Sinema Tarihinin En İyi 100 Filmi

tarihinin en iyi 100 filmi” hiç olmadı ve korkarım ki hiç de olmayacak… Bu nedenle; “aşağıdaki liste kişiseldir”, demeyeceğim… Aşağı yukarı 7000 filmden müteşekkil film arşivimin -hepsini olmasa bile- büyük bir bölümünü tüketerek içine düştüğüm yanılsamanın çetelesidir aşağıdaki. Bu yüzdendir ki kusurludur ve aslında “” hiç değildir… Dikkate almanızı işbu nedenden önermem size… Her şeye rağmen, aşağıdaki liste bana aittir ve büyük bir titizlikle 3 aylık bir çaba sonucu oluşturulmuştur…

Not: Altı çizili isimlere tıklayarak, ’da daha önceden kaleme alınmış film kritiklerine ve ilgili yazılara ulaşabilirsiniz… (Hakan Bilge)

İlk 10 film dışındakiler rastgele sıralanmıştır…

1) 2001: A Space Odyssey (1968, 2024: Uzay Macerası) – Stanley Kubrick

2) Bronenosets Potyomkin (1925, Potemkin Zırhlısı) – Sergei Eisenstein

3) Citizen Kane (1941, Yurttaş Kane) – Orson Welles

4) Psycho (1960, Sapık) – Alfred Hitchcock

5) Zerkalo (1975, Ayna) – Andrei Tarkovsky

6) Det sjunde inseglet (1957, Yedinci Mühür) – Ingmar Bergman

7) Sunset Blvd. (1950, Sunset Bulvarı) – Billy Wilder

8) Otto e mezzo (1963, Sekiz Buçuk) – Federico Fellini

9) Week End (1967, Hafta Sonu) – Jean-Luc Godard

10) Cet obscur objet du désir (1977, Arzunun O Belirsiz Nesnesi) – Luis Bunuel

11) W.R. – Misterije organizma (1971, Organizmanın Sırları) – Dusan Makavejev

12) Kagemusha (1980, Gölge Samuray) – Akira Kurosawa

13) L’Avventura (1960, Serüven) – Michelangelo Antonioni

14) The Gold Rush (1925, Altına Hücum) – Charlie Chaplin

15) Il conformista (1970, Konformist) – Bernardo Bertolucci

16) Easy Rider (1969) – Dennis Hopper

17) The Servant (1963, Uşak) – Joseph Losey

18) L’année dernière à Marienbad (1961, Geçen Yıl Marienbad’da) – Alain Resnais

19) Orphée (1950) – Jean Cocteau

20) Vertigo (1959, Ölüm Korkusu) – Alfred Hitchcock

21) To vlemma tou Odyssea (1995, Ulis’in Bakışı) – Theo Angelopoulos

22) Brief Encounter (1945, Kısa Tesadüfler) – David Lean

23) Sevmek Zamanı (1965) – Metin Erksan

24) Ascenseur pour l’échafaud (1958, Ölüm Asansörü) – Louis Malle

25) Greed (1924, Hırs) – Erich von Stroheim

26) Gilda (1946, Şeytanın Kızı) – Charles Vidor

27) Au hasard Balthazar (1966, Rastgele Baltazar) – Robert Bresson

28) Intolerance (1916, Hoşgörüsüzlük) – David W. Griffith

29) Taxi Driver (1976, Taksi Şoförü) – Martin Scorsese

30) Brazil (1985) – Terry Gilliam

31)The Grapes of Wrath (1940, Gazap Üzümleri) – John Ford

32) The Godfather I & 2 (1972-1974, Baba I ve 2) – Francis Ford Coppola

33) A Clockwork Orange (1971, Otomatik Portakal) – Stanley Kubrick

34) The Searchers (1956, Çöl Aslanı) – John Ford

35) Ugetsu monogatari (1953, Yağmurdan Sonraki Soluk Ayın Öyküleri) – Kenji Mizoguchi

36) Eraserhead (1) Eraserhead (2) Eraserhead (3) (1977, Silgikafa) – David Lynch

37) Metropolis (1927) – Fritz Lang

38) La règle du jeu (1939, Oyunun Kuralı) – Jean Renoir

39) Das Cabinet des Dr. Caligari (1920, Dr. Caligari’nin Muayenehanesi) – Robert Wiene

