Anasayfa / Kitabiyat / Araştırma Kitapları / Edebiyatın Toplumla Olan İlişkisi: “Osmanlı’dan Günümüze Edebiyat ve Toplum”

Edebiyatın Toplumla Olan İlişkisi: “Osmanlı’dan Günümüze Edebiyat ve Toplum”

Edebiyat ve toplum ilişkisi bilimsel açıdan Mme de Stael ve Hippolyte Adolphe Taine’nin eserlerinde ele alınmıştır. Dil, kültür, hayat, yazar, eser ve okuyucuyu inceleme konusu edilmiştir. Özellikle 1940’lardan sonra bu tür incelemeler başlamıştır. Edebiyat biliminin ve sosyolojinin bir alt dalı olarak gelişme göstermiş ve adına edebiyat sosyolojisi denilmiştir. Toplumların biçimlendirilmesinde edebiyatın gücünden hep faydalanılmıştır.

Timaş Yayınları’ndan Eylül 2024’da çıkan “Osmanlı’dan Günümüze Edebiyat ve Toplum” adlı Kemal Karpat’ın eseri bu konuda hazırlanmış önemli bir çalışmadır. Özellikle Osmanlı’nın son döneminden günümüze kadar toplumsal değişim ve bu değişim sürecinde Türk edebiyatın rolü ele alınmıştır. Eserde, toplumun sorunlarıyla ilgilenmenin herhangi bir ideolojinin tekelinde olmadığı da vurgulanmaktadır.

“Edebiyat ve Toplumun Keşfi” başlığıyla yazılan önsöz, ‘Edebiyat Eğitimi ve İnsan’, ‘Roman ve Sosyal Sınıf’, ‘Roman, Sanat, Kimlik ve Toplum’, ‘Edebiyat Rüyasından Sosyal Gerçeklere’, Tekrar Orta Sınıf, Millet ve Roman İlişkilerine Dair’, ‘Edebiyat Memleketi Keşfediyor’, ‘Bir Sosyal Olay Olarak Anadolu Orta Sınıfı’, alt başlıklarını içermektedir. Geniş yer tutan önsözden sonra 1959’dan itibaren yurt dışında yayımlanmış “Çağdaş Türk Edebiyatı”, “Türk Sosyal Edebiyatı’nın Gelişimi”, “Sosyal Ortam ve Edebiyat: Ömer Seyfeddin’in (1884-1920) Edebi Eserlerinde Jön Türk Döneminin (1908-1918) Yansıması”, “Ahmet Mithat, Çehov ve Orta Sınıf Edebiyatı”, “Ulus Arayışı İçinde Bir Dil: Ulus-Devlet’te Türkçe” adlı konferans ve makaleler yer almaktadır. Kitabın sonunda “indeks” kısmı da mevcuttur.

287 sayfalık kitabın 52 sayfasını oluşturan önsözde yazar bir anlamda otobiyografisini de yazmıştır. Önsözün ilk alt başlığı “Edebiyat Eğitimi ve İnsandır. Burada Kemal Karpat

eserdeki edebi yazıların nasıl oluşturulduğu hakkında bilgi verir. ‘Türk edebiyatının sosyal konuları nasıl gördüğünü ve nasıl ele aldığını anlatacak bir tebliğ’den bu eserin doğduğunu belirtmektedir. Ancak o dönemde edebiyatın sosyal konularla ilişkilendirilmesi hem Türkiye’de hem de Harvard Üniversitesinde tepkiyle karşılanır. Yukarıda edebiyat ve toplum ilişkisinin 1940’lardan sonra bilimsel olarak incelenmeye başlandığını belirtmiştik. Bu eserdeki konferans ve yazılar da o dönem ve sonrasını kapsamaktadır.

Kemal Karpat, doğduğu yer olan Dobruca’da edebiyat eğitimini nasıl aldığını ve aldığı bu eğitimin sosyal konuları, sosyal değişimleri anlamakta ne kadar önemli yer tuttuğunu vurgular.

“Roman ve Sosyal Sınıf” başlığı altında sanayileşme ve pazar ekonomisinin batıda bir orta sınıf oluşturduğu belirtilir. Aynı durumun 19. yüzyıldan itibaren büyük değişimlere sahne olan ülkemiz için de geçerli olduğu görülmektedir. Bu bölümde ülkemizde orta sınıfın doğmasına neden olan şartlar ve bu şartların edebiyata yansımaları üzerinde durulur.

