Oduncu Peri’nin Usta Vuruşu (The Fairy Feller’s Master-Stroke)

26 Eylül 2024 Yazan:  

Kategori: Ünlü Tablolar, Büyük Sanatçılar, Resim, Sanat

Richard Dadd (1 Ağustos 1817 – 7 Ocak 1886) yaşamıyla olsun, eserleriyle olsun ilgi çekici bir ressam. Kariyerinin başlarındaki eserlerinin konusu ve tekniği benzer meslektaşlarından farklı değildir. Oryantalist konular, peri resimleri gibi romantik resimler Viktoryen dönem İngiltere’sinde oldukça modadır. Kraliyet Sanat Akademisi’nde gördüğü düzgün bir eğitimin ardından ressam arkadaşlarıyla beraber “Clique” adlı grubu kurar. Akademik sanatın yararsızlığından dem vuran bu grup, sanatın ancak halk tarafından değerlendirilebileceğini savunmaktadır. Bu grubun ömrü uzun sürmez nitekim; çünkü Dadd çıktığı uzun bir seyahatten “deli” olarak döner!

Dadd, 1842′de bir arkadaşıyla beraber kapsamlı bir doğu gezisine çıkarak; Yunanistan, Türkiye ve Filistin üzerinden Mısır’a gelir. İşte her şey bu gezi esnasında gerçekleşir! Nil nehrinde yaptıkları kayık gezisi sırasında Dadd’in hareketleri değişir ve sayıklamaya başlar. Kendini Eski Mısır tanrısı Osiris zannetmektedir ve kötülükle mücadele hezeyanları yaşamaktadır. Basit bir sıcak çarpması olarak düşünülen bu durumu maalesef gerilemez ve İngiltere’ye döndüğünde de aynı hezeyanlarla iblis olarak gördüğü babasını öldürür. Gizlice Paris’e kaçan Dadd burada da rahat durmaz ve kötü güçlerin etkisi altında zannettiği bir turiste saldırınca tutuklanır. Tanısı “Paranoid Şizofreni”dir ve Bethlem Psikiyatri Hastanesi’ne yatırılır.

İşte burada sanki sanatı zincirlerinden kurtulmuş, müthiş yeteneği sınırsız bir özgürlüğe erişmiştir. Hastanede yattığı süre boyunca resim yapmaya devam eden Dadd, en büyük eseri olan “The Fairy Feller’s Master-Stroke (tuval üzerine yağlı boya / Tate Galerisi, Londra.)” adlı tablo üzerine çalışmaya başlar. 53×38 cm boyutlarındaki tablo üzerinde tahmini olarak 9 yıl çalışmıştır. (Bu sürecin hangi tarihler arasında olduğu tam olarak belli değil. Ressamın kendisine göre 1857 veya 1858 yılında başlayıp 1964 yılında sonuçlanmıştır. Fakat kendisinin mental hastalığı göz önünde bulundurulduğunda hatırladığı tarihler yanlış olabilir. Araştırmalara göre 1855-1864 arası doğru tarihler olabilir.)

Resme ilk baktığımızda;

The Fairy Feller's Master-Stroke

bu denli ayrıntının bu kadar küçük ebatlara sığdırılmasının dehşetiyle etkileniyor insan. Genel olarak sevimli bir peri resminin, bir kuyumcu edasıyla işlenmiş versiyonu gibi görünse de dikkatli incelendiğinde bazı ayrıntılar göze çarpıyor. Dadd’in de belirttiği gibi tablo henüz bitmemiştir. Sol alt köşedeki sarımsı leke, henüz renklendirilmemiş fındık yığınını yansıtıyor. Bu yüzden ressam tablosuna “Quasi (yarım)” der. Minyatür benzeri objelerin önündeki otlar ve bitki çöpleri gözde üç boyutlu bir efekt oluşturuyor, arkada olanları görmek için elinizle çalıları kenara itmek istiyorsunuz. Gerçekten de bu bitkisel uzantılar, resimden bağımsız bir kompozisyon oluşturmuş gibi görünüyor. Bir çalı sol alttan sağ üste kadar tabloyu çaprazlıyor neredeyse. İnce uçları sarmal şekillerle birbirine dolaşıyor.

