Günümün büyük çoğunluğunu romancı, şair ve oyun yazarı Cervantes’i düşünerek geçiriyorum. Bu, yalnızlığıyla yarışacak kimsenin bulunmadığı adamı düşünüyorum. Kendisiye/acılarıyla alay edecek boyuta varma erdemine ulaşmış insanla günümü geçirmek istiyorum. O inandığı değerlerinin karşısında sadık bir mürit gibidir. Yapıtı Don Kişot’ta salt aşkı değil kusursuz dostluğu da idealize etmiştir. Belleğinde yaşattığı ...
Devamı »Çağını Aşan Bilge: Jean-Jacques Rousseau
Uzun zamandan beridir masamdaki Jean-Jacques Rousseau çalışmalarımı okuyorum. En büyük isteğim ise ona bir nefes kadar yakın olmak. Onunla sohbet etmek. Onun insan yanını incelemek bana oldum olası ilginç gelmiştir. Ben bunlar üzerinde düşünürken kapımın çalındığını duydum. Gelen Jean-Jacques Rousseau’ydu. Birbirimize sarıldık. Evimi merak ediyormuş. Evi dolaştık birlikte. Çalışma odamdaki ...
Devamı »Sanatın Ölümsüz Dehası: Goethe
Bugüne değin hep gitmek istememe rağmen koşullar el vermediği için Almanya’ya gidemedim. Almanya’ya Alman edebiyatının iki önde gelen şair/yazar ve düşünür Goethe ile Schiller’in ülkeleri olduğu için gitmek istiyordum. Bu her iki sanatçının birbirlerinin karşı kutbu olmaları da beni heyecanlandırıyor. Dünya edebiyatına mal olmuş bu iki dehanın yapıtlarına yansıyan kişiliklerini ...
Devamı »Komediyi İnsanlığa Kazandıran Dahi: Moliére
Ömrün merdiveninde oturuyorum. Rüzgârın esintileri yanaklarımı okşuyor, yaşlılık korkumsa karşımda duruyor. Hayatın dram bölümüne kayıt olduğum günü anımsıyorum. İddialı idealleri olan altı yaşında bir çocuktum. İdealist olmayı ideolojim olarak benimsiyordum. Çocukluğun büyülü dünyasına sırtımı dönüyor, büyüklerin riyakârlıklarını yüzlerine haykırmayı yaşama nedenim olarak algılıyordum. O yaşta gözümü oyuncaklara değil de evine ...
Devamı »Bilinçaltı Kişiliğinin Ödünsüz Savaşçısı: Sigmund Freud
19 Haziran benim doğum günüm. Doğum günümde evimde kendime randevum vardı. Evimde ruhumun sesini dinlemek ve bilinçaltıma yolculuk yapmak için sağaltıcı koltuğum olan yatağıma uzanıyorum. Gözlerim kapalı kendime soracağım sorular üzerinde düşünüyorum. O an modern psikanalizin babası olan Sigmund Freud’u anımsıyorum. Freud psikoterapi yöntemiyle kendi bilinçaltına yolculuk yapıyor. O da ...
Devamı »Edebiyatın Yalnız Şövalyesi: Hermann Hesse
Bir kez bile bir masada karşılıklı konuşup bir bardak çayı yudumlamadığım bu insanla aramızdaki bağın derinliğinin farkındayım. Ben ondaki o da bendeki güzelliklerin farkında. Bu bizi birbirimize bağlayan ve hiç kimsenin anlayamayacağı / göremeyeceği bir yakınlık. Ne ben ona ne de o bana zarar verebilir. Ruhani olarak birbirine bağlı bu ...
Devamı »Hayatını Yaşamaya, Sevmeye ve Şarkı Söylemeye Adayan: Edith Piaf
Kadim dostum Münire Muratoğlu/Aydın Mengüllüoğlu’na Kimsenin karşısında korkmadım. Kendime söylediğim yalanların en büyüğü korktuğumu sandığım anlardı. Ne ondan korkuyorum ne de onun ayaklarımın altına sereceği servete değer veriyorum. Bir kez bile bir masada karşılıklı konuşup bir bardak çayı yudumlamadığım bu insanla aramızdaki bağın derinliğinin farkındayım. Ben ondaki o da bendeki ...
Devamı »Sinemanın Zarafet Kraliçesi: Audrey Hepburn
Acının saçlarını taramayan insan yoktur. Ya da kaybettiklerinin arkasından gözyaşı dökmeyen… Doğumla başlayan insan ömrü ölümle bitiyor. Sonsuz bir sessizliği yüreğinde duyumsamak ne tür bir acıdır ben bilirim. Sevdiğin insana bir daha sarılamamak, onunla sohbet edememek… Kaybettiğinde anlıyor insan güncel yaşamın angaryası içinde farkına varamadığı kıymetli anları/ anıları… Bir kavganın ...
Devamı »