“Ölüm varsa da her zaman ikinci gelir. Çünkü her zaman en başta, özgürlük.” (Yannis Ritsos) 1960’lar, Hollywood Sineması’ndaki disipline yapının kırıldığı, fütursuz senaryoların arşa çıktığı ve yeni sinematografik deneyimlerin yaşandığı bir dönem. Vietnam Savaşı’na karşı gösterilen antimilitarist duruş, kadınların feminizmle haşır neşir oluşu, hippi hareketi, uyuşturucu kullanımındaki artış ve yaşattığı ...
Devamı »Scent of a Woman (1992, Martin Brest)
Giovanni Arpino’nun 1969’da yayımlanan romanı Il Buio e Il Miele (The Darkness and the Honey) den etkilenen İtalyan sinemasının trajikomikliğe odaklı yönetmeni Dino Risi, Profumo di donna (1972) ismiyle romanı sinemaya uyarladığında literatüre geçebilmiş bir yönetmen oluşunun mihenk taşını koymuş olur. Aynı anda hem güldürüp hem ağlatabilecek vicdani sorgulamalar vadeden ...
Devamı »Kramer vs. Kramer (1979, Robert Benton)
60’ların sonlarındaki özgürlük çabaları, queer hareket, eşitlikçi söylem, feminist dalga, sosyalist şiar, çiçek çocuklar, hippiler, üniversite gençliği, din karşıtı görüşler hem iktidar sahiplerini, hem muhafazakâr kitleleri, hem de din adamlarını (dolayısıyla Vatikan’ı) ve konumuz dolayımında Amerikan sinemasını bir hayli tedirgin etmişti, herkes bilir. Avangard bazı sinema örnekleri de mevcut özgürlükçü, ...
Devamı »Casino (1995, Martin Scorsese)
Kısa Bir Scorsese Tanımlaması “Sanırım, bir filmde veya öyküde, kişinin neyi yanlış yaptığını ve o yanlış yüzünden başına neler geldiğini görerek daha iyi öğreniyorum.” (Scorsese) Suç psikopatolojisini, karanlık sokakları farklı öykülerde sürekli işleyen Scorsese, Amerikan rüyasının parametrelerini sürekli araştıran bir yönetmendi; en azından Casino’ya (1995) değin. Bu tarihten itibaren, yani ...
Devamı »Another Woman (1988, Woody Allen)
Öteki Kadın’daki Ben Türkiye’de Başka Bir Kadın adıyla gösterilen 1988 tarihli Another Woman, Allen’ın yazıp yönettiği sıradan dramalardan biri. Ama tıpkı filmin esas teması gibi bir tespit bu. Çünkü bu sıradanlık bir zarftır aslında ve mazruf ise küçük bir mücevher hüviyetinde. Özellikle de mevzuuyla böyle. Zaten filmin mevzuu, bu yazının ...
Devamı »Ufuk Açıcı Bir Sinema Kitabı: The Godfather Mitosu
Sinemayı sevmek için birçok neden var, hepiniz az çok bilirsiniz. Kimi bir filmi kült haline getirerek onu belirli zamanlarda yeniden izler, kimisi de bir yönetmenin bütün filmlerini aralıklarla bir daha izler. İlki Rüzgâr Gibi Geçti, Oz Büyücüsü, Şahane Hayat, Ucuz Roman ve bu yazının da konusu olan Baba gibi filmleri ...
Devamı »Kitap İncelemeleri: The Godfather Mitosu
Dilimize çevrilmiş veya Türkçe yazılmış sinema kitaplarının azlığından veya yetersizliğinden yakınırız zaman zaman. Sinemada bazı alt başlıklara ve filmlere yönelik inceleme kitapları bulamayız. Özellikle de sinema tarihine damga vurmuş klasikler ve kült filmler üzerine… Bir film veya seriyi tüm yönleriyle okuyabilmek, derin bir analize girişmek ve sadece o film üzerine ...
Devamı »Walkabout (1971, Nicolas Roeg)
“Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni diliyorum. Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum. Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum. Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum. Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum. İsteklerini tatmin ...