40) Blade Runner (1982, Bıçak Sırtı) – Ridley Scott

41) Les enfants du paradis (1945, Cennetin Çocukları) – Marcel Carné

42) Umberto D. (1952) – Vittorio de Sica

43) La passion de Jeanne d’Arc (1928, Jean D’Arc’ın Tutkusu) – Carl Theodor Dreyer

44) The Wizard of Oz (1939, Oz Büyücüsü) – Victor Fleming

45) Nashville (1975) – Robert Altman

46) Repulsion (1965, Tiksinti) – Roman Polanski

47) The Cook, The Thief, His Wife & Her Lover (1989, Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı) – Peter Greenaway

48) Viaggio in I/ptalia (1954, İtalya’da Yolculuk) – Roberto Rossellini

49) La maman et la putain – (1973, Ana ve Fahişe) – Jean Eustache

50) Angst essen Seele auf (1974, Korku Ruhu Kemirir) – Rainer Werner Fassbinder

51) Man of Aran (1934, Aran’lı Adam) – Robert J. Flaherty

52) The General (1926) – Buster Keaton & Clyde Bruckman

53) Le notti bianche (1957, Beyaz Geceler) – Luchino Visconti

54) Sayat Nova (1968, Narların Rengi) – Sergei Parajanov

55) The Third Man (1949, Üçüncü Adam) – Carol Reed

56) Accattone (1961, Dilenci) – Pier Paolo Pasolini

57) Madame de… (1953) – Max Ophüls

58) Woman in Love (1969, Aşık Kadınlar) – Ken Russell

59) Indagine su un cittadino al di sopra di ogni sospetto (1970, Her Türlü Kuşkunun Ötesinde Bir Yurttaş İçin Soruşturma) – Elio Petri

60) The Red Shoes (1948, Kırmızı Pabuçlar) – Michael Powell & Emeric Pressburger

61) Fando y Lis (1968, Fando ve Lis) – Alejandro Jodorowsky

62) Europa (1991, Avrupa) – Lars von Trier

63) Le procés (1962, Dava) – Orson Welles

64) Umut (1970) – Yılmaz Güney

65) The Night of the Hunter (1955, Avcının Gecesi) – Charles Laughton

66) Z (1969, Ölümsüz) – Costa-Gavras

67) Die Büchse der Pandora (1929, Pandora’nın Kutusu) – Georg Wilhelm Pabst

68) Rear Window (1954, Arka Pencere) – Alfred Hitchcock

69) Der letze Mann (1924, Son Adam) – F.W. Murnau

70) Rashomon (1950) – Akira Kurosawa

71) Picnic at Hanging Rock (1975, Hanging Rock’da Piknik) – Peter Weir

72) Institute Benjamenta, or This Dream People Call Human Life (1995, Benjamenta Enstitüsü) – Stephen Quay & Timothy Quay

73) Il caso Mattei (1972, Mattei Olayı) – Francesco Rosi

74) Onibaba (1964) – Kaneto Shindô

75) Dead Man (1995, Ölü Adam) – Jim Jarmusch

76) Trois couleurs: Bleu (1993), Trzy kolory: Bialy (1994), Trois couleurs: Rouge (1994) / (Üç Renk Üçlemesi; Mavi, Beyaz, Kırmızı) – Krzysztof Kieslowski

77) They Live by Night (1948, Gece Yaşarlar) – Nicholas Ray

78) All That Heaven Allows (1955, Aşktan Kaçılmaz) – Douglas Sirk

79) Ma nuit chez Maud (1969, Maud’lardaki Gecem) – Eric Rohmer

80) A Woman Under the Influence (1974, Etki Altında Bir Kadın) – John Cassavetes

81) Sou les toits de Paris (1930, Paris Damları Altında) – Rene Clair

82) Monkey Business (1952, Maymun Aklı) – Howard Hawks

83) Nobi (1959) – Kon Ichikawa

84) Chelovek s kino-apparatom (1929, Kameralı Adam) – Dziga Vertov

85) Barton Fink (1991) – Joel & Ethan Coen

86) Funny Games (1997, Ölümcül Oyunlar) – Michael Haneke

87) Sullivan’s Travels (1941, Sullivan’ın Yolculukları) – Preston Sturges

88) Cría cuervos (1976, Besle Kargayı) – Carlos Saura

89) Die verlorene Ehre der Katharina Blum oder: Wie Gewalt entstehen und wohin sie führen kann (1975, Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru) – Volker Schlöndorff