“Roman, Sanat, Kimlik, Toplum” kısmında okunan her romanın, ait olduğu millet hakkında bilgiler sunduğu, ancak bu bilgilerin gerçekleri tam yansıtmadığı vurgulanır. Edebi eserin gerçekleri tam olarak yansıtmasa da sosyal hayat hakkında çok önemli veriler sunduğu açıklanır.

Kemal Karpat 1942 yılında Türkiye’ye geldiğinde Robindranath Tagore dâhil dünya klasiklerinin büyük bir kısmını okumuştur. Okuduğu kitaplara ve edindiği bilgilere dayanarak “Edebiyat Rüyasından Sosyal Gerçeklere” kısmında edebiyatın sosyal yapı ile çok yakın ilgisi olduğunu belirtir. Özellikle 19.yüzyıl ve sonrasında sosyal ve siyasal incelemelere kaynak olabilecek çok sayıda eser yayımlanmıştır. Bu eserlerin incelenmesi önerilir.

“Millet ve Roman ilişkisine Dair” başlığı altında millileşme konusunun hangi evrelerden geçerek olgunlaştığı üzerinde durulur. Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yazarlar millet olma bilincini eserlerine yansıtırken daha sonraki dönemde sosyal ve ekonomik konular edebiyat yoluyla ön plana çıkarılmıştır. Kemal Karpat millî edebiyatın ve romanın oluşması için memleketin keşfedilmesi gerektiğini önemle vurgular. Memleketin keşfedilmesi sözü bize Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir adlı eserinde türküler hakkında söylediği sözü hatırlatır. Tanpınar, Anadolu’nun romanını yazmak isteyenlerin mutlaka türkülerden başlaması gerektiğini söylemiş ve millî olana vurgu yapmıştı.

Önsözün alt başlıklarından biri de “Edebiyat Memleketi Keşfediyor” başlığıdır. Bu başlık altında Cumhuriyet’in ilk yıllarında memleket edebiyatının vücuda getirilmesinde hangi yazarların etkili olduğu üzerinde durulur. Önsözün son kısmında sosyal kültürel ve ekonomik anlamda Türkiye’de bir orta sınıf olduğu ve edebiyata da bunun yansıdığı belirtilir. Eserin belirli bölümlerinde orta sınıftan bahsedilir.

Uzun bir önsözden sonra kitabın ilk makalesini “Çağdaş Türk Edebiyatında Sosyal Konular” başlıklı yazı oluşturur. Bu yazı 1959 tarihinde Harvard Üniversitesi’nde konferans olarak sunulmuştur. İlk kez 1962, ikinci kez 1971 yılında Varlık Yayınları tarafından ülkemizde basılmıştır.

Kemal Karpat makalenin amacından bahseder ve asıl amacının “edebiyatın toplum içindeki fonksiyonunu belirtmek” olduğunu söyler. Edebiyatın toplum içerisinde geliştiğini belirterek onu “toplumun bugününü anlatan ve yarınını hazırlayan bir kuvvet” olarak görür. Edebiyatın sosyal anlamda işlevini anlamak için edebiyat sosyolojisinin önemi vurgulanır.

Edebiyatın olaylara farklı pencerelerden bakmak için değerli olduğu üzerinde önemle durulur. Aynı toplumda yaşamış ve içinde yaşamış oldukları toplumların düşüncelerini ifade etmiş olan Mehmet Akif ve Tevfik Fikret örneği verilir.

Karpat mevcut edebiyat eğitimine teklifler getirir ve mevcut eğitimin insanı düşündürmekten uzak tuttuğunu belirtir. Hiçbir eğitim alanının insan kafasını ve ruhunu geliştirmekte edebiyat kadar etkili olamayacağını söyler. Makalenin ilk bölümünde Tanzimat’tan 1960’lara kadar olan süreçte meydana gelmiş sosyal olaylar ve bunların edebiyata yansımalarını incelenmiştir. Türk edebiyatının devlet siyasetinden yararlanarak gelişme gösterdiği de vurgulanır. Özellikle Batı kültürüne açılan yolda devlet, edebiyatçılarına ön ayak olmuştur. Bu bölümde memleketin her alanda gelişmesine katkı sağlayan yazar ve şairlerden bahsedilmiştir.

