Sinema Tarihinin En İyi 100 Filmi
“Sinema tarihinin en iyi 100 filmi” hiç olmadı ve korkarım ki hiç de olmayacak… Bu nedenle; “aşağıdaki liste kişiseldir”, demeyeceğim… Aşağı yukarı 7000 filmden müteşekkil film arşivimin -hepsini olmasa bile- büyük bir bölümünü tüketerek içine düştüğüm yanılsamanın çetelesidir aşağıdaki. Bu yüzdendir ki kusurludur ve aslında “en iyi 100 film” hiç değildir… Dikkate almanızı işbu nedenden önermem size… Her şeye rağmen, aşağıdaki liste bana aittir ve büyük bir titizlikle 3 aylık bir çaba sonucu oluşturulmuştur…
Not: Altı çizili isimlere tıklayarak, SanatLog’da daha önceden kaleme alınmış film kritiklerine ve ilgili yazılara ulaşabilirsiniz… (Hakan Bilge)
İlk 10 film dışındakiler rastgele sıralanmıştır…
1) 2001: A Space Odyssey (1968, 2024: Uzay Macerası) – Stanley Kubrick
2) Bronenosets Potyomkin (1925, Potemkin Zırhlısı) – Sergei Eisenstein
3) Citizen Kane (1941, Yurttaş Kane) – Orson Welles
4) Psycho (1960, Sapık) – Alfred Hitchcock
5) Zerkalo (1975, Ayna) – Andrei Tarkovsky
6) Det sjunde inseglet (1957, Yedinci Mühür) – Ingmar Bergman
7) Sunset Blvd. (1950, Sunset Bulvarı) – Billy Wilder
8) Otto e mezzo (1963, Sekiz Buçuk) – Federico Fellini
9) Week End (1967, Hafta Sonu) – Jean-Luc Godard
10) Cet obscur objet du désir (1977, Arzunun O Belirsiz Nesnesi) – Luis Bunuel
11) W.R. – Misterije organizma (1971, Organizmanın Sırları) – Dusan Makavejev
12) Kagemusha (1980, Gölge Samuray) – Akira Kurosawa
13) L’Avventura (1960, Serüven) – Michelangelo Antonioni
14) The Gold Rush (1925, Altına Hücum) – Charlie Chaplin
15) Il conformista (1970, Konformist) – Bernardo Bertolucci
16) Easy Rider (1969) – Dennis Hopper
17) The Servant (1963, Uşak) – Joseph Losey
18) L’année dernière à Marienbad (1961, Geçen Yıl Marienbad’da) – Alain Resnais
19) Orphée (1950) – Jean Cocteau
20) Vertigo (1959, Ölüm Korkusu) – Alfred Hitchcock
21) To vlemma tou Odyssea (1995, Ulis’in Bakışı) – Theo Angelopoulos
22) Brief Encounter (1945, Kısa Tesadüfler) – David Lean
23) Sevmek Zamanı (1965) – Metin Erksan
24) Ascenseur pour l’échafaud (1958, Ölüm Asansörü) – Louis Malle
25) Greed (1924, Hırs) – Erich von Stroheim
26) Gilda (1946, Şeytanın Kızı) – Charles Vidor
27) Au hasard Balthazar (1966, Rastgele Baltazar) – Robert Bresson
28) Intolerance (1916, Hoşgörüsüzlük) – David W. Griffith
29) Taxi Driver (1976, Taksi Şoförü) – Martin Scorsese
30) Brazil (1985) – Terry Gilliam
31)The Grapes of Wrath (1940, Gazap Üzümleri) – John Ford
32) The Godfather I & 2 (1972-1974, Baba I ve 2) – Francis Ford Coppola
33) A Clockwork Orange (1971, Otomatik Portakal) – Stanley Kubrick
34) The Searchers (1956, Çöl Aslanı) – John Ford
35) Ugetsu monogatari (1953, Yağmurdan Sonraki Soluk Ayın Öyküleri) – Kenji Mizoguchi
36) Eraserhead (1) Eraserhead (2) Eraserhead (3) (1977, Silgikafa) – David Lynch
37) Metropolis (1927) – Fritz Lang
38) La règle du jeu (1939, Oyunun Kuralı) – Jean Renoir
39) Das Cabinet des Dr. Caligari (1920, Dr. Caligari’nin Muayenehanesi) – Robert Wiene
40) Blade Runner (1982, Bıçak Sırtı) – Ridley Scott
41) Les enfants du paradis (1945, Cennetin Çocukları) – Marcel Carné
42) Umberto D. (1952) – Vittorio de Sica
43) La passion de Jeanne d’Arc (1928, Jean D’Arc’ın Tutkusu) – Carl Theodor Dreyer
44) The Wizard of Oz (1939, Oz Büyücüsü) – Victor Fleming
45) Nashville (1975) – Robert Altman
46) Repulsion (1965, Tiksinti) – Roman Polanski
47) The Cook, The Thief, His Wife & Her Lover (1989, Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı) – Peter Greenaway
