SanatLog yazılarına abone olunYazılar RSSSanatLogYorumlar RSS

Yayıncılık Devriminin Anatomisi

18 Mayıs 2024 Yazan:  
Kategori: Deneme, Duyurular, Edebiyat, Sanat

Türkiye’de bir şiir kitabını 10.000 kişi okuyabilir mi? “Şiir kitabı” diyorum ama, şiir taklidi yapan, ergenlerin aşk bunalımlarını sömüren ucubeleri demiyorum, Kahraman Tazeoğlu, İkbal Aydın, Cezmi Ersöz, Ceyhun Yılmaz, Sunay Akın, İkbal Gürpınar, İbrahim Sadri, Şebnem Kısaparmak gibi pop kültür ikonu sahne esnaflarının piyasaya sürdükleri “ticari meta”ları kastetmiyorum. tarihi kronolojisinde özgün ve yetkin biçemiyle yer edinen ve/veya edinmesi olası eserlerinden bahsediyorum, Ece Ayhan, Nazım Hikmet, Hüseyin Alemdar, Şükrü Erbaş, , Ersan Erçelik, Özkan Mert, Yılmaz Odabaşı… gibi has şairlerin ürettikleri.

Bu isimlerden ancak Nazım Hikmet ve Yılmaz Odabaşı’nın binlerle ifade edilen satış oranlarını aşabiliyor, diğerleri ise senede bin tane bile satmıyor maalesef. Komik bir paradoks yaşanıyor bu ülkede, başka herhangi bir ülkede yaşanıyor mu bilemiyorum, şiir okuru sayısıyla şairlerin ve şair geçinenlerin sayısı ters orantılı. Şiir okumayı sevmeyen şairlerin cirit attığı gülünç ve hazin bir coğrafya burası. Şiir okumayı sevmiyorlar, ama şiir kitabı çıkartmaya bayılıyorlar. Hal böyle paradoksal olunca serbest piyasa ekonomisi talebe uygun arzı realize ediyor ve vampir yayıncılık türüyor, yani yayınevinin şairin sırtından para kazandığı, akabinde kitabı satıp satmamayı umursamadığı yayıncılık anlayışı. Şairden kitabın basım maliyeti artı en az yüzde yüz kâr peşin alınıyor, “marka değeri” yüksek yayınevlerinde bu oran % 300–400 gibi rakamlara kadar çıkabiliyor.  Topu topu 500 tane basılıyor bir şiir kitabı, onu da dağıtımcı istemiyor, kitapçı kabul etmiyor satmadığı için. Bir kısmı şairin ve yayınevinin arşivine konuyor, bir kısmı kişisel bağlantılarla kütüphanelere “kakalanıyor”, bir kısmı da “dostlar alışverişte görsün” misali diğer şairlere postalanıyor. Bir kısmı kapı kapı dolaşılıp dilenciliğe payanda ediliyor. Yolda sizi çevirip “Falanca derneğe yardım etmek ister misiniz” diyen neo-dilencilerin yaptığı gibi elde çanta kapılar aşındırılıp rica minnet kitap satmaya, kitabı bahane ederek dilenmeye çalışılıyor. Aynı dilencilik mekanizmasının vitrini olan ve kolay kolay kimsenin getirilemediği “imza günlerinde” ve “kitap fuarları standlarında” kazara gelenlere ve eşe dosta zorla birkaç -sadece birkaç- kitap dilenerek satılıyor.

Yakın zamana kadar bu denli sefil durumdaydı şiir kitaplarının seyir rotası, şimdi çok mu değişti, elbette hayır. Çoğunluk gene aynı bataklıkta debelenmeye devam ediyor, ama birileri, bizler, Emeğin Sanatı Kolektifi üyeleri, kendi alternatifimizi yarattık ve epey verimli sonuçlar elde ettik.

