Fallusla çivi bile çakılmaz.”

Dövüş Kulübü

“Biz tarihin vasat çocuklarıyız. Çünkü televizyon izleyerek büyütüldük ve bir gün milyoner, film veya rock yıldızı olacağımıza inandırıldık, ama olmayacağız. Ve sadece bu gerçeği öğreniyoruz.”

“İnsanlar ölmekte olduğunuzu sanırlarsa, bütün dikkatlerini size veriyorlardı. Bugün sizi son kez görüyor olmaları gibi bir ihtimal varsa, sizi gerçekten görüyorlardı.”

“Her gün işe gidiyorsun. Akşamları erken uyuyorsun. Ve bunun karşılığında aldığın tek şey koltuk takımı. Gerçekten acınası bir durumdasın.”

“Bütün umutlarınızı kaybetmek özgürlüktü.”

“Kendi ismimize ancak ölümde kavuşabiliriz, çünkü ancak ölümde mücadelenin bir parçası olmaktan çıkarız. Ölümde kahraman oluruz.”

“Sevdiğimiz insanlar hakkında bilmek istemeyeceğimiz o kadar çok şey var ki.”

“Hepimiz heba oluyoruz. Lanet olsun, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir acımız yok, ne büyük savaşı ne de büyük buhranı yaşadık. Bizim savaşımız ruhani bir savaş. Ve bunalımımız kendi hayatlarımız.”

“Sevdiğin herkesin seni reddedeceğini veya öleceğini fark ettiğinde ağlamak kolaydır.”

“Her şey çok uzaklardadır, bir kopyanın kopyasının kopyası gibi. Dünyayla arana öyle bir mesafe sokar ki, ne sen bir şeye dokunabilirsin ne de bir şey sana.”

“Eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olmuş.”

“Marla’nın hayat felsefesi, bana söylediğine göre, ölmeye her an hazır oluşu. Marla’nın hayatındaki trajedi ise ölmüyor oluşu.”

“İnsan sevdiklerini öldürür diye bir söz vardır ya; aslında insanı öldüren de hep sevdiğidir.”

“Başka bir yerde, başka bir zamanda uyanabilseydim, başka bir insan olarak uyanabilir miydim?”

“Bunu unutma” dedi Tyler. “Ezmeye çalıştığın insanlar aslında bağımlı olduğun insanlardır.”

“Her gece ölüyordum ve her sabah tekrar doğuyordum.”

“Belki de kendini geliştirmek aranan cevap değildir.”

“Sizler işinizsiniz, sizler paranız kadarsınız, bindiğiniz arabasınız, Kredi kartlarınızın limiti kadarsınız. Sizler iç çamaşırısınız.”

“Tyler’ın bakış açısına göre, kötü şeyler yaparak Tanrı’nın ilgisini çekmek, hiç ilgi görmemekten daha iyiydi. Belki de Tanrı’nın nefreti Tanrı’nın kayıtsızlığından daha iyidir.”

“Unutuluşun içinde kayboldum, o karanlık, sessiz ve kusursuz boşlukta.”

“Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin. Herkes gibi sen de o çürüyen organik maddeden yapılmasın. Hepimiz aynı pürenin parçasıyız. Kültürümüz hepimizi aynı yaptı. Artık kimse gerçek anlamda beyaz ya da siyah, zengin ya da yoksul değil. Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Teker teker, hiçbirimiz hiçbir şey değiliz.”

“Alçaldıkça düşersin, yükseldikçe uçarsın. Ne kadar uzağa kaçarsan, Tanrı o kadar çok geri gelmeni ister.”

“Onları köleleştirerek, bu insanlara özgürlüğün ne demek olduğunu göstermek zorundayız. Onları korkutarak, cesaretin ne olduğunu göstermek zorundayız.”

Gösteri Peygamberi

“Dünya nüfusu arttıkça insan sayısı azalıyor.”

“Bütün düzenleri gördükten sonra bilinene dayanarak geleceği tahmin edebilirsin. Kaos dediğimiz şey aslında henüz tanımadığımız düzenlerden ibaret. Tesadüfler henüz çözümleyemediğimiz düzenlerden ibaret. Anlamadığımız şeye saçma diyoruz. Okuyamadığımız şeye laf salatası diyoruz.”

“Dışarıdaki kiliseler, dev dinlerin uzaktaki fabrikalarında üretilen yalanları insanlara satan mağazalardır.”

“Cennet, açık büfe am yiyebileceğiniz bir yerdir.”

Çarpışma Partisi

“Bazı insanlar insanoğlu olarak doğar. Geri kalanımız ise insan olabilmek için hayatımız boyunca uğraşırız.”

“Yozlaşmış ve kötü bir sistemin sadece bir ürünü olduğunu fark ettiğinde, zeki bir insan nasıl tepki verir? aldığınız her nefesin, vergi olarak ödediğiniz her doların, doğurduğunuz ve sevdiğiniz her bebeğin, bir şekilde kötü olan bir sistemi sürdüreceğini öğrendikten sonra yaşamaya nasıl devam edersiniz? içinizdeki bütün hücrelerin ve kanın büyük kötülüğün bir parçası olduğunu bilerek nasıl yaşayabilirsiniz?”

“Tanrılarının bakire bir insandan ölümlü bir çocuk tasarladığına inanan milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada, o insanların çoğunun azıcık hayalgücü olması şaşırtıcıdır.”

Pigme

“Resmi kayıtlara geçsin: Eğitmen duyuruyor, devlet destansı kahraman istemiyor diye. Spotlara ismini yazdırmak ve alkış almak için kişisel şöhret yaratmak boş. Eğitmen nutuk çekiyor, devletin en çok istediği performans ortalama performanstır diye. Dikkat çekmenin, gösterinin hiçbir yararı olmaz. Soytarılığa yer yok. En iyi çabayı göster, ortalamayı yakala. Tırmanan egoyu bastır. Sıradan ol. Görünmez. Gereken, kendi benliğini silmek. Yoksa devlet yapar bunu.”

Ayrıca bkz. “Görünmez Canavarlar”dan Alıntılar

çarpışma partisi gösteri peygamberi günce kitaplardan alıntılar pigme tıkanma yeraltı romancıları yeraltı romanları

Hakkında Editör

Hakan Bilge - The Godfather Mitosu (Şule Yayınları, 2024) ve Aşktan da Üstün: Hitchcock Sinemasında Kişisel Bir Gezinti (Doruk Yayınları, 2024) adlı sinema kitaplarının yazarıdır.
@hakan_bilge
Önceki Sansür Vardır Sevgilim

Bu yazıya da bakabilirsiniz.

Hermann Hesse’nin Bozkırkurdu İsimli Romanı Üzerine

Harry Haller; yolunu şaşırıp kendi habitatından ayrı düşmüş, kazârâ bir kente inip sürüye karıştığına inandığı ...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

kuşadası escort