Anasayfa / Sinema / Bowling for Columbine (2002, Michael Moore) ve Charlton Heston

Bowling for Columbine (2002, Michael Moore) ve Charlton Heston

Amerika Ulusal Silah Birliği’nin başkanlığını yürüten, öteden beri sağcı politikacıların emrinde çalışan ve muhafazakâr söylemleriyle bilinen aktör Charlton Heston’ın sorulan sorular karşısında sıvıştığı, devekuşu gibi saklandığı bir dokümanterdir Bowling for Columbine (2002, Benim Cici Silahım, Michael Moore).

6 yaşındaki siyah bir erkek öğrencinin yine altı yaşındaki beyaz okul arkadaşını vurduğu skandal olaydan sonra o bölgeye gidip silahlanma üzerine propagandalar yapan ve dolayısıyla Amerikalı silah tüccarlarının sözcülüğünü yürüten aktör Heston’ın Hollywood karasularında yaşadığı malikâne neredeyse küçük bir köy büyüklüğünde. Çoğu aksiyona dayanan, ataerkil gücün yüceltildiği filmlerde oynayan çam yarması aktör beyaz perdedeki ulaşılmaz vahşiliğini aynıyla özel hayatında da sürdürmüş gibi. Onun evine girebilmek de beynine girebilmek kadar zor. Nitekim belgeselci Moore, yaşlı aktörün devasa malikânesine girmeyi başarıp kendisine birkaç soru sorabilse de aklına girmeyi başaramaz. Heston’ın bütün yaşamı, fikirleri, ideolojisi önceden belirlenmiştir ve belli kalıplardan oluştuğu için mevcut ideolojik duvarı yıkmak da zor, hatta imkânsızdır.

Utanıp sıkılmadan silahlanmak gerektiği üzerine konferanslar düzenleyen, konuşurken western filmlerindeki gibi egoyla yüklü halleriyle tiksindirici bir görüntü sergileyen Charlton Heston, Michael Moore’un niçin Amerika’da bu kadar cinayet işlendiği sorusu üzerine ülkenin etnik yapıya sahip olduğunu belirtiyor. Yanı sıra Amerikan tarihinin kanla dolu olduğunu ifade ediyor. Fakat silahlanmanın bizzat başkanlığını yürüttüğü kurum tarafından propaganda edildiği yönünde hiçbir kelam etmiyor. Zaten filmografisine bakıldığında, Kızılderilileri öteleyen muhtelif filmlerde rol aldığı da tespit edilecektir. Rock müzik (aslında faşizmi reddeden, otoritelere karşı çıkan kitlelerin en popüler müziğidir) karşıtlığı da öteden beri bilinen bir detay.

Hollywood yıldızları her dönemde Amerikan siyasetinin bir parçası olmaktan çekinmemişlerdir. Belgeselin konusu doğrudan bu konuyu işlemiyor elbette; asıl mesele giderek bir çılgınlığa dönüşen silahlanma yarışı ve bunun uluslararası sömürgeci Amerikan siyaseti ile doğrudan veya dolaylı bağlantıları. Belgeselin asıl konusu bu. Ama bir yanda da fakirlik, asgari ücretle çalışan Amerikan vatandaşları, gelişmemiş Amerikan kasabaları üzerine de saptamalarda bulunuluyor. Irak Savaşı’na en çok bu kasabalardan asker sevkiyat edildiği de bilinen bir sosyal gerçeklik. Nitekim yönetmen Michael Moore, Fahrenheit 9/11 (2004) adlı belgeselinde de bu konuya değinmeyi ihmal etmemiştir. İşsizliğin ayyuka çıktığı, ucuz iş gücünün azınlıkları yanlış seçimlere sürüklediği bir dönemde yoksul kasabalara gidip röportajlar yapan Moore, özellikle siyah azınlığın Irak Savaşı’na katılma sebebinin yoksullukla ilgili olduğunu saptıyor. Savaş siyah azınlık için sıcak para demektir; yoksa Amerika’nın sözde ulvi menfaatleri ya da sömürgecilikle filan ilgilenmedikleri ortada.