Kemal Karpat ikinci bölümde Fakir Baykurt’un “Hasret” adlı hikâyesinden bir örnek verir. Yoksulluk ve kaderciliğin insanı her şeye karşı ilgisiz hale getirdiğini ancak buna karşı yazarların eserlerinde çağdaş kavramlara karşı hareketli olmasını istediğini belirtir. Hasret adlı hikâyeden yaptığı alıntı şu şekildedir: “Hepimiz ölüp gömüleceğiz… O kara topraktaki oyuntuya girmekten hiçbirimiz kurtulamayacağız. İşte orada her şey tersine olacak arkadaşlarım… Siz sadece bu dünyada sabredin. Ama şöyle gerçekten sabır. Orayı burayı kurcalamayın. Yarın orada fakirler zengin olacak, zenginler de fakir… Bu dünyadaki zengini siz öbür dünyada uşak tutacaksınız. Onlar size eşek gibi hizmet edecekler. Bundan başka huri kızlarından güzel karılarınız olacak. Tavus kuşunun tüyünden döşekleriniz….”

Karpat, bu tür hayallerin Anadolu insanını ilkel durumda tutamadığını, fikri alanda da başarılara ulaşıldığını, cahilliğin zamanla ortadan kaldırıldığını belirtir. Edebi eserlere yansıyan eski-yeni çatışması, kasaba-köy hayatı ve sosyal hattaki değişimler üzerinde durur.

Kitapta yer alan diğer bir makalenin başlığı “Çağdaş Türk Edebiyatı”dır. Bu makale ilk olarak 1962 yılında Literary Review’de yayımlanmıştır. Karpat makalesinde Türk edebiyatı ile ilgili önemli tespitlerde bulunur. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi ile Çağdaş Türk edebiyatının tarihinin birbiriyle çok yakın ilişkisi olduğunu belirtir. “Cumhuriyet Türk kültürünü yeniden yoğurmaya giriştiğinde bireyi ve sosyal düşünceyi kendi kalıpları doğrultusunda şekillendirmenin temel amacı olarak edebiyatı seçtiği”ni dile getirir. İnsanların yaşamları, alışkanlıkları, düşünce ve konuşma tarzları çok hızlı ve köklü bir şekilde değişmiş bu da edebiyata yansımıştır. Sosyal konuların edebiyata girişi modern romanın gelişimine de büyük katkı sağlamıştır. Bu makalesinde Karpat Çağdaş Türk Edebiyatı’nı anlatmış, şair ve yazar ve eserlerden bahsederek bir dönemem ayna tutmuştur.

“Türk Sosyal Edebiyatı’nın Gelişimi” adlı yazı 1976 yılında Princeton Üniversitesi’nde sempozyumda sunulmak üzere hazırlanmış. Karpat bu yazısında Türk edebiyatının sosyal içeriğinin belirlenmesinde; sosyal çevre, edebi ifade biçimleri ve yazarın toplum içerisindeki rolü üzerinde durmuş, aynı zamanda Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın sosyal yönlerini anlatmıştır. Sosyal çevre başlığı altında önce yazarın çevreyi değerlendirip eserine yansıtırken onun geçmiş deneyimleri, sosyal statüsü, ideoloji ve benzeri etkenlerin etkili olabileceği belirtilmiştir. Burada ifade biçimlerine de değinilmiştir. İfade biçimleri başlığı altında 19.yüzyılda ifade biçimleri arandığı belirtilmiştir. Çünkü Divan edebiyatının kalıpları sosyal hayatı ifade etmeye yetmez. Bu açıdan üç yol vardır. Bunlar, geleneksel edebi formları yeni koşullara uydurmak, diğer ülke edebiyatlarının ifade biçimlerini ödünç almak ya da eski yeni arasında bir sentez oluşturmaktır. Sonuçta düzyazı edebiyatın benimsediği ifade biçimi haline gelmiştir.

Yazarın öz bilincine etki eden faktörler üzerinde de önemli tespitlerde bulunulmuştur. Gerçeklik mefhumunun Türk Edebiyatı’nda ne derecede olduğu belirtilmiştir. Bir yazarın mesleğinin, ya da dönemin siyasi atmosferinin gerçekleri yansıtmada önemli etken olduğu açıktır. Buna örnek olarak istibdad dönemini veren Kemal Karpat istibdad döneminin o dönem yazarlarının gözlem gücüne etki ettiğini ve içe dönük yazılar yazıldığını belirtir.