Dadd, bu eserini açıklayacak garip bir şiir de yazıyor: “Elimination of a Picture & its subject–called The Feller’s Master Stroke”. Bu şiirinde tabloda neler olup bittiğini bir nebze açıklıyor. Baş karakter, bize en yakın perspektifte, sırtı izleyiciye dönmüş halde duruyor; baştan sona deri kıyafetler içindeki oduncu (Feller) baltasını kaldırmış önündeki büyük fındığı ikiye yaracak vuruşunu gerçekleştirmek için emir bekliyor.

The Fairy Feller's Master-Stroke

Resmin merkezindeki beyaz sakallı Başbüyücü (Patrik), beyazlar içinde oturuyor. Yüzünü gölgeleyen uzun siperlikli şapkası üç sıralı (Papa şapkası gibi). Sağ elini takdis edermiş gibi kaldırmış, bu da papalığa bir atıf gibi duruyor ama Dadd’in kendisine göre bu hareket oduncuya yapılmış bir göz dağı; kendisi emretmeden baltasını indirmemesi için. Patrik, sol elinde kısa ama kalın bir asa tutuyor (şapkasına üşüşen perileri uzaklaştırmak için).

Döneme has bir yönelimle Dadd, William Shakespeare’in eserlerine bolca atıfta bulunuyor. Bunlarda ilki olan, başbüyücünün şapka siperliğinin solundaki Kraliçe Mab (tabloda çok zor seçiliyor), resmi arabasında fındığın yarılmasını bekliyor (Romeo ve Juliet’te Mercutio adlı karakter Kraliçe Mab’den bahseder. Bu küçük peri ikiye yarılmış fındık kabuklarından yapılmış kraliyet arabasıyla gezmektedir). Arabacı yerinde bir tatarcık var, arabayı dişi at-insanlar çekiyor. Önlerinde Cupid ve Psyche (Roma mitolojisinde aşk ve ruh) duruyor.

Başbüyücünün şapkasının sağ siperliğinin üzerindeyse İspanyol kıyafetleri içindeki minik periler dans ediyor.

Shakespeare’e yapılan bir diğer atıf da geniş şapkanın tam üzerinde bulunuyor;

The Fairy Feller's Master-Stroke3

“A Midsummer Night’s Dream”den Titania ve Oberon (peri kraliçesi ve kralı) o esnada gerçekleşen olayı tartışırlarken, sol taraflarındaki kırmızı kıyafetli kocakarı tarafından izleniyorlar.

Başbüyücünün hemen altındaki grup soldan sağa doğru şöyle: Kraliçe Mab’in hemen altında iki peri olaylara kulak misafiri oluyor. Bir peri züppe, beyaz etekli sarı kıyafetli bir nimfeye kur yapıyor. Nimfenin hemen bacaklarının yanında çömelmiş bir çocuk terbiyecisi (pedagog) gözleri şaşı halde izliyor. Patriğin hemen altında pembe mantolu (ve senatör pipolu) politikacı var. Politikacının sağında, bacak bacak üstüne atarak güzel ayakkabılarını gösteren satir suratlı, şapşal bir peri oturuyor (modern peri).

Oduncunun sağında, ellerini dizlerine koyarak hafifçe çömelmiş duran Peri Hanı’nın seyisi, olayı ilgili bir şekilde izliyor. Yanında eliyle uzanan bir cüce keşiş var. İkisinin üzerinde (oduncunun baltasının hemen altında sadece başı görünen) ilgisiz Arabacı (Waggoner) Will’in “bilgece dikkatini çeken” sabancı köylü duruyor.

The Fairy Feller's Master-Stroke4

Tablonun sağında şehirli kıyafetleriyle (nükteyi seven) iki erkek peri duruyor; birinin elinde lavta var. Tablonun solunda bunların aksi gibi duran iki peri kızı duruyor.

Sivri memeleri, kalın baldırları (balerin olmalılar) ve küçük ayaklarıyla değişik bir erotizm sergileyen kadınların soldakinin bir elinde süpürge var, diğer koluna kahverengi bir güve (hawkmoth- şahingüvesi) eğitimli şahin gibi konmuş. Sağdaki peri elinde bir ayna tutuyor. Hemen ayağının dibinde (pedagogun solunda, sadece kafası görünen) bir satir kadının eteğinin altını dikizliyor.

Perilerin sol alt tarafında iki taşralı aşık olayı ilgiyle izliyor; dirseklerinin üzerine yaslanan sütçü kız (Chloe ya da Phyllis) ve arkasından ona sarılan deri tabakçısı (Lubin). Aşıkların altında kara derili iki cüce duruyor; sihirbaz olan erkek cüce o anda fındığın kırılıp kırılmayacağı konusunda tahminlerde bulunuyor. Sihirbaz cücenin hemen sağında, ot karmaşasının arkasında kahverengi bir örümcek var (küçük örümcekleri işe alan usta dokumacı).

