“Sizin dünyanızın erdemlerini yadsıyan suçlular, yasak bir dünya kurmayı umutsuzca kabul ederler. Orada yaşamayı kabul ederler. Orada hava iğrençtir: Onlar bu havayı solumayı bilirler. Aşkta olduğu gibi, kendilerini dünyadan ve dünyanın yasalarından ayırırlar. Onların dünyası ter, sperm ve kan kokar.” (Jean Genet, Hırsızın Günlüğü) Giriş Fransız yazar Jean Genet’nin 1950 ...
Devamı »Savaş Filmi mi, Savaş Propagandası mı?
Giriş Yakın tarihteki münferit birkaç olayı yeniden-canlandırmanın tipik militer filmi olarak Nefes: Vatan Sağolsun (2009), Full Metal Jacket’tan (1987) bir sekansı (1) handiyse birebir alıntılayarak sözüm ona askerlik olgusuna salt askerlik olgusu olarak, dokümanterin anlatım stilinden yararlanarak da nesnel bir biçimde bakmak niyetinde gibi görünüyor. Elbette bu, tanrıbilici hüviyetindeki kameranın ...
Devamı »Türlerin Buluştuğu Coğrafya: Günah Şehri
Frank Miller’in Sin City adlı çizgi roman serisinin bir uyarlaması olan Sin City (Günah Şehri) filmi, hem yaratıcısı olan Frank Miller hem de misafir yönetmen olarak Quentin Tarantino da dâhil olmak üzere Robert Rodriguez’in de için de bulunduğu bir yönetim ekibinin sinemasıdır. 2024 yılında gösterime girmiş filmin çizgi romanla olan ...
Devamı »Fight Club (1999, David Fincher)
1. Giriş “I want you to hit me as hard as you can.” (Tyler Durden) Film, ne olduğunu sonradan kavrayacağımız bir jenerikle başlar. Kamera anlatıcının beyninin kıvrımları arasında geriye doğru hareket etmektedir. Kimyasal ve elektriksel tepkimeler arasında dolaşmaktadır. Böyle bir başlangıç, aslında bütün gerçekliğimizin asıl mekânının bedenimiz olduğunu dile ...
Devamı »Rope (1948, Alfred Hitchcock)
Hitchcock’un Rope Filmi: Eşcinsellik Açısından Bir Okuma “Gay ve lezbiyenlerde görülen uyumsuzluk belirtilerinin çoğu, acımasızca yargılandıkları düşmancıl bir toplumda yaşamanın sonucudur.” (Francis Mark Mondimore) (1) “Modern olmak, kendimizi; bir yandan bize macera, iktidar, keyif, gelişme, kendi ruhlarımızı ve dünyayı dönüştürmeyi vaat eden; bir yandan da sahip olduğumuz her şeyi, bildiğimiz ...
Devamı »Chinatown (1974, Roman Polanski)
“Olur böyle şeyler Jake. Burası Çin Mahallesi.” (Chinatown) Robert Towne’nın kaleminden dökülen cümlelerden oluşmuş özgün senaryo Oscar’ının sahibi bu film, biraz Raymond Chandler’ın polisiye öykülerini andıran entrikalı suç hikâyelerini biraz da Patricia Highsmith’in karakterler arası gizemli gerilimden beslenen tarzının bir birleşimi olduğu genel hat okumasının ışığında görülmektedir. Ancak, dillere yapışmış ...
Devamı »Yeşilçam Klasikleri: Suçlular Aramızda
“Sanatın sosyo-kültürel ve politik bağlamdan soyutlanamayacağını” düşünen usta sinemacı Metin Erksan’ın yönettiği Suçlular Aramızda (1964) özenli üslubu ve gelişkin anlatımından ötürü sağlam bir suç öyküsü. Ekrem Bora, Belgin Doruk, Leyla Sayar ve Tamer Yiğit’in oynadığı filmde; şantaj ve hırsızlık, metres hayatı yaşayan vamp tiplemesi (typification), caz müziği, striptiz yapan kadınlara ...
Devamı »Dünyayı Kurtaran Adam, B Filmleri, Bilimkurgu Sineması
Beethoven’in 5. senfonisi vs Hacıbektaş-ı Veli Türbesi.. Beckett’in Endgame’ini andıran bir varoluşsal ortam.. “Anamın tarhana çorbası” temelli halk edebiyatı.. Beyinsiz uzaylılar ile çevrili bir dünya.. Sihirbaz tarafından dillendirilen içinden pathos’un eksik olmadığı, Schiller’e taş çıkartan bir edebi söylem: “Sana ulaşamamak seni kaybetmek değildir dünya!” Dünyanın oluşumunu ve yeniden doğuşu andıran ...
Devamı »Boş Bir Kâğıt
Geçtiğimiz günlerde, Sinan Çetin, katıldığı bir Tv programında, son filmi Kağıt’a dair konuşuyor; daha doğrusu, henüz düzgün cümle kuramayan, ve fakat, şekline şemailine hürmeten sunucu yapıldığı aşikar kızın da çanak çömlek sorularıyla, her zaman olduğu üzere, atıp tutuyordu, sola dair kafasında en küçük bir olumlu fikri bile besleyen herkese. Buna ...
Devamı »Popüler Kültür Analizleri (2) – Kemal Sunal ve Popüler Filmler Üzerine Notlar
“Aşırı esinlenme” ile “intihal” arasında pek fark göremiyorum. Yazınsal alanda olduğu gibi sinemasal haritada da örnekleri bir hayli çok. Türk sinemasının ise söz konusu mevzuda kabahati daha da çok. Bir tür ikâme sorunu yaşadık Tanzimat’tan beri. Alıp yerine koyma, inşa etme… Fakat sinema söz konusu olunca durum çok daha vahim. ...
Devamı »