48) Viaggio in I/ptalia (1954, İtalya’da Yolculuk) – Roberto Rossellini
49) La maman et la putain – (1973, Ana ve Fahişe) – Jean Eustache
50) Angst essen Seele auf (1974, Korku Ruhu Kemirir) – Rainer Werner Fassbinder
51) Man of Aran (1934, Aran’lı Adam) – Robert J. Flaherty
52) The General (1926) – Buster Keaton & Clyde Bruckman
53) Le notti bianche (1957, Beyaz Geceler) – Luchino Visconti
54) Sayat Nova (1968, Narların Rengi) – Sergei Parajanov
55) The Third Man (1949, Üçüncü Adam) – Carol Reed
56) Accattone (1961, Dilenci) – Pier Paolo Pasolini
57) Madame de… (1953) – Max Ophüls
58) Woman in Love (1969, Aşık Kadınlar) – Ken Russell
59) Indagine su un cittadino al di sopra di ogni sospetto (1970, Her Türlü Kuşkunun Ötesinde Bir Yurttaş İçin Soruşturma) – Elio Petri
60) The Red Shoes (1948, Kırmızı Pabuçlar) – Michael Powell & Emeric Pressburger
61) Fando y Lis (1968, Fando ve Lis) – Alejandro Jodorowsky
62) Europa (1991, Avrupa) – Lars von Trier
63) Le procés (1962, Dava) – Orson Welles
64) Umut (1970) – Yılmaz Güney
65) The Night of the Hunter (1955, Avcının Gecesi) – Charles Laughton
66) Z (1969, Ölümsüz) – Costa-Gavras
67) Die Büchse der Pandora (1929, Pandora’nın Kutusu) – Georg Wilhelm Pabst
68) Rear Window (1954, Arka Pencere) – Alfred Hitchcock
69) Der letze Mann (1924, Son Adam) – F.W. Murnau
70) Rashomon (1950) – Akira Kurosawa
71) Picnic at Hanging Rock (1975, Hanging Rock’da Piknik) – Peter Weir
72) Institute Benjamenta, or This Dream People Call Human Life (1995, Benjamenta Enstitüsü) – Stephen Quay & Timothy Quay
73) Il caso Mattei (1972, Mattei Olayı) – Francesco Rosi
74) Onibaba (1964) – Kaneto Shindô
75) Dead Man (1995, Ölü Adam) – Jim Jarmusch
76) Trois couleurs: Bleu (1993), Trzy kolory: Bialy (1994), Trois couleurs: Rouge (1994) / (Üç Renk Üçlemesi; Mavi, Beyaz, Kırmızı) – Krzysztof Kieslowski
77) They Live by Night (1948, Gece Yaşarlar) – Nicholas Ray
78) All That Heaven Allows (1955, Aşktan Kaçılmaz) – Douglas Sirk
79) Ma nuit chez Maud (1969, Maud’lardaki Gecem) – Eric Rohmer
80) A Woman Under the Influence (1974, Etki Altında Bir Kadın) – John Cassavetes
81) Sou les toits de Paris (1930, Paris Damları Altında) – Rene Clair
82) Monkey Business (1952, Maymun Aklı) – Howard Hawks
83) Nobi (1959) – Kon Ichikawa
84) Chelovek s kino-apparatom (1929, Kameralı Adam) – Dziga Vertov
85) Barton Fink (1991) – Joel & Ethan Coen
86) Funny Games (1997, Ölümcül Oyunlar) – Michael Haneke
87) Sullivan’s Travels (1941, Sullivan’ın Yolculukları) – Preston Sturges
88) Cría cuervos (1976, Besle Kargayı) – Carlos Saura
89) Die verlorene Ehre der Katharina Blum oder: Wie Gewalt entstehen und wohin sie führen kann (1975, Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru) – Volker Schlöndorff
90) Mimì metallurgico ferito nell’onore (1972, Gururu Yaralı Madenci Mimi) – Lina Wertmüller
91) Suna no onna (1964, Kumların Kadını) – Hiroshi Teshigahara
92) Narayama-bushi kô (1983, Narayama Türküsü) – Shohei Imamura
93) Kiss Me Deadly (1955, Ölüm Öpücüğü) – Robert Aldrich
94) Possession (1981) – Andrzej Zulawski
95) Sisters (1973, Kızkardeşler) – Brian De Palma
96) La strada (1954, Sonsuz Sokaklar) – Federico Fellini
97) Out of the Past (1947, Geçmişin Dışında) – Jacques Tourneur
98) Persona (1966) – Ingmar Bergman
99) Oldboy (2003, İhtiyar Delikanlı) – Chan-wook Park
100) Serpico (1973) – Sidney Lumet
hakanbilge@sanatlog.com
Yazarın öteki yazı ve incelemeleri için tıklayınız.
