The Silence of the Lambs/Kuzuların Sessizliği’nin (1991) önce kitabını okuyup hemen ardından filmini izlediğinizde yönetmenin, kitabı çok iyi değerlendirdiğini fark edebilirsiniz. Kitap, her ne kadar gelmiş geçmiş en iyi seri katil polisiyesi olsa da bu tip romanlarda aksiyon bekleyen okurlar için yeterince aksiyon barındırmaz. Doktor Lecter’ın (Anthony Hopkins) kafeslenmesi ve ...
Devamı »Noah (2014, Darren Aronofsky)
Marc Forster’ın World War Z’sini (2013, Dünya Savaşı Z) izlerken de benzer duygulara kapılmıştım: Yetenekli genç yönetmenlerin Hollywood memurlarına dönüşmelerini izlemek kadar üzücü bir şey yok. Sanırım Paul Rotha yazmıştı: “Hollywood’a gidip de körelmeyen yönetmen yok gibidir.” Sanırım doğru. Burada kastettiği Avrupa’dan Amerika’ya yerleşen sinemacılar elbette, ama fark eden bir ...
Devamı »Hitchcock (2012, Sacha Gervasi)
Şu âna dek yazdığım en kısa yazı olacak sanırım. Hemen konuya giriyorum: Sözde feminizm öteden beri tiksindirici bir hal aldı. “Bakın işte biz kadınlar da varız. Yaşıyoruz. Üretiyoruz.” türünden ucuz ve popülist klişeler feminist eleştiri geleneğine hiçbir yarar sağlamadı. Büyük dehaların karşısına üçüncü sınıf kadınları koyarak yapılan içler acısı karşılaştırmaların; ...
Devamı »