Öncelikle asli sorun iyi belirlendi, yani OKUR YARATMA zorunluluğu. Cemal Süreya’nın 1974′te TRT’de konuk olduğu bir programda, kamera önü heyecanıyla sigarasından hızlı nefesler alırken bahsettiği bir realite vardı, “okur yaratma sorunu”. O yıllardan bu yana okur sayısı daha da azaldı ve paradoksal şekilde şair geçinenlerin sayısı aynı oranda arttı. Emeğin Sanatı Kolektifi üyeleri ise vampir yayıncılık sistemindeki gibi şairden para talep etmeden, kendi ideolojik ve poetik algılarına koşut kitapları, sıfır basım, dağıtım, tanıtım maliyetiyle yayımlamak için internetin sonsuz olanaklarını verimli kullandılar. Şairden para talep edilmediği gibi okurdan da para talep edilmiyordu, hazin imza günlerinde ya da elde çanta kapı kapı dolanarak zorla kitap satmaya çalışılmıyordu, şiir kitabı maddi ve sosyal rant dilenciliğine payanda edilmiyordu. Üstelik internetin olanakları sayesinde, okur evinden çıkmadan ve hiç para ödemeden iki tuşla bilgisayarına şiir kitabını indirebiliyor ve beğendiklerini de gene hiç evden çıkmadan iki tuşla dostlarına iletebiliyordu. Tabi, bu tip yayıncılık anlayışında, uyduruk imza günlerinde, kimsenin uğramadığı kitap fuarı standlarında ellerindeki kitapların kapağını objektiflere sokarak dostlarıyla poz veremiyor, bu pozları sosyal medyada teşhir edemiyorlardı, kitap bahanesiyle şiir sanatı dilenciliğe alet edilemiyordu, vampir yayıncıya para kaptırılmıyor, dağıtım şirketlerine, kitapçılara yalvar yakar olunmuyor, sadece saf “şiir okuma talebi” ile “has şiir kitabı” buluşturuluyordu. N’oldu peki sonuç, 16 ay önce ilk yayımlanan şiir e-kitapları 10.000′den fazla kişi tarafından okundu, OKUR YARATILDI, yani potansiyel şiir okuru şiir e-kitaplara çekildi, çirkin yayın ve tanıtım çarklarına bulaşmadan matbu şiir kitaplarından kat kat fazla oranda şiir okuruna ulaşıldı, ŞİİR OKUTULDU.

ŞİİR SATMAZ BU ÜLKEDE, AMA OKUTULABİLİR, OKUTTUK, OKUTACAĞIZ!

Emeğin Sanatı Kolektifi Üyesi

Mayıs 2024

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Emeğin Sanatı E-Yayınevi:

Emeğin Sanatı E-Yayınevi, Emeğin Sanatı Kolektifi’nin yan kuruluşudur. Emeğin Sanatı Kolektifi’nin yayın organı, 6 yıldan beri 15 günlük periyotla yayınlanan EMEĞİN SANATI E-DERGİ’dir…

Blog:emeginsanatie-yayinevi.blogspot.com

Website:emeginsanati.blogspot.com

Issuu:issuu.com/emeginsanati

Halim Yazıcı – Küçük Bir Harf

27 Kasım 2024 Yazan:  
Kategori: Duyurular, Edebiyat, Sanat, Siir

küçük bir harf, sonbaharda kalbinizi bir şeytan uçurtmasının kuyruğuna bağladığınızda, aşkın dizginlerini salıverdiğiniz küçük harflerin şiiridir.

Halim Yazıcı’nın şiirinde, bazen bir kedinin koynunda dünyanın imgesini emzirirken, bazen de bir anne sesinde insan ruhunun canlı olup olmadığını sorarken bulacaksınız kendinizi.

Bir ölümün kaç kadın, bir kadının ise kaç ölüm ettiğini usulca fısıldayacaksınız sardunyalara.

akşamları hep kendin gibi geldin bana/sardunyaların geldiği gibi kalbime/hep iyi geldin

Yazan

:

Halim Yazıcı

Yayınevi

:

Caz Kedisi

Ebat

:

13,5 x 19,5 cm

Sayfa

:

96

Fiyatı

:

8,00-TL

ISBN

:

978-605-87581-2-4

Haydar Ergülen - Semtimizin Şairi: Yahya Kemal

25 Şubat 2024 Yazan:  
Kategori: Duyurular, Edebiyat, Etkinlik, Sanat, Siir, Ustalara Saygı

“Arka Oda Toplantıları” İstanbul Edebiyatı ile devam ediyor…


Semtimizin Şairi: Yahya Kemal
1 Mart Perşembe 2024, 18:30

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul araştırmalarına farklı bir boyut kazandırmak amacıyla düzenlediği, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine odaklanan Arka Oda Toplantıları’na yeni bir diziyle devam ediyor: “İstanbul Edebiyatı”.