Tahsin (1 Haziran 2024)
Klasik filmlerin ağırlıkta olması iyi olmuş. Bazı kişisel tercihler var. Kişisel tercihlerime göre listeyi 1/4 oranında değiştirirdim zannediyorum. Ama genel olarak beğendim. Başta da belirttiğiniz gibi en iyi 100 film gibi bir listeyi kabullenmem benim için de olanaksız. Çünkü kişisel beğeni her zaman olmak zorunda. Kişisel beğenilerim içinde olmazsa olmaz diye düşündüğüm Michelangelo Antonioni Blowup, Michael Powell Peeping Tom, Masaki Kobayashi Ningen No Joken, Kieslowski Double Life of Veronique, Lars von Trier Breaking The Waves, pek çok listede rastlayamadığım Doris Dörrie Nobody Loves Me ilk aklıma gelen öznel seçimlerimden örneğin… Eline sağlık, güzel bir liste. Özellikle 2 Türk filminde % 100 uzlaşıyoruz. En iyi 100 film listesine 2 Türk filmi koymak zorundasın deseler, kesinlikle koyacağım 2 film Sevmek Zamanı ve Umut.
Calderon De La Barca (2 Haziran 2024)
Listede sinema tarihinin en önemli filmlerinden olduğu gibi aynı zamanda oldukça kişisel, işin güzel yanı da bu. Mesela Jodorowsky’nin Fondo y Lis’i ve Alain Resnais’nin Hiroshima Mon Amour’u yerine L’année dernière à Marienbad’i; Pasolini’nin Hawks and Sparrows filmi yerine Accattone’si.. Ama gözlerim Clouzot aramadı desem yalan olur. Bir de tabi ki Powell’dan Red Shoes yerine Canterbury Tales, Black Narcisscus ya da Peeping Tom. Mükemmel liste yoktur, kişisel liste vardır. Çabaların için eline sağlık hocam..
Hakan Bilge (6 Haziran 2024)
Evet, “kişisel özet” olarak baktığımızda “en iyi” olarak kıstas koyamayacağımız ortada. Antonioni, Pasolini, Kieslowski ya da Powell gibi yönetmenler açısından baktığımızda da, başyapıt bolluğu dikkati çekmekle birlikte, seçim yapmak da zorlaşıyor ve aslında burada devreye kişisel sinema vizyonu, etkileyicilik katsayısı veya muhtelif psikolojik eğilimler giriyor. Mesela, Bunuel’in en vurucu ve en önemli filmi olarak Mahvedici Melek’i görmeme rağmen listemde bu filmin yer almadığını göreceksiniz. Endülüs Köpeği’ni veyahut Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği’ni ya da Altın Çağ’ı neden listeme almadığımı anlatmam uzun sürer ama kısaca dediğim üzere, bireysel algılama süreçleri ile ilgili bir durum. Yoksa bu filmin değil de bir ötekinin önemli olduğunu uzun uzun anlatmanın pek de bi yararı yok. Powell konusunda evet Peeping Tom’u alabilirdim ama Vertigo’nun veya Rear Window’un bulunduğu bir listede Röntgenci’nin bulunması gerekli değildi. Tabii kendi kanaatimce. 3 Hitchcock filmi varken de Clouzot arada kaynadı gitti.
L’année dernière à Marienbad bence çok daha avant-garde, çok daha deneysel bir film. Hiroşima Sevgilim ise elbette çok büyük bir film, bahsetmeye bile gerek yok… Double Life of Veronique ise mükemmel bir film olmasına rağmen yönetmenin “3 renk” üçlemesinin yer almaması bence haksızlık olacaktı.