“Sosyal Ortam ve Edebiyat: Ömer Seyfettin’in (1884-1920) Edebi Eserlerinde Jön Türk Döneminin (1908-1918) Yansıması” başlıklı makale 1989 yılında New Jersey’de yayımlanmıştır. Bu yazı bir edebi eserin sosyolojik açıdan nasıl incelendiğine somut bir örnektir. Kitabın başından beri toplum ve edebiyat arasında sıkı bir münasebet bulunduğunun belirtildiğini söylemiştik. “Sosyal Ortam ve Edebiyat” başlığı altında da Kemal Karpat bu ilişkiyi belirterek, Ömer Seyfettin’in aile kökenleri, sanatçı olarak oluşumu, milliyetçilik düşüncesinin gelişimi -eserlerinden hareketle- üzerinde durmuştur. Yazar-eser ilişkisine örnek olarak Ömer Seyfettin’in geçim kaynağının yazarlık olduğu, maddi sıkıntıdan dolayı bazı hikâyelerinin acelece yazmak zorunda kaldığı söylenmiştir. Ömer Seyfettin’in milliyetçilik anlayışındaki değişimleri, bu değişime sebep olan şeyleri ve bu durumun eserlerine nasıl yansıdığını Kemal Karpat belirtmiştir. Bu makalenin dipnotları da çok önemlidir. Çünkü Ömer Seyfettin’in hayatı ve döneminin sosyal olayları hakkında ulaşılabilecek kaynaklar ve incelenmesi gerekli başka kaynaklar yer almaktadır.

Kemal Karpat’ın “Ahmet Mithat, Çehov ve Orta Sınıf Edebiyatı” başlıklı yazısı 2024’de Taraf gazetesinde yayımlanmış bir yazıdır. Kemal Karpat bir gün Ahmet Mithat’ın Beykoz’daki konağını ziyaret ettiğinde onun Çehov ile karşılaştırılması gerektiğini düşünmüştür. İkisi arasında birçok benzerlik olmasına rağmen Çehov’un dünyaca tanınmış bir yazar olduğunu ancak Ahmet Mithat Efendi’nin ülkemizde bile tanınmadığını dile getirir. Yazısında Ahmet Mithat’ın eserlerinin okunmamasını ya da eserlerinin geri planda kalmasını, temel kimliği nedeniyle ahlakına, toplumu ve devleti ön plana çıkarmasına bir de diline bağlamıştır.

Kitapta yer alan bir yazı da “Ulus Arayışı İçinde Bir Dil: Ulus-devlette Türkçe” adlı makaledir. 1984 yılında Emergence of National Languages adlı bir kitapta yayımlanmıştır. Kendisinin de giriş bölümünde başlığının titizlikle seçilmediğini belirttiği bu yazı Türkçe’nin tarihsel gelişimini şekillendiren kültürel ve siyasal güçlerin analizine dayanır.

Makale “Giriş”, Dilsel Ayrımlar ve Tarihsel Arka Plan”, İslamiyet’in Kabulünden Sonra Türkçe’nin Kaderi”, “Osmanlı Türkçesi”, “Cumhuriyet Döneminde Dil Sorunu ve Sonuç” bölümlerinden oluşmaktadır.

Okuyucusuna her anlamda bilgiler sunan ve onu düşündürmeye yönlendiren eser, bilim dallarının birbirinden bağımsız olamayacağının en güzel göstergesidir. Bu açıdan edebiyatın sosyolojik açıdan incelenmesinde ulaşılacak veriler dikkate değerdir.

Tarihçi kimliğiyle tanıdığımız Kemal Karpat’ın titiz bir çalışması olan “Osmanlı’dan Günümüze Edebiyat ve Toplum” adlı eseri tarihe, edebiyata, toplumsal ve kültürel değişimlere ışık tutmaktadır. Titiz bir çalışma ve birikim sonucu ortaya çıkmış olan eserin, hem okuyuculara hem de araştırmacılara çok faydalı olacağı aşikârdır. Çünkü eser, Türkiye’de edebiyat ve toplum üzerine çok önemli bir başvuru kaynağı niteliği taşımaktadır.

Sabahattin Gültekin

[email protected]

Bu yazının künyesi:

Gültekin, Sabahattin (2010), ‘Edebiyatın Toplumla Olan İlişkisi: Osmanlı’dan Günümüze Edebiyat ve Toplum’, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi’, Şubat 2024, S.3, s.335-339.

edebiyat ve toplum Osmanlı’dan Günümüze Edebiyat ve Toplum prof. dr. kemal karpat sabahattin gültekin

Hakkında Editör

Hakan Bilge - The Godfather Mitosu (Şule Yayınları, 2024) ve Aşktan da Üstün: Hitchcock Sinemasında Kişisel Bir Gezinti (Doruk Yayınları, 2024) adlı sinema kitaplarının yazarıdır.
@hakan_bilge

Bu yazıya da bakabilirsiniz.

Dil Varlığında Gerçekleşen Bir Aşk Söylemi

Dilin mevcudiyetinde esas ilişki yalnızca gösterilenin geçerli olduğu bir anlamı taşımaz. Görülen, dilin yansımalarında sınırlı ...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir