Richard Nixon ya da bir başkası da olabilirdi, genelde iktidar sahiplerinin paranoyak eğilimlerinin arkaplanını siyasal karizmalarını korumak ve koşut düzeyde egemenliklerini istikrarlı biçimde sürdürmek fikri oluşturuyor, denebilir. Belgeseldeki kurban ise sadece John Lennon değil, ilişki kurduğu radikal aktivistler ve Kara Panterler adıyla anılan siyahi eylemciler. Amerikan hapishaneleri için yeni kurban adayları bunlar. Vietnam Savaşı’nı sürdürenleri değil, onu protesto edenleri hapse tıkan bir hükümet var ortada. Mevcut reaksiyon ne kadar tanıdık değil mi? Önce uyarı, ardından tehdit, en sonunda da hapishane; daha aşırısı ise siyasi suikast.
Jean Genet gibi bir yeraltı mültecisinin bile dikkatini celbeden ve safında yer alarak destek verdiği Kara Panter Hareketi’nin Lennon ve eşi Yoko Ono’nun da ilgisini çekmesi gayet doğal. Hükümet gibi onlara ivedilikle kılıcını göstermemiş, dertlerini dinleyip anlamaya çalışarak neyi hedeflediklerini anlamaya çalışmışlar.
Belgeseldeki birkaç ketum federalin olaya yaklaşımı aşağı yukarı şöyle özetlenebilir: Eğer John Lennon, New York’ta yaşayıp Amerika’nın cezbedici nimetlerinden yararlanmak istiyorsa Amerika’yı ve siyasetini sorgulamaktan vazgeçmelidir. Yok, devam edecekse ülkesi İngiltere’ye geri dönmelidir. Nimetlerinden bir şekilde yararlandığı ve kendisine zenginlik bahşeden bir ülkeyi yargılama hakkını kendisinde bulmamalıdır. Yani şu: Muhalif tavırlarını bırakmalıdır, siyasetten uzak durmalıdır, kara panterlerle ilişkisini kesmelidir. Onlara para yardımında bulunmamalıdır. Hülasa: Vietnam savaşıyla ilgili söylemlerinden vazgeçmelidir.
Tabii Lennon bildiğini okumaya devam eder ve Vietnam Savaşı’na karşı eylemlerini sürdürür. Eşi Yoko ile birlikte basın toplantıları düzenler, siyasal açıklamalarda bulunur; gelen olumsuz tepkileri püskürtmeye çalışırlar. Hatta billboard’larda yayımlanması için barışa bir şans verin temalı yalın bir slogan bile bulurlar.
Amerikan hükümetinin olaylara yaklaşımı kesif ve ketumdur: Lennon ve Ono’nun vizelerinin dolmasını bahane bilerek kısa sürede ülkeyi terk etmeleri talimatında bulunurlar; evlerine bir mektup gönderirler. Ama ikili avukatları aracılığıyla mücadeleyi sürdürürler ve Amerika’da, Lennon’ın çok sevdiği New York’ta yaşamaya hak kazanırlar. Ta ki 1980’de Lennon öldürülene dek.
İki müzik ve mücadele insanının yaşamından kısa bir kesit, 70’li yılların toplumsal-siyasal çalkantılarından bir bölüm, The U.S. vs. John Lennon.
Hakan Bilge
hanging rock rumuzumla ekşisözlük’te yayımlandı.
Yazarın twitter sayfası.