Ama sonuç olarak, “en iyi film” diye bir şey yok. “En iyi 100 film “diye bir şeyse “hiç” yok…
operadaki sessizlik (7 Haziran 2024)
genel anlamda iyi bir liste. ben de şahsi olarak underground, fight club, the matrix, il buono il brutto il cattivo, el laberinto del fauno, pulp fiction, casablanca, full metal jacket, gone with the wind, amores perros, in the mood for love gibi şu an aklıma ilk gelen filmleri mutlaka listeme dahil ederdim. bu ayrıntıya rağmen, listede, a clockwork orange, the gold rush, potemkin, 2024, citizen kane gibi vazgeçilmez filmlerin üst sıralarda yer alması güzel. eline sağlık.
ömer (13 Haziran 2024)
bence bu listede köprüüstü aşıkları filminin de olması lazımdı ama bu kişisel bi liste olduğu için kişinin sevdiği filmler yer almış. benim listemin başında kesinlikle köprüüstü aşıkları yer alırdı.
wherearethevelvets (15 Haziran 2024)
Kişisel listeler böyledir, kimsede tatmin oluşturmaz.
Ben bile şimdi gereksiz önerilerimi sunacağım galiba
Listede W.R. – Misterije organizma (1971, Organizmanın Sırları), Picnic at Hanging Rock (1975, Hanging Rock’da Piknik) ve Possession (1981)’u görmek beni çok şaşırttı (kesinlikle kötü anlamda değil).
Listede Quay kardeşlerin olması ama ustaları olarak tanımladıkları Jan Svankmajer’in olmaması beni derbeder etti. Ben olsam “Europa” yerine “Breaking the Waves”i, “Fando y Lis” yerine “Holy Mountain”i, “Woman in Love” yerine “The Music Lovers” veya “The Devils”ı (yine de Ken Russell’ı görmek çok güzel), “Angst essen Seele auf” yerine “Händler der vier Jahreszeiten”i, “Accattone” yerine de “Hayat üçlemesi”ni koyardım. Ama o zaman liste benim listem olurdu dii mi… Ellerine sağlık dostum.
Hakan Bilge (15 Haziran 2024)
Muratcığım (wherearethevelvets), Picnic at Hanging Rock üzerine Victorian bağlaşıklıklarını da içeren uzun bir metin kaleme aldım. Yazı bitti ama ancak ilerleyen günlerde yayımlayacağım burada. Aslında bu listedeki birçok filmi zaman içinde yazacağım. Ama burada ama başka bir yerde. Zaten bu filmlerden bir bölüğü de çeşitli yayın organlarında ve üzerinde çalıştığım ve de bitirmek üzere olduğum kitap çalışmamda da yazıp çizdiğim filmler. Yani özümsediğim, sevdiğim, derinlemesine incelediğim, bende yer etmiş filmleri listeledim. Ama “bu en iyi filmdir” şeklinde hiçbir iddiam yok tabii
W.R. – Misterije organizma ya da Possession gibi avant-garde, sıradışı, marjinal işlerin de listemde yer alması hoşuma gidiyor. Özellikle Possession’u uzun uzun yazacağım bir aralık…
Tabii öteki filmler de ayrı bir konu, yaz yaz bitmez… Bu arada fark ettim de, muhtelif yönetmenlerden farklı filmler seçiyoruz. Pasoloni veya Russell ya da Trier… Sanırım bu bizzat yönetmenlerin suçu Çünkü adamlarda başyapıt bolluğu var…
Teşekkür ediyorum…
Mustafa BEŞE (12 Ocak 2024)
Bu filmlerin çoğunu ben de listeme alırdım,ancak Yedi Samuray’ı kesinlikle ekleyerek.
Çok bilgi verici çalışmanız için teşekkürler.