Devamı »Persona (1966, Ingmar Bergman)
Persona Filmindeki Oyuncu-Seyirci Algısı ve Sessizlik Üzerine Latince “’persona-ae’ yani maske; karakter, rol; kişi, kişilik” anlamına gelmektedir. İsme etimolojik olarak bakarsak, “per: herhangi bir şeyin içinden, ortasından geçmek, sonus –i: ses, gürültü; ton” olarak literatürde yerini almıştır. Tiyatro kökenli olan Bergman’ın filminin taşıdığı mesaj doğrultusunda, filme böyle bir isim atfetmesi ...
Devamı »Mulholland Drive (2001, David Lynch) – 3. Bölüm
Yazının diğer bölümlerini okumak için tıklayınız: Birinci ve ikinci bölüm. Romantizmin Çöküşü, Femme Fatale & Tekinsiz “Hayal kurma ihtiyacı, hayal edilen kişi tarafından mutlu edilme arzusu, pek fazla zamana gerek kalmadan, bütün mutluluk ihtimallerimizi daha birkaç gün önce sahnede beklenmedik, yalancı ve ilgisiz bir görüntüden ibaret olan birine bağlayıvermemize sebep ...
Devamı »Mulholland Drive (2001, David Lynch) – 2. Bölüm
Yazının öteki bölümlerini okumak için tıklayınız: Birinci ve üçüncü bölüm. “Filmlerin çoğu yüzeyde dolaşıyor. Derinlere inemiyorlar, çünkü saatte elli mil hızla su kayağı yapan birisi su yüzeyinin altına inemez. Fakat botunuz durursa -hatta yavaş bile gitse- inip suyun derinliklerine dalabilirsiniz. İyi fikirlerin olduğu yer diptir.” (David Lynch) (1) Bastırılmışın Geri ...
Devamı »Mulholland Drive (2001, David Lynch) - 1. Bölüm
Yazının diğer bölümlerini okumak için tıklayınız: İkinci ve üçüncü bölüm. Giriş “In a way, all of David Lynch’s films, but especially ‘Mulholland Drive’, differ greatly from the cinematic customs the average audience might know from commercial mainstream movies. Lynch’s work does not easily lend itself to an analysis of classical ...
Devamı »Blue Velvet (1986, David Lynch) – 4. Bölüm
Yazının öteki bölümlerini okumak için bkz: Birinci, ikinci ve üçüncü bölüm. Şiddetin Estetiği “Size suçların gece işlendiğini hatırlatırım.” (FBI Ajanı Dale Cooper, Twin Peaks’lilere seslenirken. Klasik film noir’ın karanlık atmosferine bir gönderme.) “Habil’den bu yana hiçbir ceza suç işlenmesini önlemedi.” (Krzysztof Kieslowski, Krótki film o zabijaniu / Öldürme Üzerine Bir ...
Devamı »Blue Velvet (1986, David Lynch) – 3. Bölüm
Yazının öteki bölümlerini okumak için tıklayınız: Birinci bölüm, ikinci bölüm, dördüncü bölüm. Vertigo Bağlantısı, Düşler & Primal Scene “…Toplumsal uzamda olduğu gibi, her eviçinin de merkezinde, resmen tanınan ama aynı zamanda yararlı ve verimli (doğurgan) tek bir mekân vardır. Anne-babanın yatak odası. Bunun dışında kalanınsa, silinmekten başka yolu yoktur.” (Michel ...
Devamı »Blue Velvet (1986, David Lynch) – 2. Bölüm
Yazının diğer bölümlerini okumak için tıklayınız: Birinci bölüm, üçüncü bölüm, dördüncü bölüm. Böcekler, Toplum Mühendisliği & Lynchville “Bayan Palmer, bu dünyada çirkin ve karanlık şeyler de var. Çocuklarımıza anlatamayacağımız kadar kötü şeyler.” (Özel Ajan Dale Cooper; Twin Peaks, 2. Sezon, 18. Epizot) Sakin kasabanın çimlerinin arasında, yüzeye göre daha derinde ...
Devamı »