Marc Forster’ın World War Z’sini (2013, Dünya Savaşı Z) izlerken de benzer duygulara kapılmıştım: Yetenekli genç yönetmenlerin Hollywood memurlarına dönüşmelerini izlemek kadar üzücü bir şey yok. Sanırım Paul Rotha yazmıştı: “Hollywood’a gidip de körelmeyen yönetmen yok gibidir.” Sanırım doğru. Burada kastettiği Avrupa’dan Amerika’ya yerleşen sinemacılar elbette, ama fark eden bir ...
Devamı »Vasatlığın Zulmü
Düşünce; düşünül/e/meyeni, düşünülemez zannedileni, imkânsız olanı, akla havsalaya sığmayanı, gerçeküstü görüneni, rüya gibi inanılmazı, absürd zannedilenleri, çılgın hayalleri düşünebilmektir. Düşünmek; küçümsenmeyi göze almayı, çokbilmişlere ve orta zekâlılara aldırış etmemeyi, muteber sayılanı umursamamayı, küstahlara gülüp geçmeyi, ufuksuzları ve korkakları sersemletmeyi, öngörülü olmayı başarabilmektir. Düşüncenin ve yaratıcılığın özgürlüğü olmadıkça ülke zenginleşemez, o ...
Devamı »Salò ya da Sodom’un Yüz Yirmi Günü (1975, Pier Paolo Pasolini)
‘’Küçük kuşlar koro halinde şarkı söyler de/ Ahengi yalnız, dalların bir aradaki uyumunda yatmaz mı ağacın?’’1 Pier Paolo Pasolini, Salò ya da Sodom’un Yüz Yirmi Günü (1975, Salò o le 120 giornate di Sodoma). Ölmeden önce çektiği son film.* Sade ironisinin** keskin yorumu. Genel olarak Barthes ve Klossowski’den, yer yer ...
Devamı »Nezih Bir Faşizm
Egemenler tarafından üretilen bir üslup ve bir lisan olarak şiddeti, kültürel bir örgütleniş, bir “üst yapı” kurumu olarak görebiliriz. Sömürü düzeninin istikrarını sağlamanın, kitleleri yıldırmanın ve gözdağı vermenin vazgeçilmez aracı ve yöntemi “açık şiddet”tir. Savaşlar, terör, askeri darbeler, halkın ruh sağlığını bozarak, kuşaklar boyu süren travmalar yaşatırken, bunu kültürel olarak ...
Devamı »Heykeller Yıkıla! Tiyatrolar Basıla! Diziler Yasaklana!
Heykel hakkında fikir sunmak için güzel sanatlar eğitimi almaya gerek yokmuş. Belki fakülte eğitimine gerek olmayabilir ama heykelin dilini, biçimsel yapısını anlayabilmek ve düşünce ortaya atmak için malumunuz sanat hakkında yüzeysel de olsa bir genel kültür bilgisine sahip olmak önemlidir. Zaten bu ülkede doğru düzgün bir sanat ve kültür eğitimi ...
Devamı »1984, 1949’dan 2024+X’e
George Orwell’in “1984” adlı distopik romanını (1) “2000+X”i yazmaya başlamamdan 14, kitabın başlığındaki yıldan 28, yazıldığı yıldan 63 yıl sonra okudum. Kitabı okumadığım, filmini (2) izlemediğim halde hakkında epey bilgim vardı. “Büyük Birader” herkesin bildiği bir terim olmuştu. Ayrıca Gerçek Bakanlığı üzerinde de genel bir izlenim edinmiştim. “1984” romanını 2024’de ...
Devamı »Leviathan’daki Merkezi İktidarın Modernizm ile Parçalanışı ve Büyük Birader Örneği
Thomas Hobbes, eserinin hemen girişinde Leviathan’ın ne olduğunu açıklar. “…Latince’de Civitas denilen, DEVLET adlı o büyük EJDERHA yaratılır; bu, doğal insanın korunması, savunulması için tasarlanmış olup ondan daha büyük bir cesamete ve kudrete sahiptir ve onda, egemenlik bütün gövdeye canlılık ve hareket veren yapay bir ruhtur; yargıçlar ve diğer yargı ...
Devamı »Robin Wood – Faşizm ve Sinema
Bizzat insanın tehdit ettiği bir dünyada, en açık ve yakın tehlike faşizmin yeniden dirilmesi olasılığıdır (zaman zaman bir olasılık olarak görünmesi bile korkutucudur). Günümüzde Neo-Nazilerin çoğalması yalnızca yüzeysel bir belirtidir. Hatta sağ ideolojinin liberal biçimlerinin çoğu açıktan ya da gizli olarak faşist potansiyel oluştururlar ve çoğunlukla ahlak ve aile değerleri ...