Sol üstte pejmürde ve Bedavacı; hemen arkalarında bir yusufçuk (daimi tatilciler) üflemeli çalgılarıyla tabloya eşlik ediyorlar. Yusufçuğun hemen altında kırmızı şapkalı bir elfin başı görünüyor (Dadd’a göre Çinli Küçük Ayaklar Sosyetesi’nin küçük bir elemanı).

Yusufçuğun hemen solundan başlamak üzere kırmızı sarı ceketli asker, beyaz şapkalı denizci, bileme aletiyle tamirci, açık yeşil mantolu sabancı delikanlıya (köylü gence) yeni diktiği ceketi gösteren terzi, tokmak ve havanıyla eczacı ve sabancı gencin cebini karıştıran hırsızdan oluşan bir topluluk, bu peri topluluğundaki yerini alıyor.

Tabloyu inceleyip, her baktığımızda yeni bir şey keşfettikten sonra içimizde oluşan garip hisleri anlatabilmek mümkün değil. Bu hoş bir rahatsızlık… Sanki anlatılandan ve gösterilenden başka birşey söz konusuymuş gibi… Periler bildiğimiz havai, hoş ve neşeli havalarını taşımıyorlar burada; daha garipler. Dadd ayrı ayrı hepsinin hikayelerini, resmedilen andan öncesinde ve sonrasında hayatlarını nasıl idame ettirdiklerini biliyor. Sanki Dadd bu yaratıkları “gerçekten” görmüş gibi…

İkinci rahatsızlık hissi tabloda gerçekleşen olaya verilen tepkilerden kaynaklanıyor. Baltanın inişine hazırlanan seyirciler veya o anda işi olmadığı halde tabloya sızan diğer üyeler, hep beraber bu olaya odaklanmış gibi duruyor. Hepsinin suratında gergin, dramatik bir ifade var. Acaba ömrünü bir tımarhane köşesinde sonlandıran hasta bir zihin (Resim 5), bu acayip sahneyle hangi düşüncesini açığa çıkarmaya çalışmıştır; neyi sembolize etmiştir?

Richard Dadd

(Fotoğrafında gözlerindeki çılgın bakışa dikkat edin). Eserin gizemi üzerine yapılan araştırmalar halen sürdüğünden, bize sadece Dadd’ın bu “usta-darbesi”ni seyretmek düşüyor.

Ek:

Ben bu konuda birçok kaynak araştırdım ve hepsinden birkaç alıntı yaptım (aşağıda linklerini de verdim). Bunun dışında başka eserler de işimi gördü. En önemlisi Queen’in aynı adlı şarkısı idi. Resmi açıklamak için en kolay yöntemin bu şarkıyı dinlemek olduğunu düşünüyorum. Resmin etkileyiciliğine kapılan birçok yazar olmuş; Angela Carter, Dadd’in hayatı ve Viktoryen dönem sanatını anlatan “Come Unto These Yellow Sands” adlı bir radyo oyunu yazmış. Mark Chadbourn’un ülkemizde henüz yayınlanmamış, tabloyla aynı adlı romanında bu eser bir cinayeti aydınlatmak için ipucu olarak kullanılıyormuş. Eser hakkında ulaşılabilecek diğer bir roman ise Terry Pratchett’ın 2024 tarihli “The Wee Free Men” (Küçük Özgür Adamlar/ Tudem 2024) kitabıdır; ki buna ulaşmak daha mümkün.

http://en.wikipedia.org/wiki/The_Fairy_Feller’s_Master-Stroke
http://en.wikipedia.org/wiki/Richard_Dadd
http://bohemia-place.net/fairyfeller.htm#ffmsp
http://www.english.emory.edu/classes/Shakespeare_Illustrated/Dadd.Feller.html
http://journal.neilgaiman.com/2008/04/fairy-fellers-master-stroke.html
http://www.youtube.com/watch?v=i7-9eAal_x4
http://www.tate.org.uk/servlet/ViewWork?workid=2979&tabview=image
http://www.popsubculture.com/pop/bio_project/richard_dadd.html

Yazan: Wherearethevelvets

wherearethevelvets@sanatlog.com

Ressam ve Tablosu

25 Ağustos 2024 Yazan:  
Kategori: Ünlü Tablolar, Büyük Sanatçılar, Resim, Sanat

Marc Chagall (okunuşu: Mark Şagal) (7 Temmuz 1887 – 28 Mart 1985), Yahudi kökenli Rus-Beyaz; Rus-Fransız bir ressam. Yaklaşık bir asır yaşayan sanatçı 20. yy’ın en büyük ve başarılı sanatçılarının başında yer alıyor. Çalışmalarının birçoğunu Rusya’da yaşayan Yahudilerin köklerine dayandıran Chagall, o dönemler Rusya İmparatorluğu’na dâhil olan Beyaz Rusya’da dünyaya geldi.

