“Yaşam yaşamıyor.” (Ferdinand Kürnberger) Yüzleşme kültürünün olmadığı toplumlarda yozlaşmanın kapıları kolayca açılıverir. Yüzleşme adabının eksikliği, adaletsizliğin ve yolsuzluğun pervasızca yapılmasının güvencesi değil midir? Bu ortamın şımarttığı şiddet, nefret, düşmanlık ve yolsuzluk hayatımızı sarmalıyor. “Öteki”ne tahammülsüz bir toplum yaratmayı başaranlar, bu ülkeyi soyup soğana çevirirken, birbirlerine siyasi, dini, etnik hınç duyanlar, ...
Devamı »Günlerin Köpüğü: Bir Putkırıcının Estetiği
Bu metin büyük ölçüde İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Araş. Gör. Dr. H. Necmi Öztürk’ün 2024 güz döneminde verdiği Edebiyat ve Sinema dersinde tuttuğum notlardan faydalanarak hazırlanmıştır. Düşün dünyama katkılarından dolayı kendisine teşekkürü borç bilirim. Ne on dokuzuncu yüzyılın modern bilimden beslenen realist estetiğini ne ...
Devamı »Yetenekli Bay Ripley: “Burjuva ile Özdeşleşme ve Eşcinsel Krizi”
Bu yazıda sınıf çatışması ve burjuva ile özdeşleşme miti problematiği üzerine kurgulanan fakat altmetinlerde eşcinsel krizinin psikopatolojisine odaklanan The Talented Mr. Ripley (Yetenekli Bay Ripley) adlı anlatıyı okumaya çalışacağım. Beyaz perdede burjuva-proleter çatışması Capracorn (1) masallardaki gibi iki sınıfı uzlaştırarak da, proleterlerin bir burjuva ailelesini katlederek nefretini kusuşunu göstererek de ...
Devamı »Michelangelo Antonioni Klasikleri (2) – Il Deserto Rosso (1964)
Modern birey, akılcı toplum içerisinde, insanın değil, aklın baskısını yaşamaya başlamıştır. Bu akılcılık, burjuva hayatı içerisinde daha belirgindir, akıl araçsallaştırılmıştır. Patron da köle de aklın kurallarına göre dönen çarklar içerisindedir. Modern toplumda akıl, duyguları köreltmeye ve o’nu belirlemeye başlar. İnsanlar ise bu baskı altında özgür değildir. Aydınlanma çağından beri insanı ...
Devamı »Seks ve Cinayet
Başlarken… Yeşilçam’ın janr sinemasında uzmanlaşmış yönetmenlerinden Mehmet Aslan’ın Aşka Susayanlar – Seks ve Cinayet (1972) filminin ismini ilk işittiğimde kahkahalarla güldüğümü iyi anımsıyorum. Öyle pek üstünde durmamış ve hemen unutmuştum. Gel zaman git zaman Beyoğlu’nda bir evde ilk izlediğimden bu yana da üstünden epey geçmiş, ben yine en ufak ilgi ...
Devamı »Büyüleyici Bir Sinema Şöleni: Cría cuervos (Besle Kargayı)
Sinemanın çocuklara ve çocukluğa adadığı bir film de Cría cuervos (1976, Besle Kargayı)… İlk döneminde neo-realist, 70’lerde Franco dönemi burjuvazisinin sinemasal tarihçisi, 80’lerde ise gösterişli müzikalleri ile dikkati çeken sinema dünyasının gözde isimlerinden İspanyol yönetmen Carlos Saura imzalı patetik, duygusal ve hüzünlü bir film Cría cuervos… 9 yaşındaki Ana’nın (Víctor ...
Devamı »Jean Renoir Klasikleri (2) – Boudu Sauve Des Eaux (1932)
Boudu Sauve Des Eaux (Boğulmaktan Kurtarılan Boudu) Fransız yönetmen Jean Renoir’ın 1932 yılında çektiği bir filmdir. Başrolünde Michel Simon oynamaktadır. Film 2024’te Gerard Jugnot tarafından Gerard Depardieu’nün başrolünde tekrar çekilmiştir. Film, sokaklarda yaşayan “kokan adam” Boudu’nun hikayesi etrafında gelişir. Hayatına son vermek amacı ile nehre atlamaya kalkışan Boudu, bir (burjuva) ...
Devamı »Michelangelo Antonioni Klasikleri (1) – L’eclisse (1962)
L’eclisse filmi, Michelangelo Antonioni’nin yalnızlık üçlemesinin önemli (Alienation Trilogy) halkalarından birisidir. Bazı kritiklere göre bu üçlemeye “Red Desert” (Il Deserto rosso / Kızıl Çöl) filmi de eklenir. Film 1962 yapımı olup başrollerini Monica Vitti ve Alain Delon canlandırmaktadır. Filmin konusu bir yazarla ilişki yaşayan çevirmenin onunla ilişkisini bitirmesi, borsa simsarı ...
Devamı »Jean Renoir Klasikleri (1) – La Grande illusion (1937)
1. Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı. 2. Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova buldular ve oraya yerleştiler. 3. Birbirlerine, ‘Gelin tuğla yapıp iyice pişirelim.’ dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. 4. Sonra, ‘Kendimize bir kent kuralım.’ dediler, ‘Göklere erişecek bir kule dikip ün ...
Devamı »Bernardo Bertolucci’nin Il Conformista’sı Üzerine
Anglosakson bir eleştirmenin (ismi aklımda değil) Bernardo Bertolucci’nin, Mussolini faşizminin panoraması ve Visconti stilinde dönemsel bir fresk niteliğindeki Il conformista’sı (1970, The Conformist – Konformist) hakkında aşağı yukarı şöyle bir yargıya vardığını anımsıyorum: “Önemli konular üzerinde gezinen üslupçu bir film; fakat bu stil gösterisinin filmin eleştirel tematiğinin önemine galebe çaldığını ...
Devamı »Pablo Picasso’nun Guernica’sı
20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerinden ve bu yüzyıla damgasını vuran dâhiyane sanatçı, İspanyol ressam ve heykeltıraş Pablo Picasso (1881–1973)… Tanınmış en üretken sanatçı olan Picasso, sanat dünyasında bir ilktir yaşamı boyunca başarılarının meyvesini toplayan. Sanattaki başarılarıyla olduğu kadar sivri açıklamalarıyla da dikkati çeken Picasso, gerek ilginç mizah anlayışı ...
Devamı »