Havva gelecek mi? Marcel Proust Yahudi, hasta ve eşcinseldir. Ari ırk, temiz toplum ve ahlaklı vatandaş kristallerinin ölümcül parıltıları altında, bu üç kimlik, ağırdır. Doğduğu gün Yahudidir, 9 yaşında bedensel hastalığa yakalanmış ve bu hastalık 34 yaşına geldiğinde Proust’u, perdeleri kapalı bir odaya çarmıhlamıştır. Dreyfus Davası, başlamış bitmiş; Zola’nın “J’accuse”ü ...
Devamı »Kimssi pyoryugi (2009, Hae-jun Lee)
“Bir şeyi en iyi yaşayanlar bilir” şeklinde bir algı vardır toplumumuzda, haksız da değiller hani. Gerçekliğe sızmanın en iyi yolu bir bütünlük olarak onu içselleştirmektir, ne uzaktan mantık yürütmeler, ne de bir gerçekliğe karşı takınılmış önyargılı duygular bütünlüğü pek bir şey veremez bize. Gerçeklik ancak ona bir bütün halinde eğildiğinizde ...
Devamı »Kadın, İslam ve Feminizm
GİRİŞ 21. yüzyılla birlikte gelen dinsel reform hareketleri, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkilemiştir. Cumhuriyet üzerinde temellenen laiklik tartışmalarının ışığında tekrar ortaya çıkan İslamcılık ve demokrasi anlayışı, kendisine kadını bir başlık olarak eklemlemiştir. Din ve devlet işlerinin ayrılması vurgulanarak oluşturulan kutuplaşma, kadınların özel alanda olduğu kadar, kamusal alanda da ...
Devamı »Çılgın Kalabalıktan Uzakta: Bay Hulot’nun Tasfiyesi
Bay Hulot kimdir? Temsil ettiği bir şey var mıdır yoksa varlığı kendi başına buyruk mudur? Modern toplum onu kabullenmek, o ise modern topluma uyum sağlamak zorunda mıdır? Bay Hulot neden konuşmaz? Konuşabileceği bir şeyleri var mıdır? Modern Paris’te bir yaşam alanına sahip midir? Yoksa yaşamakta olduğu ev de dönüştürülmeye mahkum ...
Devamı »Walkabout (1971, Nicolas Roeg)
“Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni diliyorum. Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum. Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum. Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum. Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum. İsteklerini tatmin ...
Devamı »Nietzsche ve Uygarlık Eleştirisi
Nietzsche, kendi felsefesini geleceğin felsefesi olarak nitelendirmişti. 19. yüzyılda modern toplumun radikal eleştirmenleri olan klasik anarşistler dahi, onun söylem tarzıyla buluşmanın bir imkânını yaratamamıştı. Nietzsche, çağdaşları ile arasındaki uçurumu şu sözlerle vurguladı: “Ödevimin büyüklüğü ile çağdaşlarımın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni işitmediler, görmediler bile.”[1] Aradan geçen zamanda Nietzsche’nin ...
Devamı »Bir Asırlık Hikâye, Marcel Fabre ve Öncü Sinema
Sanatlarda Akım ve Üslup Modern sanatla klasik sanatı birbirinden ayıran en önemli öge doğanın algılanışı ve temsil edilişidir. Özellikle Avrupa sanatı söz konusu olduğunda kaynağını Antik Yunan’da bulan klasik sanatın temel eğilimi doğanın yansıması olarak sanatın değerlendirilmesidir. Bu estetik kuramın literatürdeki karşılığı mimesistir. Aristotales ve Platon’un sanat üzerine değerlendirmelerinde merkezi ...
Devamı »Leviathan’daki Merkezi İktidarın Modernizm ile Parçalanışı ve Büyük Birader Örneği
Thomas Hobbes, eserinin hemen girişinde Leviathan’ın ne olduğunu açıklar. “…Latince’de Civitas denilen, DEVLET adlı o büyük EJDERHA yaratılır; bu, doğal insanın korunması, savunulması için tasarlanmış olup ondan daha büyük bir cesamete ve kudrete sahiptir ve onda, egemenlik bütün gövdeye canlılık ve hareket veren yapay bir ruhtur; yargıçlar ve diğer yargı ...