Hasan (7 Mayıs 2024)
Merhaba;
Listeyi 101 yapalım diye düşünüyorum. gerçekten çok güzel filmler. bir çoğunu izlemiş bulunmaktayım. Ancak unutulmuş bir film var gibime geliyor, tabii ki takdir sizlerin. Sergei Bondarchuk’un Savaş ve Barış filmi. Tabi film demek bile bir hata, şaheser diyebilirim. Neredeyse romanın tamamını çekmişler. Mükemmel sahneler, mükemmel oyunculuk, sanki filmi izlerken o çağı, o anı yaşıyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Arkadaşlar eğer görmeyeniniz varsa izlemesini şiddetle tavsiye eder, saygılarımı sunarım.
ertan (2 Mart 2024)
bence kuzuların sessizliği ile schindler’in listesi eklenebilir diye düşünüyorum. tabi tamamen kişisel bir tercih olması sebebiyle affınıza sığınıyorum
Mehmet Onur Kocabıyık (7 Mart 2024)
Klasikleri izlemek isteyenler içim güzel bir kaynak olmuş, teşekkürler.
kaspar hauser (11 Ağustos 2024)
bu listeyi bu kadar geç fark ettiğime üzüldüm açıkçası. ben de kendi açımdan en iyi 1000 film listesini oluşturmaya çalışıyordum birkaç ay önce. tahmin edersiniz ki 1000 filmi seçmek bile bu kadar zorken 100 filmi seçmek neredeyse çılgınlık. şahsen beni gereksiz bir şekilde aşırı ölçüde yoran ve kafamı kurcalayan birşey bu liste yapma işi. ama her sinemasever gibi düşünmeden de edemiyorum açıkçası.
Sayın Hakan Bilge, sizin film zevkinize ve seçkinize hayran kaldım diyebilirim. ilk sırada 2024: A Space Odyssey varsa benim için o liste tamam demektir. Çünkü 2024 sadece sinema tarihinin değil tüm sanat tarihinin ilk 10’una bile girer bana göre. Çünkü sanat ve bilimin en büyük kesişme noktasını temsil eder. Tıpkı Bach’ın besteleri veya M. C. Escher’in çizimleri gibi. O yüzden böyle bir liste yaparken en başa 2024’i koyup ondan sonra gerisini düşünmek lazım. Gerisi salt sinemadır çünkü. Buna ilaveten ilk beşte Zerkalo veya Stalker varsa o listeyi yapan sinemanın ruhunu kavramıştır bana göre. hele ilk onda Yedinci Mühür ve Cet obscur objet du désir (Arzunun Belirsiz Nesnesi) varsa o kişiyi en içten şekilde tebrik ederim. Bergman, Kubrick, Tarkovsky, Godard ve Bunuel olmadan ilk 10 ilk 100 falan olamaz bana göre. Kurosawa, Hitchcock, Scorsese, Coppola ve Chaplin zaten her türlü listenin demirbaşı konumunda.
Fakat çok kritik olan bir nokta daha var benim size nacizane katkım olarak söylemek istediğim:
O da yakın dönemin en büyük ustası Kieslowski’dir. Zaten Üç Renk serisine siz de yer vermişsiniz. Ama bence en hayati şeyi atlamışsınız. Eğer böyle bir liste yapıyorsanız bunu atlamanız çok büyük bir eksiktir. Tıpkı terzinin düğmeleri dikip deliklerini açmaması gibi. O eksik de her ne kadar 10 filmlik bir seri olsa da bence tek bir film gibi düşünülebilecek olan efsanevi DEKALOG serisidir. Dünyanın en meşhur ve saygı duyulan film eleştirmeni Roger Ebert bana göre kusursuza çok yakın olan Great Movies listesinde Dekalog serisini de es geçmedi. Dekalog serisinin neden önemli olduğu hakkındaki en kısa ve öz açıklamayı ise büyük usta KUBRICK o seri için yazdığı önsözde yaptı. O açıklamaya bir göz atılabilir. Elbette o veya başka bir şahsın tercihleri sizi bağlamaz. Ama ne yapalım hamama giren terler, biz de terliyoruz işte burada
Bir diğer hayati eksik ise yine Dekalog kadar önemli. Sinema tarihinde daha önce birkaç öncüsü olsa da (Chelovek s kino-apparatom ve Koyaanisqatsi) bence onlardan çok daha derin bir şiirsel estetiği yakalamış olan BARAKA filminin de en iyi 100 film listesinde olması gerekirdi. Chelovek s kino-apparatom çok daha eski olsa da, eskilik tek kriter olamaz bence. Nitekim Roger Ebert bunu da atlamamış sağolsun. Böyle diyorum çünkü çoğu listede BARAKA filmini hiç göremiyorum ve hayret ediyorum. Oysa ki o filmin yönetmeni Ron Fricke neredeyse tüm kariyerini bu filme ve devamında çektiği Samsara filmine harcadı. Ortaya ise zaman ve mekan ötesi iki başyapıt çıktı.