90) Mimì metallurgico ferito nell’onore (1972, Gururu Yaralı Madenci Mimi) – Lina Wertmüller

91) Suna no onna (1964, Kumların Kadını) – Hiroshi Teshigahara

92) Narayama-bushi kô (1983, Narayama Türküsü) – Shohei Imamura

93) Kiss Me Deadly (1955, Ölüm Öpücüğü) – Robert Aldrich

94) Possession (1981) – Andrzej Zulawski

95) Sisters (1973, Kızkardeşler) – Brian De Palma

96) La strada (1954, Sonsuz Sokaklar) – Federico Fellini

97) Out of the Past (1947, Geçmişin Dışında) – Jacques Tourneur

98) Persona (1966) – Ingmar Bergman

99) Oldboy (2003, İhtiyar Delikanlı) – Chan-wook Park

100) Serpico (1973) – Sidney Lumet

Hakan Bilge

hakanbilge@sanatlog.com

Yazarın öteki yazı ve incelemeleri için tıklayınız

PAYLAŞ

15 Yorum

  1. Klasik filmlerin ağırlıkta olması iyi olmuş. Bazı kişisel tercihler var. Kişisel tercihlerime göre listeyi 1/4 oranında değiştirirdim zannediyorum. Ama genel olarak beğendim. Başta da belirttiğiniz gibi en iyi 100 film gibi bir listeyi kabullenmem benim için de olanaksız. Çünkü kişisel beğeni her zaman olmak zorunda. Kişisel beğenilerim içinde olmazsa olmaz diye düşündüğüm Michelangelo Antonioni Blowup, Michael Powell Peeping Tom, Masaki Kobayashi Ningen No Joken, Kieslowski Double Life of Veronique, Lars von Trier Breaking The Waves, pek çok listede rastlayamadığım Doris Dörrie Nobody Loves Me ilk aklıma gelen öznel seçimlerimden örneğin… Eline sağlık, güzel bir liste. Özellikle 2 Türk filminde % 100 uzlaşıyoruz. En iyi 100 film listesine 2 Türk filmi koymak zorundasın deseler, kesinlikle koyacağım 2 film Sevmek Zamanı ve Umut. :)

  2. Listede sinema tarihinin en önemli filmlerinden olduğu gibi aynı zamanda oldukça kişisel, işin güzel yanı da bu. Mesela Jodorowsky’nin Fondo y Lis’i ve Alain Resnais’nin Hiroshima Mon Amour’u yerine L’année dernière à Marienbad’i; Pasolini’nin Hawks and Sparrows filmi yerine Accattone’si.. Ama gözlerim Clouzot aramadı desem yalan olur. Bir de tabi ki Powell’dan Red Shoes yerine Canterbury Tales, Black Narcisscus ya da Peeping Tom. Mükemmel liste yoktur, kişisel liste vardır. Çabaların için eline sağlık hocam..

  3. Evet, “kişisel özet” olarak baktığımızda “en iyi” olarak kıstas koyamayacağımız ortada. Antonioni, Pasolini, Kieslowski ya da Powell gibi yönetmenler açısından baktığımızda da, başyapıt bolluğu dikkati çekmekle birlikte, seçim yapmak da zorlaşıyor ve aslında burada devreye kişisel sinema vizyonu, etkileyicilik katsayısı veya muhtelif psikolojik eğilimler giriyor. Mesela, Bunuel’in en vurucu ve en önemli filmi olarak Mahvedici Melek’i görmeme rağmen listemde bu filmin yer almadığını göreceksiniz. Endülüs Köpeği’ni veyahut Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği’ni ya da Altın Çağ’ı neden listeme almadığımı anlatmam uzun sürer ama kısaca dediğim üzere, bireysel algılama süreçleri ile ilgili bir durum. Yoksa bu filmin değil de bir ötekinin önemli olduğunu uzun uzun anlatmanın pek de bi yararı yok. Powell konusunda evet Peeping Tom’u alabilirdim ama Vertigo’nun veya Rear Window’un bulunduğu bir listede Röntgenci’nin bulunması gerekli değildi. Tabii kendi kanaatimce. 3 Hitchcock filmi varken de Clouzot arada kaynadı gitti.

    L’année dernière à Marienbad bence çok daha avant-garde, çok daha deneysel bir film. Hiroşima Sevgilim ise elbette çok büyük bir film, bahsetmeye bile gerek yok… Double Life of Veronique ise mükemmel bir film olmasına rağmen yönetmenin “3 renk” üçlemesinin yer almaması bence haksızlık olacaktı.

    Ama sonuç olarak, “en iyi film” diye bir şey yok. “En iyi 100 film “diye bir şeyse “hiç” yok…

  4. genel anlamda iyi bir liste. ben de şahsi olarak underground, fight club, the matrix, il buono il brutto il cattivo, el laberinto del fauno, pulp fiction, casablanca, full metal jacket, gone with the wind, amores perros, in the mood for love gibi şu an aklıma ilk gelen filmleri mutlaka listeme dahil ederdim. bu ayrıntıya rağmen, listede, a clockwork orange, the gold rush, potemkin, 2024, citizen kane gibi vazgeçilmez filmlerin üst sıralarda yer alması güzel. eline sağlık.

  5. bence bu listede köprüüstü aşıkları filminin de olması lazımdı ama bu kişisel bi liste olduğu için kişinin sevdiği filmler yer almış. benim listemin başında kesinlikle köprüüstü aşıkları yer alırdı.

  6. Kişisel listeler böyledir, kimsede tatmin oluşturmaz.

    Ben bile şimdi gereksiz önerilerimi sunacağım galiba :)

    Listede W.R. – Misterije organizma (1971, Organizmanın Sırları), Picnic at Hanging Rock (1975, Hanging Rock’da Piknik) ve Possession (1981)’u görmek beni çok şaşırttı (kesinlikle kötü anlamda değil).

    Listede Quay kardeşlerin olması ama ustaları olarak tanımladıkları Jan Svankmajer’in olmaması beni derbeder etti. Ben olsam “Europa” yerine “Breaking the Waves”i, “Fando y Lis” yerine “Holy Mountain”i, “Woman in Love” yerine “The Music Lovers” veya “The Devils”ı (yine de Ken Russell’ı görmek çok güzel), “Angst essen Seele auf” yerine “Händler der vier Jahreszeiten”i, “Accattone” yerine de “Hayat üçlemesi”ni koyardım. Ama o zaman liste benim listem olurdu dii mi… Ellerine sağlık dostum.

  7. Muratcığım (wherearethevelvets), Picnic at Hanging Rock üzerine Victorian bağlaşıklıklarını da içeren uzun bir metin kaleme aldım. Yazı bitti ama ancak ilerleyen günlerde yayımlayacağım burada. Aslında bu listedeki birçok filmi zaman içinde yazacağım. Ama burada ama başka bir yerde. Zaten bu filmlerden bir bölüğü de çeşitli yayın organlarında ve üzerinde çalıştığım ve de bitirmek üzere olduğum kitap çalışmamda da yazıp çizdiğim filmler. Yani özümsediğim, sevdiğim, derinlemesine incelediğim, bende yer etmiş filmleri listeledim. Ama “bu en iyi filmdir” şeklinde hiçbir iddiam yok tabii :D

    W.R. – Misterije organizma ya da Possession gibi avant-garde, sıradışı, marjinal işlerin de listemde yer alması hoşuma gidiyor. Özellikle Possession’u uzun uzun yazacağım bir aralık…

    Tabii öteki filmler de ayrı bir konu, yaz yaz bitmez… Bu arada fark ettim de, muhtelif yönetmenlerden farklı filmler seçiyoruz. Pasoloni veya Russell ya da Trier… Sanırım bu bizzat yönetmenlerin suçu :) Çünkü adamlarda başyapıt bolluğu var…

    Teşekkür ediyorum…

  8. Bu filmlerin çoğunu ben de listeme alırdım,ancak Yedi Samuray’ı kesinlikle ekleyerek.
    Çok bilgi verici çalışmanız için teşekkürler.

  9. Merhaba;

    Listeyi 101 yapalım diye düşünüyorum. gerçekten çok güzel filmler. bir çoğunu izlemiş bulunmaktayım. Ancak unutulmuş bir film var gibime geliyor, tabii ki takdir sizlerin. Sergei Bondarchuk’un Savaş ve Barış filmi. Tabi film demek bile bir hata, şaheser diyebilirim. Neredeyse romanın tamamını çekmişler. Mükemmel sahneler, mükemmel oyunculuk, sanki filmi izlerken o çağı, o anı yaşıyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Arkadaşlar eğer görmeyeniniz varsa izlemesini şiddetle tavsiye eder, saygılarımı sunarım.