Haydar Ergülen’in yönetiminde gerçekleşecek dizi, tarihin en eski kültür kentlerinden biri olan İstanbul’un edebiyatla ve edebiyatçılarla ilişkisi üzerine şekilleniyor.

İlk toplantı 1 Mart 2024 Perşembe günü İstanbul tutkunu bir şair Yahya Kemal’le başlıyor. “Milli Şair”imiz , özel olarak da İstanbul’un şairidir. Fakat hangi İstanbul’un? Haydar Ergülen, Yahya Kemal’in İstanbul’a dair yazılarından ve İstanbul şiirlerinden yola çıkarak, “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre yeter” diyen şairin “On İstanbul”unu inceliyor. İstanbul’un her semtine farklı bir şiir yazan Yahya Kemal’in, her semtte farklı bir şair portresi çizdiğine dikkat çekiyor.

Yedi İklim Dergisi, 262. Sayı

14 Ocak 2024 Yazan:  
Kategori: Dergi & Fanzin, Duyurular, Edebiyat, Eleştiri, Sanat, Siir

Yedi İklim Dergisi, 2024 yılının ilk sayısıyla (Ocak 2024) okurlarının karşısında…

 

Yılın ilk sayısında yer alan yazarlar ve eserleri şunlar:

(başyazı) Yedi İklim: Süreğenlik
(şiir) Seyfettin Ünlü: Münacaat
(şiirler) Ali Haydar Haksal: Söz ile Ses / Babam ve Şiir / Sen ve Su
(şiirler) Mehmet Aycı: Bir Yaprak Düşerken Üç Şey Söyler Birincisi / Yıldız Teftişi
(şiir) Mustafa Ruhi Şirin: İnsanın Güneşi
(şiir) Mehmet Habil Tecimen: Na’t
(çizgi) Hasan Aycın: Çizgi
(şiirler) Yeprem Türk: Taşradan Taş / Fuzuli’ye Taş
(şiir) İsmail Söylemez: Kirli Kelimelerde Eskir Harfler Ekşir Tuz
(şiir) Abdülkerim Yılmaz: Öğüt
(şiir) Bilal Yavuz: Twelight
(şiirler) Hakan Bilge: Rubaîler
(şiir) Raşit Ulaş Çetinkaya: Kuşlar
(şiir) Selim Sina Berk: Kâinat
(öykü) Recep Seyhan: Bıldırcın Avcıları
(öykü) Yunus Emre Özsaray: Kimliksiz
(öykü) Mükerrem Mete: Ağrı
(öykü) Yıldırım Türk: Ayrı Düşmüş Zamanlar
(hat) Mustafa Cemil Efe: Hat
(çeviri şiir)  Sean Bonney: Melez / Türkçesi Habil Tecimen 
(çeviri şiir) Pamella Gilyan: Ayrılmak / Türkçesi Tülin Damar
(eleştirel inceleme) Yüksel Kanar: Abbasî Devrimi, Bağdat ve Beytü’l-Hikme/3
(inceleme) Ali Haydar Haksal: Renan, Hz. İsa ve Kudüs
(inceleme) Elmas Şahin: Korkunç Yıllar’a Meydan Okuyan, Yurdunu Kaybeden Adam: Cengiz Dağcı
(ebru) Özden Aydın: Ebru
(poetik ) Ali Haydar Haksal: Öykü Ağacı XII Kalem ve Kuyu
(gezi-gözlem) Recep Seyhan: Augsburg Notları VIII
(poetik deneme) Mehmet Habil Tecimen: Poetik Paradigma II
(deneme) Mustafa Cemil Efe: Habîbü’n-Neccâr
(deneme) Şakir Kurtulmuş: Dost’a Mektup

Yahya Kemal Beyatlı - Bir Başka Tepeden

9 Aralık 2024 Yazan:  
Kategori: Edebiyat, Sanat, Siir, Ustalara Saygı

Yorum yapın

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
 Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Bir Başka Tepeden 

Sonraki Sayfa »