Koca bir girdap Tanrı Kent. 80’li yıllarda Rio’nun en tehlikeli bölgesi haline gelen Tanrı Kent aslında yoksulları kent merkezinden uzaklaştırmak için 60’larda inşasına başlanan bir mahalle; doğdukları andan itibaren çocukların birer suçluya dönmeleri gereken bir getto. Farklı bir dönüşüm neredeyse imkânsız, orada doğanlar ya uyuşturucu satıcısı, ya çete savaşçısı ya da katil olmak zorunda; çünkü itilmişler girdaba ve batmamak için batırmak kural olmuş. Bu imkânsızlığın arasından Buscape (Rocket) sıyrılmayı başarıyor. Aslında bu sıyrılma tamamen tesadüf ve genel yapısının zayıf, ruh halinin suç işlemeye eğilimli olacak kadar cesur olmamasından ve küçük yaşta motel soygunundan sorumlu olan kişilerden biri olan ağabeyine verdiği sözden kaynaklanıyor.
Rocket, fotoğrafçı olma hayalleri kurar ve bir makinesi bile yoktur ve de bunun için bir markette çalışır. Film, Rocket’in anlatımıyla gettoda yaşanan çeteler savaşını ve çocukluklarında arkadaş olan Rocket ve Ze’nin seçtiği iki ayrı yolu anlatıyor. Acımasız, akıllı ve hırslı bir çocuk olan küçük Ze ise 60’larda henüz altı yaşından itibaren işlediği cinayetlerle öldürmenin tadına varmıştır, 80’lerde tüm uyuşturucu çetesini yönetir ve çok para kazanmaktadır. Ze’nin çılgınlık derecesinde işlediği cinayetlerde onu ne yerli halkın ne de polisin durdurma gibi bir girişimi yoktur.
Soygunlar, katliam derecesinde cinayetler, kokain ve silah ticareti. Kartpostallarda gördüğümüz Rio de Janerio değil burası. Yoksulluğun iliklere işlenen anlatımı, küçücük çocukların bir gün getto patronu olabilmek ve bu uğurda suç işlemek için neredeyse kana susamışlığı 60’lardan 80’lere bir ressamın fırça darbelerinin inceliği ve gözlemciliği, bir fotoğrafçının sabrı, yalınlığı ile anlatılıyor.
Filmlerde görmeye alıştığımız çizgisel kurguları yok, hatta bazen neredeyse filmi bir belgesel izler gibi izliyoruz. Kameranın kullanımı ve flashbackler, kısa ve vurucu planları, özenli çerçeveleri, aynı sahneyi farklı açılardan farklı zamanlarda tekrarlaması yönetmenin ustalığını ortaya koyuyor. Küçücük ve aslında oyunculuk deneyimleri olmayan 200 çocuğa bakıp “Aslında oynamıyor bunlar orada yaşıyorlar.” demeniz de bence hem o küçücük çocukların ve hem de yönetmenin başarısı.
Filmin temel aldığı kitabın yazarı Paulo Lins, Tanrı Kent’te büyümüş ve Rocket gibi o da bir şekilde kendisini bataklıktan kurtarmayı başarmış. Filmin kısmen Brezilyalı fotoğrafçı Wilson Rodriguez’in yaşamına dayandığı belirtiliyor. Filmin içerdiği yoğun şiddeti eleştirenlere Fernando Meirelles’in perdeye yansıttığı gerçeklerden daha vahim olayların yaşandığını hatırlatalım:
1986–1996 yılları arasında Rio’ nun gecekondu mahallerinde yaşayan tam 6.000 çocuk öldürüldü. Yapılan soruşturmalarda sokak çocuklarının yaptığı hırsızlıklardan bıkan dükkân sahiplerinin, polisleri kiralayıp bu çocukları öldürttüğü ortaya çıktı.
……….
Cidade de Deus, 2024 yılında BAFTA’da “en iyi kurgu”; 2024 yılında da Marakeş’te “en iyi yönetmen”; Havana’da “Büyük Mercan”, “FİPRESCİ”, “en iyi erkek oyuncu” (tüm erkek oyuncular); “en iyi görüntü”, “en iyi kurgu” ödüllerine ve AFI Fest İzleyici Ödülü’ne layık görüldü.
Yazan: reyan yüksel
_____________________________________________________
KÜNYE:
Cidade de Deus / City of God (Tanrı Kent)
Yönetmen: Fernando Meirelles
Görüntü Yönetmeni: César Charlone
Senaryo: Braulio Mantovani
Müzik: Ed Cortés, Antonio Pinto
Oyuncular: Matheus Nachtergaele (Sandro Cenoura), Seu Jorge (Mane Galinha), Alexandre Rodrigues (Buscape), Leandro Firmino da Hora (L’ilze Pequeno), Philippe Haagensen (Bene), Douglas Silva (Dadinho), Jonathan Haagensen (Cabeleira).
Web sitesi: http://www.cidadededeus.com.br
tanrı kent filmini herkese tavsiye ederim. ben 4 defa izledim.