  10. bence kuzuların sessizliği ile schindler’in listesi eklenebilir diye düşünüyorum. tabi tamamen kişisel bir tercih olması sebebiyle affınıza sığınıyorum :D

  11. Klasikleri izlemek isteyenler içim güzel bir kaynak olmuş, teşekkürler.

  12. bu listeyi bu kadar geç fark ettiğime üzüldüm açıkçası. ben de kendi açımdan en iyi 1000 film listesini oluşturmaya çalışıyordum birkaç ay önce. tahmin edersiniz ki 1000 filmi seçmek bile bu kadar zorken 100 filmi seçmek neredeyse çılgınlık. şahsen beni gereksiz bir şekilde aşırı ölçüde yoran ve kafamı kurcalayan birşey bu liste yapma işi. ama her sinemasever gibi düşünmeden de edemiyorum açıkçası.

    Sayın Hakan Bilge, sizin film zevkinize ve seçkinize hayran kaldım diyebilirim. ilk sırada 2024: A Space Odyssey varsa benim için o liste tamam demektir. Çünkü 2024 sadece sinema tarihinin değil tüm sanat tarihinin ilk 10’una bile girer bana göre. Çünkü sanat ve bilimin en büyük kesişme noktasını temsil eder. Tıpkı Bach’ın besteleri veya M. C. Escher’in çizimleri gibi. O yüzden böyle bir liste yaparken en başa 2024’i koyup ondan sonra gerisini düşünmek lazım. Gerisi salt sinemadır çünkü. Buna ilaveten ilk beşte Zerkalo veya Stalker varsa o listeyi yapan sinemanın ruhunu kavramıştır bana göre. hele ilk onda Yedinci Mühür ve Cet obscur objet du désir (Arzunun Belirsiz Nesnesi) varsa o kişiyi en içten şekilde tebrik ederim. Bergman, Kubrick, Tarkovsky, Godard ve Bunuel olmadan ilk 10 ilk 100 falan olamaz bana göre. Kurosawa, Hitchcock, Scorsese, Coppola ve Chaplin zaten her türlü listenin demirbaşı konumunda.

    Fakat çok kritik olan bir nokta daha var benim size nacizane katkım olarak söylemek istediğim:
    O da yakın dönemin en büyük ustası Kieslowski’dir. Zaten Üç Renk serisine siz de yer vermişsiniz. Ama bence en hayati şeyi atlamışsınız. Eğer böyle bir liste yapıyorsanız bunu atlamanız çok büyük bir eksiktir. Tıpkı terzinin düğmeleri dikip deliklerini açmaması gibi. O eksik de her ne kadar 10 filmlik bir seri olsa da bence tek bir film gibi düşünülebilecek olan efsanevi DEKALOG serisidir. Dünyanın en meşhur ve saygı duyulan film eleştirmeni Roger Ebert bana göre kusursuza çok yakın olan Great Movies listesinde Dekalog serisini de es geçmedi. Dekalog serisinin neden önemli olduğu hakkındaki en kısa ve öz açıklamayı ise büyük usta KUBRICK o seri için yazdığı önsözde yaptı. O açıklamaya bir göz atılabilir. Elbette o veya başka bir şahsın tercihleri sizi bağlamaz. Ama ne yapalım hamama giren terler, biz de terliyoruz işte burada :)

    Bir diğer hayati eksik ise yine Dekalog kadar önemli. Sinema tarihinde daha önce birkaç öncüsü olsa da (Chelovek s kino-apparatom ve Koyaanisqatsi) bence onlardan çok daha derin bir şiirsel estetiği yakalamış olan BARAKA filminin de en iyi 100 film listesinde olması gerekirdi. Chelovek s kino-apparatom çok daha eski olsa da, eskilik tek kriter olamaz bence. Nitekim Roger Ebert bunu da atlamamış sağolsun. Böyle diyorum çünkü çoğu listede BARAKA filmini hiç göremiyorum ve hayret ediyorum. Oysa ki o filmin yönetmeni Ron Fricke neredeyse tüm kariyerini bu filme ve devamında çektiği Samsara filmine harcadı. Ortaya ise zaman ve mekan ötesi iki başyapıt çıktı.

