Sinema Anadolu | SanatLog

Eskişehir’de Festival Harika İlerliyor…

Anadolu Üniversitesi 13. Uluslararası Eskişehir Festivali 5 Mayıs’ta gösterimleriyle birlikte, iki söyleşi ve iki sinema dersi ile devam etti…

1 Mayıs’ta başlayan 8 Mayıs’ta sona erecek olan festival kapsamında “Adalet Oyunu” ve “Karbeyaz” filmlerinin ekipleri söyleşilerde sinemaseverlerle buluşurken, Uruguaylı sanat yönetmeni Federico Capra’nın yönetiminde “Sinemada Sanat Yönetimi” atölyesi ve /oyuncu Mehmet Esen’in verdiği “Kamera Önünde Oyunculuk” atölyesi gerçekleştirildi.

“Adalet Oyunu” ekibi filmin ardından seyircilerle buluştu…

Mahur Özmen ile Ali Özuyar’ın yönettiği ve Erol Keskin, Mustafa Uğurlu, Tolga Evren ile Serap Sağlar’ın oynadığı Adalet Oyunu, ilk kez 13. Uluslar arası Eskişehir Festivalinde sinemaseverler ile buluştu. Ali Özuyar, bir sinema filminden etkilenerek avukat olduğunu anlatarak, “Avukatlık mesleği ile kendimi ifade ettiğimi düşünmüyorum. 7-8 yıl önce aldığım sinema eğitimi ile benim sinema serüvenim başladı” dedi. “Adalet Oyunu” filminin diğer yönetmeni Mahur Özmen ise hali hazırda bir senaryosu olduğunu fakat çekim aşamasına gelmek için Özuyar’ın kendisini teşvik ettiğini dile getiren Özmen, “ inanılmaz zorluklarla çekildi fakat her şeye rağmen bitti. İyi şeyler büyük sıkışıklıklardan çıkıyor” şeklinde konuştu.

Ankara Devlet Tiyatrosu Sanatçısı ve filmin oyuncusu Serap Sağlar ve kızı Gerçek Sağlar da filmin ilk gösterimine gelen konuklar arasındaydı. Sağlar, filmin büyük maddi sıkıntılar içerisinde çekildiğini vurgulayarak, “Ben hiçbir beklentim olmadan filme yardım ettim ve oynadım” diyerek sözlerine son verdi.

“Karbeyaz” tam kadro Sinema Anadolu’daydı

Eskişehir’de günün ikinci söyleşisi “Karbeyaz” filminin ekibinin Sinema Anadolu’da gerçekleştirdiği söyleşiydi.

Söyleşiye, filmin ve senaristi Selim Güneş, yapımcıları Nur Güneş ve Emre Güneş, oyuncuları Gürsan Pirionurlu ve Ziver Armağan açıl katıldı.

İzleyicilerin sorularını yanıtlayan Selim Güneş, renklerin kullanımı hakkında sorulan soruya şöyle cevap verdi:

“Filmde renk seçiminde anlamlı tercihler yaptık. Örneğin filmin başında sarı bir balon vardı. Sarının anlamı ayrılıktır. Çocuk, babasının ölümünün ardından sarı balonu elinden bırakıyor. Nesnelerin renginin seçiminde, renklerin sahip olduğu anlamlara özel önem verdik.”

Sorulan başka bir soruya ise tüm samimiyetiyle cevap veren Güneş; “ Nuri Bilge Ceylan’ı kendime örnek almıyorum fakat ona benzetilmekten de rahatsızlık duymuyorum. Benim amacım Türk Sineması’nda iyi işler çıkartan iyi bir olarak anılmak” dedi.

Capra’dan “Sinemada Sanat Yönetimi” atölyesi…

Anadolu Üniversitesi 13. Uluslararası Eskişehir Festivali’nin renkli konuklarından “Sessiz Ev” filminin sanat yönetmeni Federico Capra, İletişim Bilimleri Fakültesi 13 numaralı derslikte “Sinemada Sanat Yönetimi” adı altında bir atöyle çalışmasını yönetti.

Katılımın yoğun olduğu keyifli çalışmada Capra, örneklerini festival kapsamında da gösterilen sıradaşı “Sessiz Ev” üzerinden verdi. Filmlerde kostüm tasarımının önemine de dikkat çeken , festivalde ve Eskişehir’de bulunmaktan çok mutlu olduğunu söyleyerek atölyesini tamamladı.

Esen: “Seyirciyi yalanınıza inandırmak için önce kendiniz inanmalısınız.”

Ünlü oyuncu Mehmet Esen, İletişim Bilimleri Fakültesi’nde “Kamera Önünde Oyunculuk” atölyesi gerçekleştirdi.

“Küçükken ağabeyimle radyodan arkası yarınları dinlerdik, benim için ilginç bir çekiciliği vardı. Sonra bir gün ailemle Münir Özkul’un oynadığı bir oyuna gittik ve oyuncu olma kararını o gün verdim.”

Mine, Katırcılar, Şalvar Davası, Eğreti Gelin gibi filmlerde rol alan, son dönemlerde Bahzat Ç dizisindeki rolüyle oldukça sevilen ve 5 Mayıs’ta İletişim Bilimleri Fakültesi’nde keyifli bir atölye çalışması yöneten tiyatro oyuncusu Mehmet Esen, mesleğine giden ilk adımlarını böyle anlatıyor. Esen atölye çalışmasına katılımcıların isteği üzerine ilk deneyimlerini anlatarak başladı; “Karar verdim ve evden Ankara’ya kaçtım. Tüm ailem beni aramaya başladı tabii. Beni bulduklarında ben bu iş için ne kadar kararlı olduğumu ve burada kalmak istediğimi onlara anlattım. Ankara günlerim böylece başladı. Sonra o zaman bana birer tanrı gibi gelen oyuncuları taklit etmeye başladım. Onları takip ettim, onlar gibi okudum, oturdum, kalktım… Akabinde Ankara Sanat Tiyatrosu’nun sınavlarına girdim ve kazandım.”

