Sıcak Nal 5: Babalar ve Oğullar
BİR KAŞIK BABADA BOĞULMAK
Sıcak Nal beşinci sayısında, Turgenyev’den beri kült konulardan biri olan “babalar ve oğullar”ın, edebiyat ve kültür dünyamızdaki karşılığını Mahmut Mutman ile Selçuk Orhan’ın yazıları ve Sema Aslan’ın Roni Margulies ile yaptığı söyleşiyle irdeliyor.
Ted Hughes’un Sylvia Plath’in intiharı üzerine yıllarca çalıştığı ve kitaplarında yer almayan şiiri ise, Enis Akın ve Al Alvarez’in yorumlarıyla yer alıyor.
Burak Delier, geçtiğimiz günlerde kapanan “Çizgidışı” dergisiyle yaptığı söyleşiyle, tasarım dünyasına müdahale etmenin yollarını araştırırken, Savaş Kılıç “Çeviride Tanrı denir mi?” sorusunu yanıtlıyor.
Cem Akaş’ın “Brooklyn Kitap Panayırı”nı yazdığı bu sayıda, Özge Ercan, fotoğraf sanatçısı Muhsin Akgün’le yazar portreleri arasında, Hasan Bülent Kahraman’la da kitabevlerinde gezinirken, Ebru Berber, Behçet Çelik’le yeni çıkan öykü kitabını konuştu. Gülseli İnal, “Düş Günlüğü”ne yeni bir sayfa daha eklerken, Şener Özmen, “Uykusu Bölünenler”i Bazîdî’nin metinleriyle sürdürüyor.
Bu sayının öykücüleri Faruk Ulay, Uğur Büyüktezgel, İbrahim Halaçoğlu, László Darvasi, Makbule Aras, Steven Millhauser, Mavi Neşe Gölcük, Ali Smith, Burak Yasin Tunçlar, Noah Cicero, Melike Koçak, Orçun Ünal, Richard Yates, Ellen Kennedy; şairleri ise Ted Hughes, Ali Karabayram ve W. B. Yeats.
Sıcak Nal, Sayı 5 / İçindekiler:
Babalar ve Oğullar / Mahmut Mutman
Roni Margulies ile Söyleşi / Sema Aslan
Bir Babadan Geriye Ne Kalır? / Selçuk Orhan
Böyle Öyküler-2 / Faruk Ulay
Sudaki Yüz / Uğur Büyüktezgel
Bayan Lazarus’un Küllerini Eşelemek / Enis Akın
Ted Hughes’un Sylvia Plath’e ‘Son Mektubu’ / Al Alvarez (çev. Enis Akın)
“Son Mektup” / Ted Hughes (çev. Enis Akın)
Havuz Kartı / İbrahim Halaçoğlu
Fabrika / László Darvasi (çev. Edit Tasnadi - Can Özoğuz)
Yusuflamalar / Makbule Aras
Brooklyn Follies: İmzadan Karakter Tahlili / Cem Akaş
IV. Harad Saltanat Sürerken / Steven Millhauser
Kırıntı Çocuklar / Mavi Neşe Gölcük
Çizgidışı Dergisi ile söyleşi / Burak Delier
İlk Kişi / Ali Smith (çev. İbrahim Halaçoğlu)
Bir Ali Smith Portresi / Jeanette Winterson (çev. İbrahim Halaçoğlu)
Kurbanın Diliyle… / Ali Karabayram
Hilkat Garibesi - Oğlan’ın Aklında İki Yol / Burak Yasin Tunçlar
Çeviride “Tanrı” Denir mi, Allahaşkına? / Savaş Kılıç
Bu Gece Soğuk Esiyor / Noah Cicero (Çev. Kübra Kelebekoğlu)
Son Nefes / Melike Koçak
Türkiye’nin En Bi Güzel Yazar Fotoğrafları (Muhsin Akgün ile söyleşi) / Özge Ercan
Kardan Adam / Orçun Ünal
Uykusu Bölünenler (Kürtlerde Gündelik Hayatın Tarihi) / Şener Özmen
Düş Günlüğü (Yarı Uyku) / Gülseli İnal
Hırsızlar / Richard Yates (çev. Ilgın Yıldız)
Sidhe’nin Ordusu / W. B. Yeats (Çev. Ali Karabayram)
En Çok (Kitabevi) Gezen Yazar Mı Bilir? (Hasan Bülent Kahraman ile söyleşi) / Özge Ercan
Muhtemelen Yalnız Ölecek / Ellen Kennedy (çev. Çağlar Demirbağ)
Bir Yazarın Perde Arkası / Yankı Enki
Behçet Çelik ile söyleşi / Ebru Berber
SanatLog Haber
Okan Alay - Yanılgılar Evi
Okan Alay’ın “Yanılgılar Evi” adlı şiir kitabı çıktı…
Kitaptan Alıntı:
(…)
Salkım saçak bir aşk ile
Söze can veren dengbêjdi Filit
Murat kıyısında, Bingöl’de.
Ne natür bir sesti
Bu postmodern çağda
Tekno gürültüden uzak, azade nefes
Konuşurdu Doğu’nun yorgun diliyle.
Kırağılar vardı saçlarında beliren
Pembe bir güz sabahında
Acılardan armağan.
Dudaklarında karanfil kokularıyla
Susardı öyle dağlarca
Kaçak cigarasında bir içimlik zaman
Yıldız düşerdi göğün taraçasından
Kalbinin avuçlarına.
(…)
Okan Alay, 1975’te Bingöl’de doğdu. 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yapan şair, halen yüksek lisansını tamamladığı Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nde doktora eğitimine devam ediyor. Bingöl’de bir kamu kuruluşunda yöneticilik yapan şairin “Suyun Gölgeye Karıştığı” (2006) adlı bir de şiir kitabı var.
Kitap Adı : Yanılgılar Evi
Yazar : Okan Alay
Editör : Bülent Usta
ISBN : 978-605-5497-00-2
Barkod : 9786055497002
Sertifika No : 10748
Türü : Şiir
Sayfa Sayısı : 64 syf.
Baskı : 1. Baskı, 2024
Boyut : 13×19
Fiyat : 7 TL
Dağıtım : Alfa Dağıtım (0212-511 53 03)
Yasakmeyve Kitapları
Komşu Yayınevi Tarafından Yayına Hazırlanmaktadır.
SanatLog Haber
Ahmet Yazıcı Ahşap Heykel Sergisi
Kasım 9, 2024 by admin
Filed under Duyurular, Heykel Sanatı, Sanat, Sanatsal Etkinlikler
Ahmet Yazıcı’nın Ahşap Heykel Sergisi Klaxon’da…
Heykellerini ‘duvar panoları’ ve ‘iç mekan masa üstü’ heykelleri olarak iki ana grupta tasarlayan ve yontan Ahmet Yazıcı’nın üçüncü ahşap heykel sergisi 11 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında Klaxon Kültür Merkezi’nde izlenebilir.
Asıl mesleği metalürji mühendisliği olan Ahmet Yazıcı, sanat çalışmalarına hayatının geç bir evresinde (emekliliğinde) başlamış olmakla birlikte sürekli sanat dünyasının içinde oldu. Ağactan heykel yapmayı seçmesindeki en büyük etken, yontuya renk dünyasının sonsuz güzelliğini de katabilmek olduğunu söyleyen sanatçı, heykellerinde genellikle çok sert bir ağaç olan huş ağacını (Baltic Birch) tercih ediyor. Bu malzemede diğer ağaç türlerinde zamanla ortaya çıkan çatlama vs gibi deformasyonlar oluşmuyor. Heykellerini ‘duvar panoları’ ve ‘iç mekan masa üstü’ heykelleri olarak iki ana grupta tasarlayan ve yontan sanatçı son dönem çalışmalarını 3 Kasım-11 Aralık tarihleri arasında Klaxon Kültür Merkezi’nde açacağı üçüncü kişisel sergisiyle sanatseverlerle paylaşıyor.
Avusturya Lisesi ve Avusturya’da ‘Montanistische Hochschule Leoben’ Yüksek Okulu Demir Çelik ve Metalurji Fakültesi mezunu olan yüksek mühendis Ahme Yazıcı’nın sanat çalışmalarının yanı sıra klasik müzik ve besteci L.v.Beethoven en büyük tutkusu. Sanatçı, eserlerindeki form ve renk harmonisini kurgularken dinlediği müzikten de etkilendiğini belirtiyor.