Chagall, 1917′deki Rus Devrimi’nde aktif rol aldıktan sonra 1918’de Sovyet Kültür Bakanlığı, tarafından Vitebsk bölgesinden “sorumlu görevli” unvanı verildi. 1920’lerin sonlarına doğru, iç savaş ve kıtlığın başladığı bir dönemde, Chagall Moskova’da açılmak üzere olan Musevi Oda Tiyatrosu için duvar resimleri çizmek için görevlendirildi. Müzik, dans, drama ve edebiyat sanatlarının tasvir edildiği dört duvarda yer alan en önemli eser “Müzik” adlı tablo oldu. Doksan kişilik kapasiteye sahip olan salonun sağ kolunda yer alan bu tablo, herkesi büyülemeyi başardı. Chagall bu eserini çatı üzerinde keman çalan bir Klezmer müzisyeni olarak tanımladı.

‘Klezmer’ kelimesi ‘şarkının enstrümanı’ anlamına gelen iki İbranice kelime ‘Kley’ ve ‘Zemer’den oluşmakta. İlk başlarda ‘Klezmer’ kelimesi çalınan enstrümanlar için kullanılmaya başladı ancak daha sonra bu müziği yapan sanatçılar ‘Klezmer’ olarak tanımlanmaya başlandı. Klezmer müziğinin öncülerinden kabul edilen Giora Feidman’a göre “tüm Klezmer’ler sanatçı olarak dünyaya gelir ve içlerinde doğal bir güç barındırır. Bu gücü de yansıtabilmek için tek bir enstrümana ihtiyaç duyulurmuş, o da insan, yani bir Klezmer. Klezmer’ler Klezmer müzik türünün enstrümanı kabul edilirler. Musevi kültüründe derin bir öneme sahip olan Klezmer işte Chagall tarafından gördüğünüz üzere böyle resmedildi.

Marc Chagall

Doğu Avrupa’da savaş sonrası Aşkenazi Musevileri, Balkanlardan Kara Deniz’e kadar çok geniş bir alana yayıldı ve yerleşti. Ufak kasabalarda ufak topluluklar oluşturdu. Her ne kadar aralarında geniş mesafeler olsa bile bir şekilde irtibatta olmayı ortak kullandıkları Yiddiş dili ile sürdürdü. İşte “Klezmer Müziği” aslında bir kavim müziği…

Ancak bu eser sanatçının Washington D.C.’deki National Gallery of Art Müzesi’nde sergilenen “The Fiddler, 1912-13” (Kemancı) adlı bir diğer tablosu ile karıştırılmamalı. Aralarında çok benzerlik olmasına rağmen “Music” tablosunda Klezmer iki çatı üzerinde yer alır; giydiği kıyafet farklı ve mor rengindedir. Hemen solunda kemanı bir sopa gibi sallayan başka bir Klezmer vardır. Onun haricinde birkaç daha belirgin farklılıklar var ama burada bu unsurlara girmek gereksiz.

Bir Klezmer kavimi içerisinde büyüyen Chagall keman çalmayı çocuk yaşında düğünlerde öğrendi ve bundan dolayı Musevi Oda Tiyatrosu için resmettiği tablolarında Musevi hayatını ele alırken mutlaka içine bir kemancı entegre etti. İzlenimcilik akımının ardından gelen modern sanat hareketinde yer alan Chagall, pek çok şaheser üretmesine rağmen bu dört tematik tablosunun yeri her zaman ayrı oldu. Özellikle müziğin resmedildiği “Müzik” tablosu hem bir kültürü, hem müziği hem de tarzını anlatmasıyla derin izler bıraktı. Derin bir tarihe, kültüre ve sorumluluğa sahip olan Klezmer Müziği ancak bu kadar zengin iki boyutlu tanımlanabilir…

Yazan: Zekeriya S. Şen
muzik@tikabasamuzik.com