    Kısacası listeniz büyük oranda kişisel olmakla beraber bence ilk 10’daki filmlere bakıldığında objektif olma iddiasını da korumuş. Potemkin Zırhlısı, Citizen Kane ve Otto e Mezzo sıralamadaki yerleriyle bunun kanıtı. Ben de bu yüzden zaten çok iyi bildiğinizi düşündüğüm BARAKA ve DEKALOG filmlerini de hatırlatmayı bir vazife olarak gördüm. Ama en başta da söylediğim gibi ilk sırada 2024 varsa benim için gerisi çok da sorun değil. Aslında böyle bir liste yapan kişinin uygulayacağı en doğru yöntem önce tarafsız bir şekilde sinema tarihinin en büyük 100 filmini sıralayıp, ondan sonra kişisel olarak en beğendiği filmleri ayrı bir liste halinde oraya ilave etmek. Siz de bunu tek bir listede eritmeye çalışmışsınız. Bu da aşırı eklektik bir liste ortaya çıkarmış. Neyse sonuçta her sanatseverin kişisel kriterlerine saygı duymak zorundayız.

    Ben böyle bir liste yaparken ilk üçe 2024, BARAKA VE DEKALOG filmlerini yerleştiriyorum ama ondan sonrasına karar vermek tam bir entellektüel işkence oluyor. En iyisi, en iyi diye birşey olmayacağına kendimizi ikna edip, sadece hayatın ve o hayatın belli bir bölümünü yakalayıp gözümüzün önüne taşıyan bu muhteşem eserlerin tadını çıkarmak. Her iyi film ondaki duyguyu en iyi şekilde hissedebilenler için yeterince iyidir. Tıpkı dünün, bugünün ve yarının herkes için ayrı ayrı anlam taşıması gibi.

  13. son bir ilave daha yapmak istiyorum:

    2001: A SPACE ODYSSEY = Bilinç ve Uzam

    BARAKA = Zaman ve Yaşam

    DEKALOG = İnsan ve Anlam

    geriye kalan sadece sinema…

  14. Çok teşekkür ederim.

    Listeye tek belgesel film koymak istiyordum ilk başta, ama sonra bir tane daha ilave etmeye karar verdim. Sonuçta Chelovek s kino-apparatom ile Man of Aran’ı seçtim. Vurgulamanız normal, ben de açıkçası eksikliğini hissettim bunun. Nihayetinde 100 film olduğundan epey bir zorladı, 3 ayda ancak tamamlayabildim. Kişisel olduğu için eksik bir liste bu. Anime koymak isterdim mesela bir tane, ama o da olmadı.

    Listeyi yapalı 4 geçmiş aradan. Kimi yönetmenden 3, kimisinden tek film koymuşum. Bu da eleştirilebilir doğal olarak. Mesela Hitchcock’tan 3, Godard’dan tek film koydum. Ama Kieslowski’nin üçlemesini tek film adı altında topladım. Bununla birlikte Dekalog konusunda haklısınız. Geriye dönüp baktığımda kimi açılardan birbirinin aynası olan filmleri görüyorum listede, bu nedenle benim de eleştirdiğim seçimler oluyor. Mesela bu listeyi şimdi hazırlayacak olsam ilk 100’e yine Psycho ile Vertigo’yu alırdım, ama ilk 10’a Psyhco’yu değil de Vertigo’yu alırdım. Dolayısıyla yoruma açık, ki dediğim gibi ben de eleştiriyorum kendimi zaman zaman.

    Baraka’ya ilk siz temas ettiniz. Ne kadar büyük bir çabanın ürünü olduğunu biliyorum, kuşkusuz önemi de ortada; ama o zamanki bakış açıma göre filmi nedense dahil etmemişim listeye. Eksiklik olarak kabul edilebilir.

    Diğer yorumlarınıza da tümüyle katılıyorum. Kişisel seçimler bence en önde yer tutmalı, aksi halde bu bizim listemiz değil, bir başkasının beğenisini yansıtan bir liste olur. Nitekim ben de öyle yapmaya çalıştım. Beğenmenize çok sevindim ve ayrıca teşekkür ederim.

  15. merhaba. ben night of the hunter filmini izledim ve bu filmin neden sinema için bu kadar önemli olduğunu, bu filmin neyinin özel olduğunu anlamadım. acaba biri bana bu filmin özelliğini anlatabilir mi ?

Yorum bırakın