21. Yüzyılda Tenten’i Sorgulamak – 1. Bölüm: Çizgi Roman ve Propaganda
“Afrikalılar aptal birer topluluk olarak tanıtılırken, Araplar uçan halılar üstünde gösteriliyor. Türkler ise sadece nargile içen bir millet olarak tanıtılıyor. Yani kitaplar bu bölge topluluklarını doğru bir şekilde tanıtmıyor. İsveçli gençlere, çocuklara doğru örnekler sunmuyor. Asılsız bir şekilde, bu bölge insanları için korku ve fobi oluşmasına neden oluyor. Ayrıca bu kitaplar ırkçı ve önyargılar ile dolu bilgiler içeriyor.”
(Sanat yönetmeni Behrang Miri – Stockholm’de gazeteye verdiği bir demeçten)
1920′li yılların sisli ve barut kokan Avrupa’sında; yani kadınların yeteri kadar cüretkâr olmadığı yıllardaki bu çok tehlikeli bir dünyadır. (Şüphesiz kadının toplumsal rolü ve sosyal demokrasi arasındaki doğrultudan bahsediyorum.) Malum savaşta yenilen devletlerin aşağılık kompleksleri, 20. yüzyılın en tehlikeli yargılarını ete kemiğe büründürüp henüz doğrulma cesaretini gösterdiği yıllarda:
İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar egemen olan Faşist, Sağ ideolojilerin özellikle çocuklara yönelik propaganda gereçlerinden en etkilisi şüphe götürmeksizin eve her gün giren gazetelerdir ve bu durum içlerinde yayımlanan çizgi roman bantlarını çok önemli kılmıştır.
Bu doğrultuda ilerlediğimizde İtalyan faşist diktatör Mussolini’nin hayranlarından biri olan emperyalizm yanlısı (desteklediği Belçika Kralı III. Leopold, Kongo’nun yarısından fazlasının tek sahibiydi), bir katolik papazı olan Abbé Norbert Wallez’in yönetiminde Belçika’da yayınlanan Le Petit Vingtième Gazetesi’nin çocuk ekinde henüz 22 yaşındaki Georges Remi, sonradan dünyanın onu tanıdığı takma ismiyle Herge, Wallez’in görüşlerinden de oldukça etkilenerek 10 Ocak 1929 yılında başlattığı belli bir senaryo olmaksızın ilk olarak Sovyet Rusya’da geçen, sonrasında bugün çeşitli ülkelerde geçen toplam 24 macerasının albümleri 56 dile çevrilmiş, araştırmacı gazeteci tiplemesi Tenten’i 10 Ocak 1929 günü birinci sayfada: “Her zaman okurlarının isteklerini karşılamayı ve yabancı ülkelerde olup bitenler konusunda onları bilgilendirmeyi görev sayan gazetemiz, en iyi muhabirlerinden birini Sovyet Rusya’ya gönderdi: TENTEN! Onun yaşayacağı serüvenler her hafta gözlerinizin önünden geçecek.” başlığıyla duyurarak nefes almasını sağladı. Sonrasında, 1930 yılında gazete yayımlanan bölümleri albümleştirdiği ilk kitabı Tenten Rusya’da (Tintin, reporter du “Petit Vingtième”, au pays des Soviet) henüz kurulalı 11 yıl olan Sovyet Rusya’yı Türk Sineması’nda Ahlaksızlığı Yayma Enstitüsü Başkanı karakteri ve okuldaki bir öğretmenle kız öğrenci arasındaki geçen kiminle seks yapması gerektiği konuşmasını hatırlayacağımız “Güneş Ne zaman Doğacak” filmindekini andıran bir portreyle şeytani amansız bir toplum ve ülke yapısı içinde Tenten’in mizahi yönden zayıf esprileri, oldukça yanlı gözlemleri ve maceraları katı bir anti-komünizm çerçevesiyle anlatılıyordu.
Örneğin Sovyet görevlisinden Bolşevik’lerin uygulamalarını dinleyen İngiliz Sosyalistlere fabrikaların hiç durmadan çalıştığını anlatan görevliyi duyan Tenten, sonrasında inanmayarak gizlice içeri girer. Karşılaştığı manzara aslında boş olan fabrikanın çalışıyor görünümü verilebilmek için içinde bulunan görevli bir işçinin saman yakarak bacadan duman çıkmasını sağladığı ve başka bir işçinin gürze vurarak çalışan, işleyen insanların sesini taklit ettiği bölüm ve buna benzer sayısız örnekler içeren bu albüm 1930 yılında Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bile basılmayarak ancak 1999 yılına gelindiğinde, Tenten’in 70. yaş günü etkinlikleri dolayısıyla basılmıştır. Bunun nedeni Herge’nin yaşadığı değişimin sonucunda Tenten’in bulunduğu ve yorumladığı dünyanın sosyal gerçeklik çizgisini oldukça değiştirmiş olmasıdır. Bu konuyu tartışmadan önce, tarihsel skalayı izleyerek devam edelim.
Sovyet macerasının ardından 1931 yılında gelen ikinci macera Tenten Kongo’da (Tintin au Congo), bugünkü Zahire’de geçer ve Avrupalıların Afrika konusundaki önyargılarının odak noktasını oluşturduğu bir arka planda Tenten, Amerikalı çete üyeleriyle mücadele eden örnek bir Avrupalı portresi çizer. Özetleyecek olursak ve günümüzde Stockholm’deki kütüphanelerde bu eserde geçen ırkçı ifadeler ve kareler tüm Tenten kitaplarının gençlik ve çocuk bölümlerinden çıkarılmasına neden olmuştur.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Tenten’i dünyada bu kadar popüler yapan nedir peki? Herge’nin kişisel yaşamındaki değişimler ve siyasi koşulların Tenten üzerindeki yansımalarına izninizle ikinci bölümde devam etmek istiyorum.
Mehmet Onur Kocabıyık
m.onurkocabiyik@hotmail.com
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.