John Huston’ın 1940’lı yıllarda çektiği kara filmlerden biridir We Were Strangers (1949). Huston mücadeleci, kararlı, yazgısını avcunun içine almak arzusundaki serüven ruhlu portreler çizmiştir. Sinemasını tek sözcük özetleyebilir düşüncesindeyim: mücadele. We Were Strangers da kuşkusuz böyle bir filmdir. Bu kez mücadele alanı Küba dolayları. Artık tesadüf müdür, bilinçaltından süzülüp gelen ...
Devamı »Le silence de la mer (1949, Jean-Pierre Melville)
Direniş ve Estetiği: Le silence de la mer Jean-Pierre Melville’in kariyerinin ilk filmi Le silence de la mer (1949, Denizin Sessizliği), II. Dünya Savaşı sırasında yaşlı bir Fransız adam (bundan sonraki kısımda Amca olarak anılacaktır) ve yeğeninin, Alman General Wernervon Ebrennac’ın (Howard Vernon) geçici olarak evlerine yerleşip onlarla birlikte yaşamaya ...
Devamı »Apocalypse Now (1979, Francis Ford Coppola)
İngiliz edebiyatının en önemli modern klasiklerinden olan ve Jale Parla’nın deyimiyle okuru değişik anlatı katmanlarında gezindiren, Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı romanının iki uyarlaması mevcut. Bunlardan ilki Francis Ford Coppola’nın Kıyamet (1979, Apocalypse Now) filmi. Tam anlamıyla bir klasik. Michael Ryan ve Douglas Kellner, Politik Kamera adlı kitabında bu filmi ...
Devamı »Andrzej Wajda ve Yurdun Kaybedilişi: Savaş Üçlemesi
“Bu ülkede tüm şeytani planlar tek bir noktadan doğar. O nokta Varşova’dır. Varşova, Genel Hükümet’in sınırları içinde olmasaydı, başımızdaki sorunların yüzde sekseniyle hiç karşılaşmamış olacaktık.”[i] –Alman Genel Hükümeti Valisi Hans Frank, Krakow, 14 Aralık 1943 (Bu yazı sözü edilen üç filme dair sürprizbozanlar içermektedir.) Wajda’nın kültürel geçmişi, İkinci Dünya Savaşı ...
Devamı »Ivan’s Childhood (1962, Andrei Tarkovsky)
İkinci Dünya Savaşı, şüphesiz insanlık üzerinde en fazla etkiye sahip olayların başında gelir. Çağımızın deliliğinin keskin bir ifadesidir. Belleğimizde unutulması mümkün olmayacak bir yer edinmiştir. Bu deliliğin milyonlarca insanın ölümüne ve silinmesi mümkün olmayan toplumsal yaralara yol açtığını bildiğimiz halde hâlâ bu güç oyunlarını uluslararası arenada net bir şekilde görebiliriz. ...
Devamı »Savaş Filmi mi, Savaş Propagandası mı?
Giriş Yakın tarihteki münferit birkaç olayı yeniden-canlandırmanın tipik militer filmi olarak Nefes: Vatan Sağolsun (2009), Full Metal Jacket’tan (1987) bir sekansı (1) handiyse birebir alıntılayarak sözüm ona askerlik olgusuna salt askerlik olgusu olarak, dokümanterin anlatım stilinden yararlanarak da nesnel bir biçimde bakmak niyetinde gibi görünüyor. Elbette bu, tanrıbilici hüviyetindeki kameranın ...
Devamı »Full Metal Jacket (1987, Stanley Kubrick)
“Herhangi bir coğrafyada öldürülen çocuklara…” Full Metal Jacket Üzerine 12 Tez 1. Full Metal Jacket’ın (1987) eğitim kampında yakın geleceğin ölüm–makineleriyle birlikte koşarken Eğitim Çavuşu Hartman’ın (R. Lee Ermey) ironik şarkılarından (‘askerî marş’ diye okuyun) birinde silah ve fallus arasında bağlantı kurulur; libido ve savaş, fallus ve ölüm kalım savaşı, ...
Devamı »Sinemada ‘Savaşın Çocukları’
Bu yazıda, sinemada savaş ve çocukluk düzlemini kalkış merkezi yaparak, çok fazla detaya girmeden ve genel özelliklerden hareketle bu filmlerdeki savaş psikopatolojisi ve çocukluk travmalarına odaklanacağız… Sinemanın, konuşmaya başladığından itibaren masumluğunu yitirdiğine dair ilginç ve tartışmaya açık bir tez vardır. Sesli filmi kabul etmeyen Amerikalı öncü-maestro David W. Griffith, ki ...
Devamı »The 49th Parallel (1941, Michael Powell & Emeric Pressburger)
“Savaş bütün kötülüklerin ve ahlaksal bozulmanın kaynağıdır.” Immanuel Kant “Savaş, büyük öneme haizdir, bu yolla insanların ahlaksal sağlıkları korunur… Ulusların bozulması “sürekli barış” sonucudur.” G.W.F. Hegel “Savaşa yöneticiler değil, halk karar verir.” Immanuel Kant “Yalnızca Monark silahlı güçlere emir verir, savaş ve barış yapar, her türlü anlaşmaya varır ve dış ...
Devamı »“Le train” ve Faşizm Üzerine
— Umarım bir daha savaş olmaz… — Daima savaş olacaktır. Ağlama bence… Savaş trajedisinin sıradan insanın, entelektüelin, kısacası her sınıftan öznenin psikolojisini hemen hemen aynı ölçüde etkileyip etkilemediği hipotezini Michel Foucoult’nun “Halk, gerçeğe bir entelektüelden daha yakındır.” sözünü “yeniden” anımsayarak çoğullaştırabiliriz, sanıyorum ki. Şu diyaloga bakalım: Julien: İnsanlar biraz tuhaf… ...
Devamı »Safar e Ghandehar (2001; Kandahar / Ayın Ardındaki Güneş)
“Bence Afganistan’daki Buda heykelini kimse yıkmadı… O heykel insanlıktan utanç duyduğu için kendisi yıkıldı. Dünyanın Afganistan gerçeğine karşı gösterdiği duyarsızlıktan utandı ve daha fazla dayanamadı. O dünyanın en büyük Buda heykeliydi ama milyonlarca insanı kurtarmak için büyüklüğünün hiçbir işe yaramadığını gördü.” — Mohsen Makhmalbaf — Günümüz İran ...
Devamı »