Devamı »Ahmet Şık ve “Faşizmin Ordusu”
Bağımsız mizah ve karikatür dergisi Leman, 1010. sayısında, Gazeteci Ahmet Şık’ın toplatılan “İmamın Ordusu” kitabı dolayımında Türkiye’deki gerici bünyenin prototipini kapağına taşıyarak polis devleti ve faşizmden bir enstantaneyi de görselleştirmiş oldu… Geri kafalı AKP iktidarı, topu yargıya atsa da, hiçbir ülkede iktidarın haberi olmadan kuşun dahi uçmayacağını Mısır’daki sağır sultan ...
Devamı »Geçmişin Belirsizliği
Tarih kitapları olayları anlatır. Bir biçimde, olaylar arasında bağlantılar kurarlar. Bizi de bu bağlantıları görmeye zorlarlar. Tarihçiler, geçmişi geleceğe aktarırken, genellikle ya devlet arşivlerini, ya da gazetleri kullanırlar. Yorumlar ise bazı temel kavramlar üzerine döner. Günümüz tarihyazımında ise, ulusal kimlikler bir hayli fazla yer etmektedir. Ancak, yazılmış şeyler üzerine yorumlanan ...
Devamı »The 49th Parallel (1941, Michael Powell & Emeric Pressburger)
“Savaş bütün kötülüklerin ve ahlaksal bozulmanın kaynağıdır.” Immanuel Kant “Savaş, büyük öneme haizdir, bu yolla insanların ahlaksal sağlıkları korunur… Ulusların bozulması “sürekli barış” sonucudur.” G.W.F. Hegel “Savaşa yöneticiler değil, halk karar verir.” Immanuel Kant “Yalnızca Monark silahlı güçlere emir verir, savaş ve barış yapar, her türlü anlaşmaya varır ve dış ...
Devamı »Büyüleyici Bir Sinema Şöleni: Cría cuervos (Besle Kargayı)
Sinemanın çocuklara ve çocukluğa adadığı bir film de Cría cuervos (1976, Besle Kargayı)… İlk döneminde neo-realist, 70’lerde Franco dönemi burjuvazisinin sinemasal tarihçisi, 80’lerde ise gösterişli müzikalleri ile dikkati çeken sinema dünyasının gözde isimlerinden İspanyol yönetmen Carlos Saura imzalı patetik, duygusal ve hüzünlü bir film Cría cuervos… 9 yaşındaki Ana’nın (Víctor ...
Devamı »Pan’ın Labirenti
Guillermo del Toro’nun El Laberinto del fauno’su (2006; Pan’ın Labirenti) karanlık imgeleri ve sürreal atmosferiyle İspanya’da 1937’den sonra dar bir alana sıkışan çatışmaları fon alıyor. Bu daha çok bir gerilla savaşı, bir yıpratma savaşı. Çocuk kahraman Ofelia’nın (Ivana Baquero) bilinçaltı silme sivil savaşla dolu gerçek dünyadan nasıl paralel evrenlere, Pan’ın ...
Devamı »“Le train” ve Faşizm Üzerine
— Umarım bir daha savaş olmaz… — Daima savaş olacaktır. Ağlama bence… Savaş trajedisinin sıradan insanın, entelektüelin, kısacası her sınıftan öznenin psikolojisini hemen hemen aynı ölçüde etkileyip etkilemediği hipotezini Michel Foucoult’nun “Halk, gerçeğe bir entelektüelden daha yakındır.” sözünü “yeniden” anımsayarak çoğullaştırabiliriz, sanıyorum ki. Şu diyaloga bakalım: Julien: İnsanlar biraz tuhaf… ...
Devamı »Bernardo Bertolucci’nin Il Conformista’sı Üzerine
Anglosakson bir eleştirmenin (ismi aklımda değil) Bernardo Bertolucci’nin, Mussolini faşizminin panoraması ve Visconti stilinde dönemsel bir fresk niteliğindeki Il conformista’sı (1970, The Conformist - Konformist) hakkında aşağı yukarı şöyle bir yargıya vardığını anımsıyorum: “Önemli konular üzerinde gezinen üslupçu bir film; fakat bu stil gösterisinin filmin eleştirel tematiğinin önemine galebe çaldığını ...
Devamı »