Devamı »1 Film 6 Analiz: Blowup (4. Analiz – İrem Aydın)
“Duyular kimi zaman insanları aldatır; buna göre, belki de her zaman aldatmaktadır.” (Descartes) “Her imgede bir görme biçimi yatar ve her imge bir görme biçimi yaratır; bir fotoğrafta ne denli az olursa olsun, fotoğrafçının sınırsız görüntü arasından o görüntüyü seçtiğini farkederiz; fotoğraflar sanıldığının aksine nesnel, mekanik kayıtlar değildir… Pozlanmış fotoğraf ...
Devamı »Fight Club (1999, David Fincher)
1. Giriş “I want you to hit me as hard as you can.” (Tyler Durden) Film, ne olduğunu sonradan kavrayacağımız bir jenerikle başlar. Kamera anlatıcının beyninin kıvrımları arasında geriye doğru hareket etmektedir. Kimyasal ve elektriksel tepkimeler arasında dolaşmaktadır. Böyle bir başlangıç, aslında bütün gerçekliğimizin asıl mekânının bedenimiz olduğunu dile ...
Devamı »Üçüncü Dünya Sineması
“Hayatında hiç Satyajit Ray filmi izlememiş olmak, dünyada yaşayıp da hiç güneşi ya da ay’ı görememek ile eşdeğerdir.” (Akira Kurosawa) “Arka mahallelere gittikçe yoksulluk çeşitleri ve şehirler birbirlerine benzer.” (Orhan Pamuk, İstanbul - Hatıralar ve Şehir) (1) Bu yazıda Hint sinemasını kalkış merkezi yaparak Bengalli auteur ...
Devamı »Ulysses ve James Joyce
Bazı yapıtlar vardır edebiyat âleminde, hak ettiğince yer işgal eden. Onları tek bir türe hapsedebilme cesaretini kendimizde bulamayız. Niteliksiz Adam bir roman mıdır, yoksa bir deneme mi? Ulysses, Yüzyıllık Yalnızlık ne ola ki; hangi edebi kapsama girmeli dersiniz? Bir İrlandalı, James Augustine Aloysius Joyce, bu satırlarda modern yazının 20. yüzyıldaki ...
Devamı »Stephen Little / …izmler - Sanatı Anlamak
Sanat akımlarına geniş bir çerçevede yaklaşan yapıt tüm türlerin kısa analizlerini yapmakta ve görsel malzemeler ile anlatılan konular desteklenmektedir. İzmler dört başlık çerçevesinde incelenmektedir. İlki görsel sanatlar içinde bir eğilim olarak ele alınır. Bu akım görsel sanatlara özgüdür. Rönesans sanatçılarının çoğunda Perspektifçilik hâkimdir. Yanılsamacılık akımı da bu eğilimin içine girmekte ...
Devamı »Bir Portre: Marcel Proust
Fransız yazan (Paris,1871 - Paris,1922) Babası hekim olan ve zengin bir burjuva ailesinden gelen Marcel Proust, aşırı duyarlığına ve yaşamının sonuna kadar çekeceği astım krizlerine rağmen, kendisine gösterilen sevgi ve özen içinde mutlu bir çocukluk geçirdi. 1886’da Condorcet Lisesi’ne girdi Sorbonne’da Bergson’un derslerini izledi. Zamanını, Combray, Normandiya plajları ve sosyete ...
Devamı »Bataklıkta Bir Sanatçı: Yaşar Kurt
Öyle olduğu söyleniyor ki, ülkemizde eline gitar alan her genç, Yaşar Kurt’la başlarmış müzik yapmaya; ona özenir, ondan etkilenirmiş. Sebebi nedir, bilmiyorum. Buna mukabil, “muhalif rocker” dendiğinde, akla ilk gelenlerden birinin Kurt olduğunu biliyorum. Hem herkesin sevdiği, beğendiği bir sanatçı olup hem de muhalif olabilmenin nasıl mümkün olduğunu ise, hiç ...
Devamı »