Sergi açılış: 11 Kasım 2024
Saat: 18.30-20.30
Adres: Klaxon Kültür Merkezi, Olivya No:5 D:2 İstiklal Caddesi, Beyoğlu
Tel: 0212 244 24 64 0533 282 08 42 http://www.klaxonkultur.com/
SanatLog Haber
Beyazperdede İlk “Alevi Açılımı”: Saklı Hayatlar
Kasım 9, 2024 by admin
Filed under Duyurular, Sanat, Sinema, Türk Sineması, Yakın Dönem & Günümüz Sineması
Alevilerin yaşamak zorunda bırakıldıkları “saklı hayatlar” ilk kez beyazperdeye taşınıyor. “Saklı Hayatlar” filminin yönetmeni ve senaristi A. Haluk Ünal “Türkiye’nin tüm saklı hayatlarını örnekleyen Alevi kimliğinin dramı, Sünni çoğunluğun da trajedisidir” diyor.
Çekimleri bugün başlayan ve “Birbirimizin acılarını hissedemezsek yaralarımızı saramaz, iyileşemeyiz” diye yola çıkan filmde; Ceren Hindistan, Yusuf Akgün, Lâçin Ceylan, Zerrin Sümer, Ahmet Mümtaz Taylan gibi güçlü ve seyircinin iyi tanıdığı oyuncular yer alıyor.
“Kürt realitesinden” sonra Alevilerin maruz bırakıldığı toplumsal baskı ve önyargılar da artık Yeşilçam’ın senaryolarına giriyor. Beyazperdede Alevi kızla Sünni oğlanın imkânsız aşkına değinen filmler görmüştük. Ancak Alevi toplumunun yaşamak zorunda bırakıldığı ötekileştirmeyi, ayrımcılığı doğrudan konu edinen bir film yapılmamıştı şimdiye kadar. Kültür Bakanlığı Fonu’ndan da destek alan Saklı Hayatlar bu konuda bir ilk.
Çekimleri bugün başlayan ve A. Haluk Ünal’ın yöneteceği ilk uzun metrajlı film olan Saklı Hayatlar’da Ceren Hindistan, Yusuf Akgün, Lâçin Ceylan, Zerrin Sümer, Ahmet Mümtaz Taylan gibi güçlü ve seyircinin iyi tanıdığı oyuncular yer alıyor. Filmin bir de çocuk oyuncu var: 8 yaşındaki Irmak Öztürk. Yapımcılığını Drama İstanbul’dan Serpil Güler’in üstlendiği filmin görüntü yönetmenliğine Altın Koza’da iki kez ödül almış olan Gökhan Atılmış, müziklerine ise bir dönem “İmkansız Aşk” şarkısı dillerden düşmeyen Cem Yıldız imza atacak. Vizyona Mart 2024’de girmesi planlanan filmin dağıtımını ise Tiglon yapacak.
1980’de Çorum katliamı sonucu İstanbul’a göç eden bir Alevi ailenin hikâyesinden yola çıkan Saklı Hayatlar, sıradan insanların yaşadığı kimlik çatışmalarının yol açtığı gerçek bir trajediyi anlatıyor. Filmin senaristi ve yönetmeni Ahmet Haluk Ünal Saklı Hayatlar’ı şöyle özetliyor:
“Uzun yıllardır bu topraklarda yaşatılan ama şimdiye kadar sinemada yeterince konu edilmemiş bir ayrımcılıktan yola çıkıyoruz. Gündelik ve ulvi hayatın, aşkın ve evlat sevgisinin kesiştiği noktada, kimliksel önyargılar yumağının yol açtığı trajediyi görselleştirmeyi hedefliyoruz.”
Gerçek hikayeler, yeni hikayeciler
Filmin örgüsünü oluşturan ana hikâye gerçek olaylardan esinlenmiş. Ayrıca filmde yer alan ayrıntılar yaşamdan alıntılanmış.
“Türkiye’de, egemen olandan farklı dinsel, politik ya da cinsel bir kimliğe sahipseniz saklanarak yaşamak zorundasınız. Ancak egemen kimliğe görünüşte de olsa uyum sağlayıp, kimliğinizi ortaya koymadığınız sürece ‘huzurlu’ yaşayabiliyorsunuz” diyen Ünal’a göre, “Kimlikler üzerindeki baskı sadece devletten de kaynaklanmıyor. Gündelik hayatı birlikte yaşadığınız sıradan insanların, ‘ötekilerin’ önyargıları farklı olmayı cehenneme dönüştüren en önemli unsur.”