Çalışmanın ikinci bölümündeyse ünlü sanatçı deneyimlerini ve görüşlerini katılımcılarla paylaştı. 12 Eylül döneminde çektiği sıkıntı ve yaşadığı baskılardan da bahseden Esen, -oyuncu ilişkisine verdiği önemi vurguladı. “ olmak isteyen arkadaşlara bir oyuncu olarak ilk tavsiyem, derdiniz neyse oyuncunuzun onu anlamasını sağlayın. Siz bunu tam olarak yapabilirseniz oyuncu size kendini teslim edecektir. Bunu yapmazsanız o iletişimsizlik oyuncuyu sizden koparır. Bu sefer de siz, ondan istediğinizi almakta zorlanırsınız.”

“Oyuncu kim olursa olsun, ona motivasyonunu verecek, onu oynatacak kişi yönetmendir. Kötü bir işten sonra işin içinden herkes sıyrılır ama sıyrılamayacak tek kişi yönetmendir.”

“Oyuncu ise sinemanın bir yalan-kurmaca olduğunu bilmeli. Ama o yalana seyirciyi inandırmanız için, kendiniz de inanmalısınız. Oynadığınız karakteri tanımalı, onu karşınızda görmeli ardından içselleştirmelisiniz. Bu kişi sigarasını nasıl içer, elinde nasıl tutar, nasıl yürür, nasıl sevişir, nasıl uyur…?”

Esen’in keyifli sohbeti atölye çalışmasının ardından İletişim Bilimleri Fakültesi kantininde de devam etti.

sanatlog.com

Ünlü Yunan Yönetmen Yiannis Economidis Sinema Anadolu’daydı…

“Ülkenizi seviyorsanız, onu eleştirmelisiniz”

Ünlü Yunan Yiannis Economidis Sinema Anadolu’daydı…

Anadolu Üniversitesi 13. Eskişehir Uluslararası Festivali kapsamında gösterilen Bıçakçı (Knifer) filminin yönetmeni Yiannis Economidis filminin ardından Sinema Anadolu’da keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Ünlü , Mühendislik Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ozan Devrim Yay’ın Yunanca olarak yönettiği söyleşide kendisine yöneltilen soruları cevapladı.

Bıçakçı’nın 3. uzun metraj çalışması olduğunu ifade eden Economidis, filmin başkarakteri Niko’nun Atina’nın varoşlarında dolaştığını ve asıl amacının da bu olduğunu söyledi. “Niko Atina’nın kenar mahallelerinde belki ama oraların şehirdeki beton taşradan hiçbir farkı yok.”

Kendisine “ana akım ticari sinemanın karşısında, kendisinin de Türk sinemasındaki Zeki Demirkubuz ya da Nuri Bilge Ceylan gibi daha çok günlük hayatı ve insanın günlük hayattaki sorunlarını işlemesinin ve bu yolu seçmesinin nedeni” sorulduğunda ise Economidis şu yanıtı verdi;

“Aslında bu tarz filmler yeni nesile zor gelen ve onları çekmeyen filmler çünkü onlar daha ziyade Amerikan tarzına alışmış durumdalar. Fakat bu bizim kültürel bir sorunumuz ve filmlerimizde bu eleştirel bakışı sürdürmeye devam edeceğiz. Gelecekte ne olacağını bilmiyorum.”

“Gerçeği arayan bir kuşağız, amacımız gerçeği olabildiğince vermek ve eleştirel olmak. Yaşadığım toplumu eleştirmeliyim. Eğer sinema yapıyorsanız, eleştirel olmak zorundasınız. Eleştirellikten nasibini almamış bir gözün sinemada yeri yok.”

“Yunan toplumunu eleştirmek bana ciddi tepkiler getirdi. Benim amacım toplumumu yüceltmek ya da gururunu okşamak değil. Ülkemi sevmiyor da değilim, tam tersine çok sevdiğim için bunu yapıyorum, acımasızca eleştiriyorum. Ülkenizi seviyorsanız, daha iyi bir yere getirmek istiyorsanız, onu eleştirmelisiniz.”

Ünlü , etkilendiği ve esinlendiği yönetmenlerle ilgili bir soruyu da şöyle cevapladı;

“O kadar çok festivale gidip o kadar çok izliyoruz ki bu soruya kolayca cevap vermem imkânsız. Ama ilk kısa filmlerimi çektiğim dönemlerde Michelangelo Antonioni’ye çok özenir, onun çektiği gibi sahneler çekerdim. Sonradan ona öykünmenin ve onun gibi görünmem gerektiğinin bir hata olduğunu, özgün olmam gerektiğini anladım.

Economidis söyleşisinin ardından, “Bir Yapmak” adlı atölye çalışması için İletişim Bilimleri Fakültesi’ne hareket etti.

Economidis’ten Sinema Dersleri

Economidis aynı zamanda Anadolu Üniversitesi 13. Uluslararası Eskişehir Festivali kapsamında 2 Mayıs’ta ‘’Bir Yapmak” adlı bir sinema dersi gerçekleştirdi.

Derse öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği gözlenirken, dersin ana teması Yunanistan’da sinemanın tarihsel gelişimi oldu. Bu kapsamda Yunan Sineması üzerinde etkili olan akımlardan, siyasal ve tarihi gelişmelerden ve yabancı sinemaların etkisinden bahsedilerek, öğrencilerin aktif katılımda bulunmasına kaynaklık edildi.

sanatlog.com