Yaşadım Az Yaşımdan
Ne sondayım, ne de baştan başladım
Yıkıldı zılgıtımdan hanemin soğuk damı, oldum yarada isyan
Oldum bir cami tövbeyle günahkar, yaşlanmış kadınlarla bir oldum
Nere gitsem horlandım, yitik sözlerim oldu lâl
Nere gitsem sahipsizim, yolum çıkmaz; yaşadım az yaşımdan
Savruldum; dalında bir kuş, yetim yanım savruldu
Eli gördü uzandı, gözü gördü uzandı, aşkı gördü uzandı
Azdı bir gün korkularım, tartıldım terazide; baktım mahşer toplanacak
Birkaç çiğnenmiş ceset eti ve birkaç buruk sevap tanesi
Düşüverdim yollara bunlar mı beni kurtaracak
İşsiz cellat görse beni bulunmaz bir suçluyum
Uslanmaz bir evlatlık, pişman olmuş mülteci, bir hurdacı yamağı
Mazgallarda kayıbım ben, aratıldım kim varsa oldum şehrin marazı
Ve anlatın tek ben mi suçluyum, nerede gizleniyor o merak
Teslim olsam asarlar mı gözü dönmüş celladı
Hala nasıl yaşıyorum mezarım kazıldıkça
Kaç kişiyiz diyorum, küllükteki izmaritleri sayarken
Kalabalık masada dolaşırken soluyor tüm sözler
En çok solan benim, tıpkı hain bahçıvanın kör makasında
Ne kalkacak kadar güçlüyüm, ne de umudum kaldı kendi közümden
Yazan: Bülent Parlak
GamzE on Cum, 3rd Tem 2024 7:41 pm
Kalemine sağlık, çok etkileyici ve içtenlikle yazılmış, her mısrası derinden etkiliyor.