Kısacası listeniz büyük oranda kişisel olmakla beraber bence ilk 10’daki filmlere bakıldığında objektif olma iddiasını da korumuş. Potemkin Zırhlısı, Citizen Kane ve Otto e Mezzo sıralamadaki yerleriyle bunun kanıtı. Ben de bu yüzden zaten çok iyi bildiğinizi düşündüğüm BARAKA ve DEKALOG filmlerini de hatırlatmayı bir vazife olarak gördüm. Ama en başta da söylediğim gibi ilk sırada 2024 varsa benim için gerisi çok da sorun değil. Aslında böyle bir liste yapan kişinin uygulayacağı en doğru yöntem önce tarafsız bir şekilde sinema tarihinin en büyük 100 filmini sıralayıp, ondan sonra kişisel olarak en beğendiği filmleri ayrı bir liste halinde oraya ilave etmek. Siz de bunu tek bir listede eritmeye çalışmışsınız. Bu da aşırı eklektik bir liste ortaya çıkarmış. Neyse sonuçta her sanatseverin kişisel kriterlerine saygı duymak zorundayız.
Ben böyle bir liste yaparken ilk üçe 2024, BARAKA VE DEKALOG filmlerini yerleştiriyorum ama ondan sonrasına karar vermek tam bir entellektüel işkence oluyor. En iyisi, en iyi diye birşey olmayacağına kendimizi ikna edip, sadece hayatın ve o hayatın belli bir bölümünü yakalayıp gözümüzün önüne taşıyan bu muhteşem eserlerin tadını çıkarmak. Her iyi film ondaki duyguyu en iyi şekilde hissedebilenler için yeterince iyidir. Tıpkı dünün, bugünün ve yarının herkes için ayrı ayrı anlam taşıması gibi.
kaspar hauser (11 Ağustos 2024)
son bir ilave daha yapmak istiyorum:
2001: A SPACE ODYSSEY = Bilinç ve Uzam
BARAKA = Zaman ve Yaşam
DEKALOG = İnsan ve Anlam
geriye kalan sadece sinema…
Hakan Bilge (11 Ağustos 2024)
Çok teşekkür ederim.
Listeye tek belgesel film koymak istiyordum ilk başta, ama sonra bir tane daha ilave etmeye karar verdim. Sonuçta Chelovek s kino-apparatom ile Man of Aran’ı seçtim. Vurgulamanız normal, ben de açıkçası eksikliğini hissettim bunun. Nihayetinde 100 film olduğundan epey bir zorladı, 3 ayda ancak tamamlayabildim. Kişisel olduğu için eksik bir liste bu. Anime koymak isterdim mesela bir tane, ama o da olmadı.
Listeyi yapalı 4 geçmiş aradan. Kimi yönetmenden 3, kimisinden tek film koymuşum. Bu da eleştirilebilir doğal olarak. Mesela Hitchcock’tan 3, Godard’dan tek film koydum. Ama Kieslowski’nin üçlemesini tek film adı altında topladım. Bununla birlikte Dekalog konusunda haklısınız. Geriye dönüp baktığımda kimi açılardan birbirinin aynası olan filmleri görüyorum listede, bu nedenle benim de eleştirdiğim seçimler oluyor. Mesela bu listeyi şimdi hazırlayacak olsam ilk 100’e yine Psycho ile Vertigo’yu alırdım, ama ilk 10’a Psyhco’yu değil de Vertigo’yu alırdım. Dolayısıyla yoruma açık, ki dediğim gibi ben de eleştiriyorum kendimi zaman zaman.
Baraka’ya ilk siz temas ettiniz. Ne kadar büyük bir çabanın ürünü olduğunu biliyorum, kuşkusuz önemi de ortada; ama o zamanki bakış açıma göre filmi nedense dahil etmemişim listeye. Eksiklik olarak kabul edilebilir.
Diğer yorumlarınıza da tümüyle katılıyorum. Kişisel seçimler bence en önde yer tutmalı, aksi halde bu bizim listemiz değil, bir başkasının beğenisini yansıtan bir liste olur. Nitekim ben de öyle yapmaya çalıştım. Beğenmenize çok sevindim ve ayrıca teşekkür ederim.
godard (11 Kasım 2024)
merhaba. ben night of the hunter filmini izledim ve bu filmin neden sinema için bu kadar önemli olduğunu, bu filmin neyinin özel olduğunu anlamadım. acaba biri bana bu filmin özelliğini anlatabilir mi ?