“Anadolu’nun farklı kimliklere sahip insanları olarak resmi tarihin, resmi ideolojinin bize bellettiklerini bir kenara koyup birbirimizin gerçek acılarını, karşılıklı önyargılarla birbirimize çektirdiğimiz tüm acıları dinlemeye ve paylaşmaya başlamanın zamanı artık” diyen Ünal, “Kendimizin ve başkalarının hikayelerini hissetmenin, paylaşmanın en zengin en yoğun dili olan sinema, kimliksel önyargıların çözülmesine de önemli bir katkı yapabilir” görüşünde.
Saklı Hayatlar yeni bir yaratıcı yapım modelinin ilk filmi:
Dramaİstanbul Film Atölyesi
Saklı Hayatlar sadece konusuyla bir ilke imza atmıyor. Ekibi ve yapım süreciyle pek çok başka ilki de bir araya getiriyor. Saklı Hayatlar daha önce pek çok senaryosu perdeye aktarılmış olan A. Haluk Ünal’ın yönetmen koltuğunda olduğu ilk sinema filmi ama ilk uzun metrajlı filmi değil. Ünal 2024’de “Müslüm Baba’yı bıçaklayan genç bir Kürt hayranının hikâyesinin anlatıldığı ilk uzun metrajlı televizyon filmi Esrarlı Gözler’in senaryosunu yazmış ve Müge Turalı ile birlikte yönetmişti.
Saklı Hayatlar yapımcı şirket Dramaİstanbul Film Atölyesi’nin de ilk filmi olacak. Geniş bir yerli yabancı yazar ekibini bünyesinde barındıracak olan Dramaİstanbul, gelişmiş sinema sektörüne sahip ülkelerde uygulanan bir yapım yaratım modelinin Türkiye deki ilk örneği ve ilk uluslararası sinema atölyesi olma özelliğini taşıyor.
Bir proje havuzu ve yaratıcı atölye olarak çalışmalarına devam eden Dramaİstanbul, sektörel anlamda birbirini tanımayan ya da ulaşamayan, küçük bir iletişim ve çalışma çemberinde tıkanıp kalmış yapımcı, senaryo, öykü, roman yazarlarının buluşma ve beraber çalışma noktası olmayı amaçlıyor.
Güçlü kadro, güçlü ekip, güçlü gişe beklentisi
Saklı Hayatlar’ın yapımcısı ve proje tasarımcısı, Dramaİstanbul’un kurucularından Serpil Güler sektörün de çok iyi tanıdığı bir isim. 20 yıl önce başladığı sinema yolculuğunu artık yapımcı olarak sürdüren Güler, son on yılda büyük bütçeli dramalarda uygulayıcı yapımcı olarak çalıştı.
Filmin görüntü yönetmeni “Sis ve Gece “ ve “ Beynelmilel” filmleri ile Altın Koza Film Festivali’nde iki ödül kazanan Gökhan Atılmış.
Filmin müziklerini ise Hırsız Polis dizisi için bestelediği “İmkansız Aşk” şarkısı dillerden düşmeyen, Zülfü Livaneli, Şükriye Tutkun, Yıldız Tilbe gibi birçok sanatçıya albüm çalışmalarında eşlik eden başarılı müzisyen Cem Yıldız yapacak.
Filmin iletişim danışmanlığını pointistanbul, fotoğraf danışmanlığını ise Galata Fotoğrafhanesi, Yücel Tunca ve Özcan Yurdalan üstlendi. Afişini ise reklam sektörünün tanınmış art direktörlerinden Barış Sarhan yaptı.
“Kısıtlı mali imkanlara rağmen filmin senaryosuna inanan çok güçlü bir oyuncu kadrosu ve çok güçlü bir ekip kurduklarını” belirten yapımcı Serpil Güler, bir ilke imza atacak olan Saklı Hayatlar’ın hem sektörde hem seyirci tarafında beklenen ilgiyi uyandıracağına inanıyor.
ÖNEMLİ NOT:
Filmin çekim süreci, fotoğraf ve videolarıyla birlikte günü gününe www.dramaistanbul.com.tr/blog adresinden izlenebilecek.
SanatLog Haber