Silahlanma üzerine propagandalar yapmak kadar işin içine halk tarafından sevilen oyuncuların da ortak edilmesi kuşkusuz utanç verici. Geçmişte Senatör Mccarthy dönemindeki cadı kazanında yönetmenlerin fişlendiği, senaristlerin iş bulamadığı, oyuncuların baskılara maruz kaldığı yıllarda yalakaların büyük bölümü seve seve arkadaşlarını Amerikan hükümetine fişlemişlerdi. Sonradan Amerikan başkanlığı yapacak olan Ronald Reagen, ünlü aktör Robert Taylor, ünlü yönetmen Elia Kazan, karakter oyuncusu Edward G. Robinson gibi yetenekli ama kişilik olarak sıfırın altındaki karaktersizler o dönemlerde yalakalığın doruğuna vurdular. Charlton Heston’ı aynı paralelde çalışan bir kapitalist sözcü olarak değerlendirebiliriz. Kendisini sadece bir aktör olarak görmüyor, aynı zamanda kapitalist silah üreticilerinin daha fazla kazanması yönünde sorumlu hissediyor olmalı. Bundan daha iğrenç bir şey olabilir mi? Gerçi iğrençlik falan değil, adamın derdinin para olduğu aşikâr; şirketlerden ne kadar maaş aldığını merak ettim doğrusu. Çünkü yaşadığı malikâne büyük bir Hollywood platosu gibi. Umarım şimdi tabutunda rahat uyuyordur.

Belgeselin çekildiği 2024 yılında Amerika’da her yıl on binden fazla cinayet işlendiğini öğreniyoruz. Günümüzde ise Amerikan hapishanelerinde yer bulmak neredeyse mesele (istatistiklere kısaca bir göz atmak yeterli). Demek ki o günden bu güne pek bir şey değişmedi. Amerikalılar Kirli Harry gibi sokaklarda birbirlerini mıhlarken büyük çoğunluğunu işçi sınıfının oluşturduğu Amerikan askerleri de sınırı bile olmayan ülkelerde katliam yapıyor, CIA ajanları onu buna kırdırtıyor. Niçin silah propagandası yapıldığı belli değil mi? Her şey esasen kapitalizmin daha da palazlanması, silah tüccarlarının daha da fazla kâr etmesi üstüne kurgulanıyor.

Gitgide artan cinayetler sonucu bir korku panayırına dönüşen Amerika Birleşik Devletleri’nde günah keçilerinin ise marjinal rock sanatçıları olması, sorunun kimilerince heavy metal’e, bazılarınca televizyonun varlığına, hatta çizgi filmlere bağlanmasına karşılık Marilyn Manson’ın konuya bakışı müthiş ufuk açıcı.

Tüketim toplumu vurgusu yapan Manson olayın ne aşamada olduğu ve nereye gittiği konusunda çok iyi bir yere parmak basıyor: Herkes aslında bir tüketici, kapitalist sistem de buna göre işliyor ve varlık nedenini bu yönde dayatıyor. Belki de suç hepimizde.

Hakan Bilge

[email protected]

Yazarın diğer yazıları.

amerikan silah sanayisi Benim Cici Silahım (2002) Bowling for Columbine (2002) charlton heston Fahrenheit 9/11 (2004) marilyn manson michael moore sanatlog belgesel yazıları

Hakkında Editör

Hakan Bilge - The Godfather Mitosu (Şule Yayınları, 2024) ve Aşktan da Üstün: Hitchcock Sinemasında Kişisel Bir Gezinti (Doruk Yayınları, 2024) adlı sinema kitaplarının yazarıdır.
@hakan_bilge

Bu yazıya da bakabilirsiniz.

Otopsi: Hitchcock’un Psycho’sunun Sahne Sahne İncelemesi (Görsel Materyallerle Birlikte)

  1960 yılında Paramount Pictures şirketinin gözetiminde, Universal’in stüdyolarında çekilen ve Alfred Hitchcock’un son siyah ...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

kuşadası escort
bursa escort
ümraniye escort
çankaya escort
escort izmir